Yeni siyaset anlayışı getirdiğimiz için saldırılar oluyor
07 Aralık 2014 YALOVA
İçişleri
Bakanı Ala, "Biz bir yeni siyaset anlayışını devreye soktuğumuz içindir
ki sürekli bir taraflardan bu siyaset anlayışını örselemek için, yok
etmek için ve kaotik bir ortam oluşturmak için saldırılar oluyor" dedi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Senelerdir hayalini kurduğumuz, bu birlikteliğin sağlandığı dönemde en çok memnun olması gerekenler 17-25 Aralık darbesi girişiminde bulundular. Kılıçdaroğlu, gitti bunlarla kol kola girdi seçimlerde. Ne oldu? Paralel darbe teşebbüsünde bulunanlarla kol kola girdin de ne oldu? 37 ilde millet seni barajın altında bıraktı" dedi.
Ala, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Yalova Merkez İlçe Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dünyada önemli bir yere geldiğini söyledi.
Dünyanın Türkiye'nin gelişmesine gıpta ile baktığına dikkati çeken Ala, "Geçen günlerde Irak'taydık, Sayın Başbakanımızla. Dün Yunanistan'daydık. Yarın Sayın Başbakanımız Polonya'ya gidecek. İnanınız dışarıda öyle bir Türkiye görülüyor ki; bununla gurur duymamak mümkün değil. Gönlümüzün coğrafyası, tarihimizin bize emaneti olan o bölgeler de çok inanın Türkiye'nin istikrarından, Türkiye'nin gelişmesine gıpta ediyorlar. Peki bunu kim yapıyor? İşte bunu bu istikrarı icra eden siz yapıyorsunuz" diye konuştu.
İktidarın başka yerlerde aranmaması gerektiğini belirten Ala, milletin iradesinin önemine değinerek, şunları kaydetti:
"Biz bir yeni siyaset anlayışını devreye soktuğumuz içindir ki sürekli bir taraflardan bu siyaset anlayışını örselemek için, yok etmek için ve kaotik bir ortam oluşturmak için saldırılar oluyor. Nedir bu siyaset anlayışı? Şudur; 'Türkiye'de hiçbir insanın sözü, hiç kimsenin talebi ya da itirazı şu salonda, sandalyelerde oturanların dışında daha önemli değildir.' Biz bunu sadece söz olarak söylemiyoruz. Biz çok da gördük halkın iradesini, benim de irademi alıp da Ankara'da, devletlülerin karşısında diz çökenleri. Biz bunu ebediyen gömeceğiz. İktidara gelmek isteyen yeni bir siyaset anlayışı mı var, bu ülkeye katkısı olan bir politika üreten siyaset mi var, onu da saygıyla selamlayacağız ve ona karşı bir taarruz olduğunda ve ona karşı darbe girişimi olduğunda da karşısında yine bizi dimdik bulacak. Çünkü biz halkımızın iradesinin üstünde sadece Allah'ın iradesini tanırız, onun dışında hiç kimsenin iradesini tanımayız. İktidar mı olmak istiyorsun? Sandıktan geleceksin kardeşim. Ancak senin meşru olarak iktidar olabilmenin, burada oturan kardeşlerim, buradaki vatandaşlarımız, biz 'evet' dersek o mümkün olacak. Başka yerde arama iktidar olmayı. İktidar köyde, mahallede, sandıkta... İktidar kız kardeşlerimin iradesinde, gençlerin elinde."
Milletin AK Parti iktidarına sahip çıktığını ifade eden Ala, "Öyle yerden saldırıyorlar ki ama Allah'ın izniyle hepimiz şu manzarayı görüyoruz. Bu manzaraya baksınlar demokrasi arıyorlarsa burada . Öyle yerden saldırıyorlar ki; başarılı olduklarında Allah muhafaza... İşte şimdi bize umutla bakan ve biz baktığımızda da yüreğimiz parçalanan komşularımız gibi yapmak istiyor Türkiye'yi. Öyle saldırıyorlar. Irak, Suriye bakın ne hale geldi. Her taraftan petrol çıkıyor zaten ama ne kadar büyük sıkıntı içerisindeydik. Peki bu siyasi, demokratik istikrara Türkiye neyle kavuştu? İşte sizin emeklerinizle, sizin yüreklerinizle" diye konuştu.
