Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz. MarmaraYenikapı Ahsarla #etiket

7 Aralık 2014 Pazar

İnadına çözüm süreci, kardeşlik ve barış diyoruz AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu 07 Aralık 2014 VAN


İnadına çözüm süreci, kardeşlik ve barış diyoruz

  07 Aralık 2014 VAN

Başbakan Davutoğlu, "Tüm provokasyonlara rağmen, inadına çözüm süreci diyoruz; inadına kardeşlik, inadına, barış, inadına tarihdaşlık ve inadına vatandaşlık diyoruz" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinin üzerinde durduklarını, ancak "birilerinin mahalle baskısını artırdığını" belirterek, "Tüm provokasyonlara rağmen, inadına çözüm süreci diyoruz; inadına kardeşlik, inadına, barış, inadına tarihdaşlık ve inadına vatandaşlık diyoruz" dedi.

Davutoğlu, Van Fuar ve Kongre Merkezi'nde, partisinin Van 5. Olağan Kongresi'nde konuştu. Hükümet olarak çözüm sürecinin üzerinde durduklarını ve bunu çok önemsediklerini vurgulayan Davutoğlu, "Biz çözüm süreci dedikçe, birileri mahalle baskısını artırıyor; birileri sadece kendilerinin hitap ettikleri kitlelere dönerek kendi baskılarla farklı siyasi düşüncelere ülkenin belli kesimlerini kapatmak istiyor" dedi.

Başbakan Davutoğlu, 6-7 Ekim olaylarında kendileri dışındaki her bir kesime dönük saldırı yapanların, aslında buralarda, şu veya bu bölgede, şu veya bu ilçede veya ilde "bizim dışımızda düşünenlere hayat hakkı yok" demeye çalıştığını ifade ederek, AK Parti kongrelerinin Kars, Erzurum, Tunceli, Erzincan'ın ardından Van'da coşku içinde yapıldığını söyledi.

Bu kongrelerde "kim ne yaparsa yapsın, biz bu aziz vatanın her köşesinde AK Parti bayrağını da albayrağı da dalgalandırmaya devam edeceğiz" mesajının çıktığını ifade eden Davutoğlu, gerçek bir demokraside Türkiye'nin her köşesinde, her türlü siyasi faaliyetin yapılmaya devam edileceğini bildirdi.

Davutoğlu, son 12 yıl içinde eşit vatandaşlık prensibi etrafında devrim niteliğinde adımlar attıklarını belirtti. Bu kapsamda olağanüstü hali kaldırdıklarını anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"EMASYA'yı, Kürtçe üzerindeki yasakların tümünü kaldırdık. Hapishaneye gidenlerin kendi anne babalarıyla ya da evlatlarıyla Kürtçe konuşmalarının önününe açık bıraktık. 24 saat Kürtçe yayın yapan TRT Şeş'i kurduk. Her türlü demokratik açılımı gerçekleştirdik ve bu toprakların her bir köşesinde hangi etnik ve mezhebi kökenden olursa olsun, herkesin onurlu ve eşit vatandaşlar olarak yaşamalarının temel zeminini kurduk.

Bundan sonra da kimse düşüncesi, dili, kökeni, mezhebi, inancı ve kıyafeti dolayısıyla ötekileştirilemeyecek, tahkir edilemeyecek."

Davutoğlu, Vanlıların tüm baskılar karşısında dim dik durduğunu, bundan dolayı da kendileriyle gurur duyduğunu belirterek, AK Parti olarak her zaman Van halkının yanında olduklarını ve yanlarında olmaya da devam edeceklerini bildirdi. 

"Vandalizm ve şiddete karşı da her türlü tedbiri alacağız"

Şimdi tarihin kritik bir eşiğinde olduklarını belirten Davutoğlu, bu kritik eşikte şimdi de İrfan-ı Şehr-i Van'dan, "dünyada Van, ahirette iman" denilen İman-ı Şehr-i Van'dan seslendiğini söyledi.

