Başbakan Yardımcısı Arınç, seçim barajıyla ilgili başvuruyu Anayasa Mahkemesi'nin reddedeceğini düşündükleri kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 3 siyasi partinin yüzde 10'luk baraj
konusunda Anayasa Mahkemesi'ne başvurusuna ilişkin, "İstikrarı düşünen
Anayasa Mahkemesi'nin yıllardan beri hem AİHM'den hem de kendisinden
verilen kararlara bakarak bu talepleri reddedeceğini düşünüyoruz. 'Hak
ihlali var' derse biz yasama organıyız, istikrarı sağlayacak tedbirleri
alır, milleti yüz üstü bırakmayız" dedi.
Arınç, Manisa Fuar
Merkezi'nde düzenlenen Yunusemre İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada,
yeni komplolarla karşı karşıya olduklarını, bunlardan bir tanesinin de
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunan 3 partinin teklifinin
kabul edilip edilmeyeceği olduğunu belirtti.
Geçmişte, Milli
Selamet, Refah, Fazilet partilerinde siyaset yaptığını, barajlardan en
çok şikayet etmesi gerekenlerin kendileri olduğunu ifade eden Arınç, o
zamanlar baraj altında kaldıklarını, seçim barajının yanında birinci ve
ikinci bölgelerde de ayrı seçim barajlarının bulunduğunu, Anayasa
Mahkemesi'nin 1995'de bu barajları kaldırıp yüzde 10'luk barajı sabit
tuttuğunu anlattı.
Arınç, şöyle konuştu:
"Biz
kurulduğumuz zaman barajdan şikayet etmedik. Çünkü biz iktidar olmak
niyetiyle ve düşüncesiyle kurulmuştuk ve hamd olsun 15 aylık partiyken
bütün barajları yıktık geldik. O barajlardan gelen partilerin hepsi de
parlamento dışında kaldı.
Şimdi davayı açan partiler Saadet
Partisi, Demokratik Sol Parti ve Büyük Birlik Partisi.
Bunların potansiyelleri nedir? Yüzde 1 civarında oy aldılar geçen
seçimde. Barajı kaldırırsak bu partiler ne olacak? Yüzde yüz oylarını
artırsalar yüzde 2 olacak. Peki yüzde 2'lik parti iktidar mı
olacak, olmayacak. Hiç baraj kaygımız yok ama bir kurnazlığın bir
hesabın ortaya çıkması bakımından söylüyorum.
Öyle partiler var
ki Türkiye'de 104 tane, tabelası bile yok, ismini bile kimse
hatırlamıyor. Geçenlerde de tek kişilik partiler kuruldu. Bizden ayrılan
2-3 milletvekili maşallah 'Bilmem ne partisinin genel başkanı' densin
diye kendisine yanına 29 kişi daha buldu bir parti kurdu. 3 gün sonra
7 tanesi ayrıldı ama o hala devam ediyor. Ne söyleyecek, ne konuşacak,
ne kıymeti var. Ortaya çıksa 40 tane adamın selam vermeyeceği bir insan
ne diye parti kurar? Nefis denen bir şey var. Maalesef bunun peşinde
koşuyorlar. Bu davayı açan partiler bence piyon olarak kullanılmışlar.
Çünkü kendi oylarının bir misli bile arttığında yüzde 2'leri
bulamayacakların biliyorlar. Bu partilerde seçmen kalmadı. Bu partilerin
seçmenleri başka partilere destek oluyorlar yıllardan beri. Amaç nedir?
Çok partili siyasete tekrar geri dönüş. 'İstikrarlı hükümet giderse,
koalisyonlar gelirse bu hükümetten kurtulmuş olacağız' diyorlar. Yani
'AK Parti tek başına iş başına 12-13 senedir tuttu, bu adamlar kalıcı,
bu hükümeti yıkmak için bizim çok fazla partinin parlamentoya girmesi,
oyların parçalanması lazım. Biz ancak bunlardan bu şekilde
kurtulabiliriz'. İstikrarı düşünen Anayasa Mahkemesi'nin yıllardan beri
hem AİHM'den hem de kendisinden verilen kararlara bakarak bu talepleri
reddedeceğini ümit ediyoruz. Aksi takdirde parlamento yasama organı
mutlaka gerekeni yapacaktır. Çünkü Anayasa Mahkemesi'nin kararı yasa
koyucu bir hüküm ifade etmiyor. 'Hak ihlali var' derse biz yasama
organıyız, istikrarı sağlayacak tedbirleri alır ve milleti yüz üstü
bırakmayız.
