"duvarları yıkarız"
"O duvar O duvarınız Vııızz gelir Bize Vııızzzz." Nâzım Hîkmet Ran (NHR)
"duyan da okur; duymak için kör olmak mı lâzım?" "kör olmada gör beni"
"Robin hood bugün yaşasaydı medyadaki tekelleşmeyi bir numaralı düşman olarak görürdü" 15 05 2010 cannes film festivali Russel Crowe
"aslında robin hood yok cesur yürek var Robin Hood does not actually have a brave heart" Mel Gibson 07 01 2011 cuma
azsonra.blogspot.com
2 Aralık 2014 Salı
Öcalan'ın görüşme çeşitliliği, kamuoyuyla doğrudan
İç savaş çıkarmak istediler
Başbakan
Davutoğlu'nun ev sahipliğinde bir kez daha bir araya gelen Akil İnsanlar Heyeti'nden Avukat Mehmet Uçum, toplantının nasıl bir anlam
taşıdığını anlattı. Uçum, Kobani bahanesiyle çıkan olaylarda yapılmak
istenenin 'bir Kürt iç savaşı çıkarmak' olduğunu, ama başarılamadığını,
olaylarda dış öznelerin payının olduğunu söyledi.
Türkiye, her gün değişen dengelerin ortasında, kendi gündemi ve
hedefleri doğrultusunda ilerliyor. Bu gündemin şüphesiz ki en öncelikli
başlıklarından birisi Çözüm Süreci. Geçtiğimiz günlerde Akil İnsanlar
Heyeti, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında yeniden bir araya
geldi. Hayli uzun süren toplantı, sürecin başarıyla yürütülmesi
konusunda olumlu bir adım olarak görüldü. Ben de bu yüzden sorularımı bu
sefer, Akil İnsanlar Heyeti üyesi Av. Mehmet Uçum'a yönelttim.
Son Akil İnsanlar toplantısından başlayalım. Toplantının zamanlaması ve sürece yeniden dahil olması hakkında neler söylersiniz?
Önemsediğim
bir toplantı çağrısıydı. Çünkü bu davet, toplumun Çözüm Sürecine
yeniden davet edilmesiydi. Akil İnsanlar Heyeti'ne hak ettiğinin üstünde
bir anlam yüklediğim için değil, bu heyetin simgesel anlamından ötürü
bu kanaatteyim. Bu heyet, dönemin Başbakanı olan Sayın Cumhurbaşkanı'nın
davetiyle oluştuğu günden bu yana bir temsil ilişkisi oluşturdu. Bu
temsil ilişkisi, devletle değil, toplumla kurulmuş bir ilişkiydi. Bu,
toplumun devreye girmesi demek.
ÜÇÜNCÜ GÖZ ÖNERİSİ
Toplantıda öne çıkan başlıklar nelerdi?
Herkesin
mutabık kaldığı husus, sivil iradenin devam ettirilmesi oldu. Ayrıca,
Öcalan'ın görüşme çeşitliliği, kamuoyuyla doğrudan temas edebilmesi
önerilerden birisiydi. Yine, bir sivil yapının partilerle, Kandil ile,
Avrupa ile görüşebilmesi önerildi. Silahlı unsurların yurtdışına çıkması
ve geri dönüş süreçlerini izleyecek bir sivil izleme kurulunun
kurulması da gündeme geldi. Üçüncü Gözün, yani sivil iradenin olabilmesi
önerisi de gündemdeydi. Danışmanlık fonksiyonu olan bir arabuluculuk
faaliyeti önerimiz oldu.
ÖRGÜT GÖLGE DEVLET GÖRÜNTÜSÜNÜ BIRAKMALI
Ya Başbakan'ın yaklaşımı?
Başbakan
Davutoğlu'nun genel anlamda tutumu pozitif. Başbakan şu an önceliğin
kamu düzeni olduğunu, bu sağlandıktan sonra önerilerin ele
alınabileceğini belirtti. 6-8 Ekim olayları, çatışma alanları olduğunu
gösterdi. Siyasi ve hukuki olarak bu sürecin yürümesi için, düzen ve
güvenin tesis edilmesi gerekiyor. Örneğin, örgütün gölge devlet
otoritesi görüntüsü vermeyi bırakması gerekir.
Devlet Çözüm Süreci'nin öznesi
Çözüm Süreci'nde ne kadar mesafe kat edildi?
Bu
sürecin çeşitli aşamaları var. İlk aşama, kalıcı çatışmasızlıktı. 21
aydır bu çatışmasızlık hâli devam ediyor. İkinci aşama, silahlı
unsurların sınır dışına çıkarılmasıydı. Bu konuda istenen düzeye
gelinemedi. Ama 2015 baharında bunun tamamlanması mümkün. Bir diğer
husus da, geri dönüşler. Yaklaşık 2 milyon insandan söz ediliyor. Herkes
dönüp yerleşmeyebilir. Ama en azından dönüş şartlarını sağlamak, bu
dönüşlerin hukukunu oluşturmak gerekir. Bir diğer başlık da, sürecin
hukukî çerçevesinin oluşturulmasıydı. Bu yasal çerçeve de oluşturuldu.