Davutoğlu, "Çözüm süreci ile ilgili olarak bütün vatandaşlarımıza ve özellikle de Vanlı kardeşlerimiz nezdinde bütün doğu ve güneydoğuya seslenmek istiyorum: Hiç merak etmeyiniz, bu vandalizm ve şiddete karşı da her türlü tedbiri alacağız, çözüm sürecini başarıya ulaştırmak için de gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Van'a gelmek üzere uçaktan indikten sonra yola çıktıklarında gözü yaşlı bir anne ile babanın önlerini kestiğini anlatan Davutoğlu, kendisinin bu kişileri tanıdığını ve inerek yanlarına gittiğini söyledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, annenin "Diyarbakır anneleri'nden biri olduğunu ve Ankara'da kendisini kabul ettiğini anımsatarak, "Tekrar ellerimize sarıldı, ağlayarak başını göğsümüze koydu ve 15 yaşındaki Efekan'ı sordu. Sinem'i sordu, gencecik kızımızı..." dedi. Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Buradan vandalizme destek verenlere bir kez daha soruyorum: Bu gencecik çocukları dağa kaldıranlar, neyin mücadelesini veriyorlar? Kime, niçin yaranmak için bu gencecik çocukları dağa kaldırmaya çalışıyorlar?

O anne yüreğine ve bütün annelerin yüreğine sesleniyorum: Sesinizi yükseltmeye devam edin. Bu çocukların hepsi, bizim çocuklarımızdır. Hangi gerekçe ile olursa olsun tek bir canımızı bile kaybetmek istemiyoruz. O gencecik çocukları tekrar kazanabilmek için biz çözüm süreci diyoruz. Tüm provokasyonlara rağmen, inadına çözüm süreci diyoruz; inadına kardeşlik, inadına, barış, inadına tarihdaşlık ve inadına vatandaşlık diyoruz."

"Van da kendisini anlayan kulaklara gönüllere hitap eder"

Bu yıl birkaç kez Van’ı ziyaret ettiğini, 30 Mart seçimleri öncesinde Van’a geldiğinde Van için "irfan şehri" dediğini ifade eden Davutoğlu, "Bütün güzel şehirlerimiz gibi Van’da kendisini anlayan kulaklara, gönüllere hitap eder ve der ki; ‘Rabbimizin bütün güzel nimetleri hava, su, toprak ve ateş olarak, anasır-ı erbaa olarak Van’da buluştu” dedi.

Davutoğlu,  1999 yılında Van’a geldiğimde güneş batımında Van Kalesi’nden Van Gölü ve Süphan Dağı’na baktığını anlatarak, “Süphan Dağı’na baktım sadece ‘süphanallah’ dedim, bu ne güzellik. Van Gölü için Yaşar Kemal  ‘mavilerin en güzeli, onun kadar güzel mavi yok’ der. Süphan Dağı’nda güneş batarken su, ateş, hava, toprak en güzel şekilde buluşmuştur. Her zaman keşke ‘biraz daha fazla vaktim olsa da Van’a gitsem o güzellikleri temaşa etsem’ diye düşünmüştüm. Her zaman Van’ı anmış, Van’a gönülden bağlanmışızdır” diye konuştu.

Bugün de AK Parti İl Kongresi dolayısıyla Van’a geldiğini ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:

“ Van’a son geldiğimden bu yana 30 Mart seçimlerini yaşadık, Türkiye genelinde elhamdülillah bütün kumpaslara, tuzaklara karşı en gür sesle, milli iradenin sesini duyduk.10 Ağustos cumhurbaşkanlığı seçiminde bütün Türkiye ve Van, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a destek verdi. Sonra bu ağır sorumluluk omuzlarımıza düştüğünde biz de aziz vatanın topraklarına düştük. Her bir köşesini, her bir köyünü, ilçesini, ilini dolaşma kararlılığıyla yola çıktık. Kongrelerimiz vesilesiyle her hafta sonu yurdumuzun bir köşesindeyiz. Arkadaşlarıma dedim ki; ‘Kongreleri öyle ayarlayalım ki bir gün doğuda olalım, bir gün batıda. Öğleden önce doğuda, öğleden sonra batıda ya da kuzeyde ve güneyde. Bu topraklar üzerinde oyun oynamak isteyenlere mesaj verircesine, onlara haykırırcasına diyelim ki ‘bu toprakların doğusunu batısından, kuzeyini güneyinden ayırmak mümkün değildir.”