Yani, 'Ne kadar çok parti varsa oylar onlara
dağılsın, onlar parçalı bir siyaset, parlamentoyu getirsinler, hükümet
daha az oyla iktidar olsun. 367 alıp da Anayasa'yı değiştirmesin, 300'ün
altında kalsın bir omuz daha vurursak içinden 3-5 kişiyi daha çalarız,
hükümeti düşürürüz'... Hesap bu."
AK Parti'nin 12
yıldır iktidarda bulunduğu ve çok güzel şeyler yaptığını, bazı kişilerin
zaman zaman "Siz ne yaptınız ki" diyebileceğini ifade eden Arınç, böyle
durumla karşılaşınca şaşırdığını belirtti. AK Parti iktidarında yapılan
bazı hizmetleri anlatan Arınç, "Ulaşım adına, sağlık adına, eğitim
adına ne varsa bizim hükümetimiz döneminde oldu. Baraj, gölet, sulama
adına 12 yılda 9,5 katrilyonluk yatırım ne varsa bizim dönemimizde oldu"
dedi.
Manisa Medya TV'nin bütün dünyaya yayın yapan bir
televizyon kanalı olduğunu, fırsat buldukça bu kanalı açtığını anlatan
Arınç, "Güzel haberler, güzel yorumlar hele müziğinizi çok beğendim.
Sesi güçlü bir hanım uzun hava okudu fakat bir eksiğiniz var telefon
numarası vermiyorsunuz. Telefon açıp istekte bulunayım dedim, altında
telefon yok bu da bir eksiklik" ifadelerini kullandı.
AK
Parti'nin kongreler döneminde olduğunu, CHP'nin seçim öncesinde "kavga
dövüş istemediği" için kongre yapmaktan vazgeçtiğini, MHP'nin kongrelere
başlayacağını duyduklarını anlatan Arınç, ocak ayı sonunda il
kongrelerinin de biteceğini, ondan sonra haziran ayında milletin önüne
çıkacaklarını söyledi.
Bir mani olmazsa...
"Bir mani olmaz ise 7 Haziran'da seçimler olacak, bu seçimlerin de yeni
bir AK Parti iktidarı getirecek" ifadesini kullanan Arınç, 12 yıl
başbakanlık yapan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olduğunu,
Erdoğan kadar bilgili, çalışkan, halk sevgisi olan biri olan Başbakan
Davutoğlu'yla da başarılı olacaklarını kaydetti.
AK Parti'nin
bugüne kadar en uzun süreli hükümet olduğunu, Adalet Partisi ve Anavatan
Partisi'nin 2 dönem iktidar olduğunu, CHP'nin başa hiç gelemediğini
ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
"Böylesine bir istikrarlı dönem
gelmemiştir. Biz her seçimde yukarıya doğru giden bir grafikle yeniden
iktidar oluyoruz. Bu birilerinin işine gelmiyor. 'Bu hükümetler artık
bitsin, AK Parti dönemi sona ersin, AK Parti'den illallah' diyenler var.
Yüzde 50 oy alıyoruz. Geriye kalan yüzde 50 oy vermese bile yapılan
hizmetleri görüyor, takdir ediyor ve bunlardan istifade ediyor. Bütün
anketler önümüze geliyor. 'Bu hükümetin en çok hangi icraatından
memnunsunuz?' Yüzde 70'in üzerinde sağlık var, yüzde 70'e yakın
ulaştırma, yüzde 70'e yakın barajlar, göletler, enerji gibi diğer
konular var. Halbuki yüzde 50 alıyoruz. Geriye kalan halk karşı karşıya
kaldığı hizmetlerden dolayı memnuniyetini ifade ediyor. Bu şu
demektir, bizim potansiyel oyumuz yüzde 60'lara yakındır en azından.