Türkiye'nin geçmişte siyasi istikrarsızlığın bedelini çektiğini vurgulayan Ala, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi böyle bir Türkiye'de kişi başı geliri 3 bin dolarlardan, Allah'a şükür 11 bin dolarlara getirdik. Biliyorlar ki 15 bin dolarları aştı mı, şu elimize koydukları, düğümlenmiş, kör düğüm olmuş birkaç problemi de çözdük mü, bizi kimse tutamaz. Onun için bunları yapıyorlar. Şimdi bizim petrolümüz çıkmıyor yerin altından, altın da yok. Avrupa'daki gibi yer altı zenginliklerimiz harikulade değil. 90'lı yıllarda dünya ekonomisinde, hep gelişme var, bizde yok. Bizim hep geliştiğimiz, 2002'den beri, kalkındığımız dönemde ne oldu? Avrupa Birliği, Amerika ekonomileri neredeyse çöktü. Çöktüler yeniden toparlandılar. Öyle bir kriz oldu ki dünyada, o zamanki Başbakanımız, şimdiki Cumhurbaşkanımız 'teğet geçecek' dedi, geçti. Siz durdunuz arkasında, biz önünde durduk, hep beraber bunu yendik, dünya da şaşakaldı."
Yalova'da kesilen ağaçlar
Yalova Belediyesi tarafından Tonami Meydanı'ndaki köprülü kavşak projesi kapsamında ağaçların kesilmesine de değinen Ala, şöyle konuştu:
"Ortalığı yakıp yıkan ve dünyaya bu itibarı tarumar eden, görüntüleri sunan bir Gezi hadisesi oldu. O zaman CHP'nin, anamuhalefet partisinin Genel Başkanı, o yakıp yıkanların yanında Taksim'e gitti ve onlarla beraber oldu. 'Dur' diyeceğine, 'vur' dedi. Ey Yalovalı kardeşlerim. Bu sorumlulukla bağdaşır mı? Bu gelişmenin olduğu bir ayda. 77 milyon değil sadece bize bakan, 1 milyar 770 milyon kardeşimiz bize bakıyor. Bu hak mıdır? Bu kadar gelişmenin olduğu zaman, o vandalların arasına çıkıp, onlara destek oldu ve zaten onu konuşturmadılar. Bir şeyler söylemeye çalıştı, ona da haddini bildirdiler, oradan gitti. Onlara başından sonuna destek verdi. Peki, şimdi yüzlercesini burada kestiler. Şimdi siyaset anlayışını görüyor musunuz? Biz diyoruz ki şimdi bu yanlış ama biz bunun yanlışlığını dile getiririz, biz söyleriz, sorarız ama milletimizin istikrarına, ekmeğine mal olacak herhangi bir hareketi tasvip etmeyiz."
"17-25 Aralık darbesi girişiminde bulundular"
"Senelerdir hayalini kurduğumuz, bu birlikteliğin sağlandığı dönemde en çok memnun olması gerekenler 17-25 Aralık darbesi girişiminde bulundular" diyen Ala, "Kılıçdaroğlu, gitti bunlarla kol kola girdi seçimlerde. Ne oldu? Paralel darbe teşebbüsünde bulunanlarla kol kola girdin de ne oldu? 37 ilde millet seni barajın altında bıraktı. Aynen Gezi olaylarındaki gibi paralel darbenin neye mal olduğu, Türkiye'yi nasıl bir kaotik bir ortama götürmek için dışarıdan planlandığını ve arka planda eli içeride kaotik bir darbe olduğunu millet vicdanı da çok iyi biliyor ve altını çizdi" ifadesini kullandı.
Kongrede ayrıca Ala, 1 Haziran'da tekrarlanan Yalova Belediye Başkanlığı seçimlerinde partinin sandık görevlisi olan ve görevi başında kalp krizi geçirerek ölen Ahmet Küçük'ün eşi Öznur Küçük ile çocuğu Mehmet Küçük'e çiçek ve plaket verdi. Bu sırada Öznur Küçük, gözyaşına hakim olamadı.