Başbakan Davutoğlu, geçen hafta Erzurum ve Kars’ta, Pazar günü Balıkesir ve Kırklareli’nde il kongrelerine katıldığını, dün Yunanistan ziyaretini tamamladığını belirterek, “Dün gece Yunanistan’dan döndükten sonra bu kez kendimizi Vanlıların şefkatli kucağına, huzuruna getirdik” dedi.

Salondaki partililerin “Van seninle gurur duyuyor” tezahüratları üzerine Davutoğlu, “Biz de sizlerle gurur duyuyoruz ve bu gururu ebediyete kadar götüreceğiz” ifadelerini kullandı.

Van’ın ardından öğleden sonra Eskişehir’de il kongresine katılacağına işaret eden Davutoğlu, “Bu ziyaret takviminin kendisini bile bir mesajdır. Biz diyoruz ki Erzurum Kongresi’ni Balıkesir’deki kuvayı milliye ruhundan ayırmak mümkün değildir. Sarıkamış ihtiyaç hissettiğinde oraya yürüyen Vanlı yiğitleri Çanakkale şehitlerinden ayırmak mümkün değildir. Evladı fatihanı, evladı Resul'den ayırmak mümkün değildir. Seyitler diyarı Van’dan bütün Türkiye ve dünyaya bu sesi bir kez daha haykırıyoruz” diye konuştu.

Milleti bir araya getirmek için, kardeşlik için yola çıktıklarını ve çözüm süreci ile gerçekleştirmek istedikleri şeyin "bu topraklar üzerinde yaşayan her bir kardeşi birbirine gönüller dolusu muhabbetle bağlamak" olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu anlayışla hükümeti kurar kurmaz çözüm süreciyle ilgili toplantılara başladıklarını, sürecin mekanizmalarını oluşturduklarını, çözüm sürecini en kısa sürede neticeye ulaştıracaklarını duyurduklarını söyledi.

Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Çözüm sürecinin hazırlıklarını yaparken, süreçle ilgili büyük bir ümit doğmuşken, birileri Kobani’yi ki bize tarihin emaneti olan Kobani’yi bahane ederek bütün Doğu, Güneydoğu ve büyük şehirlerimizi şiddete, vandalizme boyun eğmek durumunda bırakacaklarını zannettiler. Geldiler yaktılar, yıktılar. Kuran kursu demeden yaktılar, okul demeden yıktılar, AK Parti binalarını özellikle hedef aldılar, devlet dairelerini hedef aldılar. Onlar yaksa ve yıksa da biz yakılan ve yıkılan her yerde gül yetiştireceğiz, muhabbet gülleri yetiştireceğiz. Bu inançla tekrar inşa ve imar faaliyetine başladık. Yıkılan, yakılan her yeri tamir ettik, ama bir şeyi de vurguladık; Çözüm süreci kesinlikle kamu düzenine alternatif değildir. Kamu düzeni, halkımızın huzuru, refahı ve mutluluğu ne suretle olursa olsun mutlaka sağlanacaktır. Halkımızla birlikte inşallah her bir şehrimizi, ilçemizi, köyümüzü huzur diyarları haline getirmeye kararlıyız."

“Başbakan Ahmet, millet sana emanet”

AK Partili gençlerin "Başbakan Ahmet, millet sana emanet" tezahüratları üzerine de Davutoğlu, "Biz o emaneti hem omuzlarımızda hem yüreğimizde hissediyoruz. Sizin bu sesiniz, ‘Başbakan Ahmet, millet sana emanet’ diyorsunuz ya aziz gençlik, bu dava da size emanet, bu emaneti her ne suretle olursa olsun dalgalandırmaya, yüceltmeye, yükseltmeye devam edin" dedi.