Madem ki böyle bir istikrar var ve AK Parti daha 20 yıl, çünkü
hedeflerimiz büyük bizim. Hedeflerimiz bu fuar merkezlerinin
duvarlarıyla sınırlı değil. Şimdilik 2023, Cumhuriyetin 100. yılı. Ondan
sonra 2053, İstanbul'un fethinin şu kadar yıl sonrası. Daha sonrası
2071 Malazgirt'in 1000. yılı. Parti dediğin, iktidar dediğin böyle olur.
Allah'ın izniyle kıyamet kopmazsa, hilekarlık olmazsa, fitne, fesat
olmazsa, biz de yanlış işler yapmazsak, sözün eri olursak, milletle yan
yana durmaktan uzaklaşmazsak, bizim içimizde de kötülükler çoğalmaya
başlamazsa biz daha varız arkadaşlar. Daha çok yıllar Türkiye'nin
iktidarında varız. Herkes hesabını ona göre yapsın. 'İyi de kardeşim her
gün de kaymaklı baklava olmaz ki, birazda yüzünüz eskidi, değişseniz
iyi olacak' diyenler olabilir. Sen hizmete bak, bu kaymaklı baklavaya
benzemez. Her zaman söylüyorum. Eshab-ı Keyf gibi olsak, uykuya dalsak,
'bunlar gitti yerine başka hükümet kuralım' deseler, kiminle kuracaklar
Allah aşkına. Hangi parti yan yana gelecek de hükümet kuracak, bizim
yaptığımızın binde birini hangisi yapabilecek. Nereden para bulacak,
ülkeyi nasıl yönetecek. Allah korusun şöyle bir uyanıyorum kan, ter
içerisinde 'rüyaymış' diyorum, seviniyorum. Biz gitmeyelim, biz gidersek
inanın 3 günde bunlar ülkeyi berbat ederler. Bunların hayatında devlet
idaresi yok, dış politika yok, bütçe yok, yatırım yok, parayı
yönlendirmek yok barajlar yapmak yok."
Gördes Barajı'nın
Manisa'nın 50-60 yıllık rüyası olduğunu, AK Parti iktidara geldiği zaman
buranın 10'da birinin bile yapılmadığını anlatan Arınç, Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun "Burayı yapacağım" dediğini ve barajın
232 trilyona yapıldığını anlattı.
"Biz söylediklerimizi yaptık,
vaat edip de yapmadığımız hiçbir şey yok, iktidar dediğin böyle olur"
diyen Arınç, dünyanın birçok ülkesinin ekonomik kriz yaşarken
Türkiye'nin büyümede yüzde 5'lerden aşağı düşmediğini, enflasyonun iyi
rakamlarda olduğunu, işsizliğin yüzde 8,5-9'larda bulunduğunu ifade
ederek şöyle dedi:
"(Bu Türkiye fazla oluyor. Bir de çözüm
sürecinde başarılı olursa, terörü bitirirse Türkiye'yi
tutamayız) diyorlar. Onların sıkıntısı var. İçimizde de bir türlü
büyüyememiş, güdük kalmış, yüzde 10-15'leri hedefleyen partiler var.
'Bize ne zaman sıra gelecek' diyorlar. Yürü anca gidersin. Senin
hayatında büyük hedeflerin yok ki. 30 Mart seçimlerinden önce 50 yerde
ilan ettim. Bak benim genel başkanım '2. parti olursa benim partim,
genel başkanlığı bırakırım' diyor. Sen ne diyorsun? Kılıçdaroğlu'na 50
defa sordum, kendine yüzde 30 hedefi koyabiliyor musun? Bahçeli'ye 50
defa sordum, sen kendine yüzde 20'yi kendine hedef koyabiliyor musun?
Koymadılar, koyamadılar. Bu hedefe ulaşamayacaklarını biliyorlardı. Ve
nitekim birisi yüzde 26'larda öbürü yüzde 13-14'lerde kaldı. Ama bunlar
hala 'ne yapsak ne etsek de bu Türkiye'yi iktidardan
kurtarsak' diyorlar. İrili ufaklı başka partiler de var. Her şeyi
yaptılar. 2005-2006'dan sonra bu partiyi kapatmak, içinden çökertmek
için tuzaklar yapıldı. 2008'de kapatma davası açıldı. İçeriden satın
aldıkları adamlar oldu, dışarı çıktılar karşımıza parti kurdular gene
kar etmedi. Ondan sonra aramıza başka şeyler soktular ve Türkiye'de bir
takım suikastleri tertipleyecek noktalara geldiler. 17 Aralık'lar onun
öncesinde başka şeyler. '30 Mart'ı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini
etkileyelim'... Hiçbirinde muvaffak olamadılar. Allah bizimle, millet
bizimle beraber. Hak güneş gibi parladı ve üflemekle bunu
söndüremediler. Şimdi inanın iç ve dışarıda birleşen odakların tek
hedefi var 'AK Parti'yi iktidardan uzaklaştırmak. O gitsin de Türkiye ne
olursa olsun' diyorlar. Biz saf saf soruyoruz, 'Peki o gitsin kim
gelecek, ne olacak, nasıl bir hükümet gelecek, ülkeyi nasıl
yönetecek?'... 'Orası önemli değil, gitsin, ülke yansın yıkılsın
umurumuzda değil' diyorlar."