Böylece devlet, Çözüm Süreci'nin öznesi ve yürütücüsü oldu.
OLAYLARDA DIŞ ÖZNELERİN PAYI VAR
Başbakan, bu projenin millî ve yerli olduğunu söyledi. Bu ne anlama geliyor?
Projenin
yerli olması, inisiyatifin bizde olduğu anlamına gelir. Bu sürecin
başarılı olması, dış aktörlerin elinden bu sorunu alacaktır. O yüzden
dış özneler, bu sorunun bitmesini istemeyecektir. Son Kobani olaylarında
dış öznelerin de payı var. Bunun yanında, Kobani'deki olaylara dikkat
çekmek isteyenlerin talebi ile süreci akamete uğratmak isteyenlerin
çabası iç içe geçti.
KÜRT İÇ SAVAŞI HEDEFLEDİLER
6-8 Ekim gösterilerinde rastlanan vahşet görüntülerini nasıl anlamalıyız?
Tamamen toplumsal çatışma, bir Kürt iç savaşı, Türk-Kürt kavgası yaratmaya dönük bir projeksiyon vardı. Bu başarılamadı.
Bazıları göstericilerle empati yapmayı öneriyor. O şiddet görüntülerini doğuranlarla nasıl bir empati yapılabilir?
Ağır
tahrik, hukukta var olan bir şey. Fakat cezadan kurtulamazsınız.
Üstelik burada ağır tahrik yoktur. Empati çağrısı yapanlar, o eylemleri
yapanları hoş görmeye çağırıyorlar. Bu ne ahlaka, ne hukuka, ne de
vicdana sığar.
ÜÇÜNCÜ GÖZ SİYASİ BİR KARAR
Kürtler Çözüm Süreci'ne nasıl bakıyor?
Kürtler,
geçen çatışmasız dönemde Çözüm Sürecinin olumlu yanlarını sindirerek
yaşadı. İktisadî, sosyal ilerlemeler var. Türkiye toplumu, bu sürecin
çıkarına olduğunu anladı. Buna Kürtler de dahil.
Sivil bir Üçüncü Göz'ün devreye girmesi nasıl olacak?
Bu
siyasi karardır. Öncelikle yetki, Çözüm Süreci Kurulu bu işin
çerçevesini belirlemeli. Muhatap olmaları bakımından Öcalan, Kandil gibi
öznelerle bu hususlar ele alınmalı.
Sayın Başbakanda ben bu iradeyi gördüm.
Gezi eylemleri gerici Kobani ise militan
Kobani gerekçeli olaylar ile Gezi benzerlik taşıyor mu?
Gezi,
açıkça Çözüm Sürecini hedef almasa da, hedef bu süreçti. Orada,
Öcalan'ın da sağlıklı yönlendirmesiyle BDP'liler bu olaydan uzak durdu.
6-8 Ekim olaylarında ise, Kobani ile Çözüm Süreci arasında bir bağ
kurularak sürece zarar verilmek istendi. Gezi ile Kobani olayları
arasında bir önemli fark da, Gezi olaylarının toplumsal tarafı olmasına
rağmen Kobani olaylarında bunun olmamasıdır. Gezi, gerici bir olayken;
Kobani olayları militandır.
Kobani gerekçeli olaylar süreci zora sokmayı başardı mı?
Hayır,
başaramadı. Süreç testten başarıyla geçti. Rojava üzerinden 'Ne mutlu
PKK'li Kürdüm' diyen bir ulus yaratma hevesine giren bir grup oldu. Bu
diğer Kürtleri dışlayan bir ideolojik görüştür ve gericidir. Halkta da
karşılığı yoktur. 6-8 Ekim olaylarına katılanların sayısı 120 bin. HDP
tabanı göz önüne alındığında katılım çok düşük.
İkili devlet pratiği sürece katkı sunmaz
Çözüm Süreci konusunda Kürt siyasetinde bir isteksizlik, kafa karışıklığı mı var?
PKK'da,
KCK'da ve HDP'de farklı kökler var, Avrupa var ve elbette Öcalan var.
Orada birden çok kanat var, fakat bu işin merkezi aklı Öcalan. O da,
demokratik siyaseti tek ve meşru araç olarak gördüğünü ilan etti. Bunun
gerçekleştirilmesinin tek yolu da, illegal eylemlerin son bulması.
Devletin toplumsal düzen için tedbirler alması kaçınılmaz. Sayın
Davutoğlu'nun bahsettiği de bu.
Kamu düzeni vurgusunu olumsuz yorumlayanlar da var…
Türkiye'nin
siyasi geleneği icabı, 'kamu düzeni' denilince, devlet otoritesinin
güçlenmesi akla geliyor. Fakat Sayın Başbakan'ın sözünü ettiği durum,
sürecin ilerlemesi için gereken bir zorunluluk. Kamu düzeninin varlığı,
uygun adımların atılması için psikolojik zemini hazırlayacaktır. PKK'nin
ikili devlet pratiği, sürece katkı sağlamaz.