Başbakan Davutoğlu, Türkiye'nin her köşesinde kamu düzenini, huzur ve milletin mutluluğunu mutlaka ihdas edileceklerini, kamu düzenini her ne suretle olursa olsun sağlanacağını vurgulayarak, "Hiçbir şekilde şiddete, vandalizme boyun eğilmeyecek, ama bir taraftan da çözüm süreci bizim için kutlu bir yolculuktur. Çözüm süreci ile Feqiye Teyran’ı Yunus Emre ile buluşturmaya kararlıyız. 'Ey av u av / Matu be eşq u muhbete' diyen Feqiye Teyran ile ‘Şol cennetin ırmakları / Akar akar Allah deyü deyü’ diyen Yunus Emre’yi buluşturmaya kararlıyız. ‘Ey su ey su, sen de mi aşıksın, dertlisin’ diyen Feqiye Teyran’a bir kez daha sesleniyoruz: Evet su gibi dertliyiz biz. Derdimiz bu milleti bir ve beraber kılmaktır. Derdimiz bu milletin fertleri, kesimlerini, her etnik ve mezhepten kardeşlerimizi tek ve bir kılmaktır. Araya ekilmek istenen fitne tohumlarına karşı biz muhabbet tohumları ekmeye geldik. Muhabbet tohumları büyüyecek ve bir çınar şeklinde bütün bir ülkeyi kuşatacak" değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Davutoğlu, konuşması boyunca tezahüratta bulunan partililerin "dik dur eğilme, bu millet seninle” sözleri üzerine de “Hiçbir şekilde hiçbir güç karşısında eğilmedik, eğilmeyeceğiz. Ne uluslararası güçler karşısında ne de Türkiye’deki işbirlikçileri karşısında eğilmeyen başımız, hiçbir şartla eğilmeyecektir” ifadelerini kullandı.

"Vatandaşlarımızın güvenliği için ne gerekiyorsa yaparız"

Sokaklara inerek, şiddetin her türlüsünü kullanarak vatandaşların huzurunu bozmaya çalışanların demokrasi, huzur ve istikrar düşmanı olduğunu belirten Davutoğlu, "Bunlara izin vermeyeceğiz. Biz bunlara karşı vatandaşlarımızın güvenliği için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Davutoğlu, "Çözüm sürecini nihai hedefe ulaştırmak için 2015 haziranına kadar gece gündüz çalışmaya hazır mısınız?" sorusuna karşılık söylenen "Türk Kürt kardeştir ayrım yapan kalleştir" sloganını tekrarladı.

Çözüm süreci 

Başbakan Davutoğlu, bu inançla yola çıktıklarını ve görevi devraldığında verdiği ilk sözün çözüm sürecini başarıya ulaştırmak olduğunu anımsattı.

"Biz bu kardeşlik projesinin takipçisi olmaya devam edeceğiz" diyen Davutoğlu, bunun için her türlü çabayı göstereceklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Çözüm süreci tek taraflı yürüyen bir proje değildir. Sadece bir kesimle, bir tarafla yürüyen bir süreç değildir. Çözüm süreci milletimizin malıdır, milletimizin bütün kesimleriyle birlikte yürütülecektir. Bundan sonra toplumumuzun her kesimiyle istişareler yapmaya devam edeceğiz. Önümüzde kararlı bir şekilde takip etmekte olduğumuz bir yol haritası var. Bunu adım adım gerçekleştireceğiz. 'Bir daha anneler ağlamasın' diye, 'bir daha bu topraklarda kardeşi kardeşe düşman kılacak çabalar başarıya ulaşmasın' diye, Türk-Kürt, Alevi-Sünni her bir kardeşimizle yürümeye devam edeceğiz."

"Van tekrar göç almaya başladı"

Başbakan Davutoğlu, çözüm sürecini aynı ölçüde destekleyen ikinci hedefin milletin topyekün kalkınması olduğunu bildirerek, Van'da yapılan yatırımlar hakkında bilgi verdi.