İttifak yapmaya hazırlanan partiler var
İki partinin yan yana seçimlere giremeyeceğini ancak bir partinin
oylarını başka bir partiye kiralayıp, ödünç verebildiğini vurgulayan
Arınç, şöyle devam etti:
"Seçimlerde ittifak yapmaya hazırlanan
partiler var. Ne yapmak istiyorlar? 'Sırf hükümet gitsin, sırf AK Parti
iktidarından kurtulalım' diye tezgahlanmaya çalışılan şey CHP ile
HDP'nin beraber seçimlere girmesidir. HDP'den bahsediyorum. Şu 6-7 Ekim
olaylarında Türkiye'ye kan kusturan, 40'dan fazla insanımızın hayatına
mal olan, ırkçı söylemleriyle, şiddetle, terörle, millete baskıyla oy
toplamaya çalışan bir partinin CHP ile seçimlere beraber
girebileceğinden bahsediliyor. Bu CHP'nin tercihidir. Böyle bir şey
olursa gerçek yüzünü de göstermiş olur. Başka bir şey daha var. CHP'nin
HDP'yle seçimlere girmesi matematik kurallarına aykırıdır. İki ile ikiyi
toplarsan 4 eder de CHP'nin kendi seçmeninden yüzde kaçı bu beraberliği
gördükten sonra oy vermez onu da hesaplamaları lazım. Veya HDP'nin
içinden kaç kişinin CHP ile ortaklığa bakarak buna dikkat etmesi
gerekir. İyi ama belediye seçimlerinde CHP ile MHP çok güzel alışverişte
bulundular. CHP'nin oyları MHP'ye gitti. CHP'li bir aday 'Biz asıl
seçimleri 2014'de değil 2009'da kaybettik' diyor. Oyları kiraya vermeye
başlarsanız arkası gelmez. MHP'ye destek olacağım diyerek CHP özellikle
Turgutlu'da merkezde ve başka ilçelerde öylesine oy geçişi sağladı ki
MHP belediyeleri aldı, CHP sıfır çekti. 17-18 ilçe içerisinde bir tek
CHP'li belediye var mı? Yok, kazanamadılar. 3 milletvekili olan bir
parti Kılıçdaroğlu başka yerlere gitmez buraya 3 defa geldi ama bir tek
belediye kazanamadı. CHP, CHP adayını, MHP, MHP adayını yüzde 100
mutlaka destekler, bu bir kuraldır. Bunun istisnası topluca geçmekle
olmaz. Ördeklerden bir filo, bir de kazdan amiral tıkır, tıkır, tıkır
oylar gidiyor böyle olmaz. Bir tane adam derki 'Benim vicdanım
elvermedi'. Bireysel tercihini kullanabilir. Ama sen hiçbir belediyeyi
kazanamayacak kadar hurra başka bir partinin arkasından gidersen o zaman
senin varlığın tartışılır."
Merhum eski başbakanlardan
Necmettin Erbakan ile siyaset yaptığını, Erbakan'ın kendisine bağlı
insanların başka partiye oy kullanmasını istemediğini anlatan Arınç,
bazen kendisine seçimi kazanamayacakları yerde başka adayı destekleyip
desteklemeyeceklerini sorduklarında, "İki kişi bile olsa biriniz aday
olacak öbürünüz ona oy verecek" dediğini ifade etti.
Arınç,
Haziran'daki genel seçimlerin önemine vurgu yaparak, "Bu seçimler AK
Parti'nin bundan sonra da devam edip etmeyeceğini göstereceği için
elinde ne kadar şeytanlık varsa, elinde ne kadar imkan varsa dışımızdaki
partiler bunu yapacaktır, haberiniz olsun. Onun için daha çok birlikte
olacağız, daha çok çalışacak gayret edeceğiz" dedi.