Davutoğlu, 9 Kasım'da Van'da ikinci depremde kentte bulunduğunu anımsatarak, "Bir yıl içinde 25 bin 297 konutu inşa ettik. Yepyeni bir Van inşa ettik. İşte şimdi Vanlılar bunu anlar, bu gücü ve kudreti anlarlar" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'dan aldığı Van'ın bugünkü nüfusunun deprem öncesi nüfusu geçtiğine dair istatistiksel veriyi paylaşarak, "Deprem dolayısıyla Van'dan göç eden vatandaşlarımız geriye döndükleri gibi başlarını sokacak çok güzel yuvalar buldukları gibi ayrıca Van tekrar göç almaya başladı. Biz Van'ı İpekyolu'nun ana merkezi haline getirmeye kararlıyız" değerlendirmesinde bulundu.

Selam kapısı Van

Van'ın bir adı da Babüsselam olduğunu söyleyen Davutoğlu, şunları dile getirdi:

"Orta Asya'dan, Horasan'dan gelen erenler, Anadolu'ya Babüsselam'dan, Van'dan girdiler. Çünkü Mezopotamya'ya gitmek isteyen önce Van'a selam verir. Van, Mezopotomya'nın da selam kapısıdır çünkü güneyden Mezopotamya'dan Kafkaslara çıkmak isteyenler önce Van'a selam verirler.  Van Kafkaslar'ın da Doğu Karadeniz'in de Anadolu'nun da Mezopotamya'nın da Levant'ın da kapısıdır. Onun içinVan hep ilmin iktisadın, siyasetin, mimarinin, estetiğin merkezi olmuştur."

Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecinin bir ayağını milli iradeye ve kardeşliğe ikinci ayağını kalkınmaya oturttuklarını vurguladı.

Medeniyet havzasının omurga şehri Van'ı ve diğer şehirleri tekrar inşa etmek için çok geniş kapsamlı ekonomik projeleri hayata geçirdiklerini bildiren Davutoğlu, kente 13 yıl içinde 16 milyar lira yatırım yapıldığını anlattı. 

Van'a 477 kilometre duble yol, her ilçeye devlet hastaneleri, ilde eğitim ve araştırma hastanesi yapıldığını anımsatan Davutoğlu, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesine 4 fakülte, 3 yüksekokul ve 5 bin kişi kapasiteli öğrenci yurtları inşa ettiklerini bildirdi.

"Van, Türkiye'nin yükselişinin merkez şehri olsun"

Davutoğlu Van Ferit Melen Havalimanı'nın genişletildiğini ve taşımacılığın 17 kat arttığı bilgisini vererek, şunları kaydetti:

"İstiyoruz ki Van GAP bölgesinin, Türkiye'nin yükselişinin merkez şehri olsun. Ve herkes, Mezopotamya'da, Anadolu'da Kafkaslar'da Karadeniz'de, Hazar'da, Basra Körfezi'nde ve Doğu Akdeniz'de bir tür faaliyet yapan herkes Van'da bir merkez edinsin, Van'a selam vererek bütün bu faaliyetlerini yapsın. Bizim Van perspektifimiz bu. Birileri ise bu perspektifi yok etmek için 6-7 Ekim'de olduğu gibi yatırımları durdurmaya, şiddet uygulamaya çalışıyorlar. Mahalle baskısı uyguluyorlar, her türlüsünü uyguluyorlar. Ama biz onlara rağmen Van'ı da kalkındıracağız, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu da tekrar medeniyetlerin merkezi yapacağız. Ülkemizi de bir ve tek yumruk halinde geleceğe taşıyacağız." 

AK Parti'nin diğer partilerden farkının bu olduğunu ifade eden Davutoğlu, Van için de hülyalar, rüyalar, hedefler gördüğünü belirterek, "Konya için neyi hedefliyorsam Allah şahittir ki daha fazlasını Van için istiyorum, Van için hedef ediniyorum. Eğer bir gün Konya'yı Van'dan ayırıp Konya'ya bir imtiyaz tanıyacak tavır alırsam Allah yediğimiz lokmayı haram kılsın, o an nefesimizi alsın. Bizim için Konya ile Van arasında hiçbir fark yoktur. Şimdi Van sokağını kana bulayanlar çıksınlar ve söylesinler, 'Bizim için de Van ile Edirne arasında fark yoktur' desinler. O zaman Türkiye'nin partisi olurlar. Desinler ki 'Efekan ile Yasin Börü arasında fark yoktur'."

"Katillerin peşine düşmeye kararlıyız"

Davutoğlu, Diyarbakır'da 6-7 Ekim'de IŞİD bahanesiyle düzenlenen gösterilerde öldürülen Yasin Börü'nün katilini yakaladıklarını belirterek, gereğini de bundan sonra yapmaya devam edeceklerini söyledi. 

Kurban eti dağıtan o çocukların başını ezerek öldüren canilere, önce Diyarbakırlılar, Vanlılar, Hakkarililerin "dur" diyeceğini, önce onların seslerini yükselteceğini belirten Davutoğlu, "Kamu düzenini sağlamakla görevli bizler, bu katillerin peşine düşmeye kararlıyız. Bundan sonra da 90'lı yıllarda nasıl faili meçhuller üzerinden zulüm yapılmışsa, bu tür faili meçhulleri yapanları da yakalarından tutup adaletin huzuruna getireceğiz. Kimse yaptığının karşılığı olmayacak diye düşünmemelidir" dedi. 

"Biz tanırız Yavuz Bingöl'ü ve diğerlerini..."

Türkiye'nin her yerini düşündüklerini, ülkenin her bir gencinin geleceğini, rüyalarıyla, hedefleriyle güzelleştirmeye çalıştıklarını anlatan Davutoğlu, aynı şeyin diğer partiler için de geçerli olduğunu, herkesin Türkiye'nin bütününe seslenmesi gerektiğini vurguladı. Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Erzurum Kongresi ile Balıkesir Kongresi'ni, kuvayı milliye ruhuyla Van'da şahadete yürüyen aziz şehitlerimizin davalarını bir ve beraber görüyoruz. Mahalle baskısı yapanlara sesleniyorum; ister Van'da mahalle baskısı yapıyor olsunlar, bu bölgede kendileri gibi düşünmeyenlere mahalle baskısı yapıyor olsunlar, isterse elit geçinip sanatçılara mahalle baskısı yapıyor olsunlar, hepsine çağrım, mahallelerinizden çıkın. Türkiye'nin diğer vatandaşlarını da görün, onlarla kucaklaşın. Şimdi benimle Tunceli'de bulunan Yavuz Bingöl'e tam bir mahalle baskısı uygulanıyor. Sanatçı camiasından gür bir ses 'Evet, kardeşlik' dediği için bundan rahatsız olan dogmatik kafalar, bu seslere mahalle baskısı uyguluyorlar. Biz tanırız Yavuz Bingöl'ü ve diğerlerini, onlar bu baskılara boyun eğmezler, onlar Anadolu'nun barış türküleriyle harekete geçtiler. Selam olsun barış türküleri söyleyenlere. İster Türkçe, ister Kürtçe ister Zazaca ister başka bir dilde, barış türküleri söyleyen herkese selam olsun."

Başbakan Davutoğlu, milli iradeyi hakim kılmaya, Çözüm Sürecini başarıya götürmeye kararlı olduklarını belirterek, milletin her bir ferdini ebediyen kardeş kılma, yatırımları Anadolu'nun her köşesine yayma konusundaki kararlılıklarını da vurguladı. 

Davutoğlu, "Yıkmaya gelenlere karşı 'inşa, ihya, yeni bir Türkiye' diyoruz. Baskının, ötekileştirmenin, zulmün olmadığı, kardeşliğin, özgürlüğün, demokrasinin hakim kılındığı yeni bir Türkiye için yola çıktık, bu yolda her engele karşı mücadele etmeye kararlıyız" dedi.

Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz.