SİVİLAY ABLA 20.01.2011 Dr. Sivilay Genç
İyi günde ‘yandaş’ kötü günde ‘liberal’
Soru: Sevgili Sivilay Abla, Aydın Doğan gazetecilerinin liberallerle Ak Parti’nin arasının açılmasından hayli memnun gözüküyor. Engin arabulucu, negoşieytır kimliğinizle konuya bir el atsanız. (Selim Yazıcı)
Cevap: Sevgili Selim. Fabrika ayarları CHP’li olan gazeteciler kendileri gibi olmayanlarla bir yandaş bir barışıklar. Hitler’in toplama kamplarının girişinde yazan “çalışmak özgürleştirir” sözü bizim Bâb-ı Âli’nin kapısında “AKP’yi eleştirmek özgürleştirir” olarak yazılmışsa bilemem ama AKP ile iyi günlerinde “yandaş” kötü günlerinde “liberal” olarak tanımlanan gazetecilerin Mehmet Tezkan, Ruhat Mengi, Güngör Mengi, Mehmet Yılmaz gibi gazetecilerden farkı önce gazeteci olmaları.
Cevap: Sevgili Bengi, senin sorunu özetliyorum, mizah neden güldürürken düşündürmek zorundadır? Ya da iyi mizah neden güldürürken düşündürendir? Çünkü bu ülkede makbul olan şey ciddiyettir. Mizah yapanın en başta kendisi yaptığı işe değer vermez. İnsanları güldürdüğü için yaşadığı utancı ancak aralara aldığı topluma yararlı mesajlar ile bir nebze olsun azaltabilir.
Cevap: Sevgili Hayri, her tartışmanın içinde olmaları sadece zaman kaybı değil. Çok büyük oldukları için bir tartışmanın içine girmeleri camcı dükkânında fil etkisi yaratıyor.
Sayın bakanlar az konuşun. Bir ülkede havaların iyi gitmesi bile hükümete yarar. Bizim hayatımız yolundaysa sizi hiç görmeden de size oy veririz zaten.
Bu Emrah filmleri acı ise Öyle Acıtır Zaman Ki dizisi isot olmalı. Artık acıyı o kadar boca etmişler ki diziyi izlerken hiçbir şey hissetmiyorsun. Sanki tüm bu 1970’ler dekoru, abanılmış acı düzeyi bir şeyi örtmek için. Kemalizm Reloaded. Geçen hafta sağcıların hepsinin pis, solcuların hepsinin cici ve Atatürkçü olduğunu yazmıştım. Bu haftaki bölümde Samsun’dan Anıtkabir’e yürüyüş yapacak Deniz Gezmiş ve arkadaşları polis tarafından gözaltına alınıyor. Eylemci gençler Atatürkçü bir hâkim tarafından serbest bırakılıyor. Sağcıların babası eski bakan, bu haberi gazeteden okuyup köpürüyor ve “hâkimleri ele geçirmeliyiz” deyip düğmeye basıyor. Meğersem referandumda HSYK seçimiyle ilgili değişikliklere kadar uzanan yargıyı ele geçirme operasyonu o gün başlatılmış oluyor. Böylece Süheyl Batum da, duruşmada hâkime Atatürklü savunma yapan Deniz Gezmiş’e bağlanmış oluyor.
***
Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil Hastalıkları Mütehassısı
İyi günde ‘yandaş’ kötü günde ‘liberal’
Soru: Sevgili Sivilay Abla, Aydın Doğan gazetecilerinin liberallerle Ak Parti’nin arasının açılmasından hayli memnun gözüküyor. Engin arabulucu, negoşieytır kimliğinizle konuya bir el atsanız. (Selim Yazıcı)
Cevap: Sevgili Selim. Fabrika ayarları CHP’li olan gazeteciler kendileri gibi olmayanlarla bir yandaş bir barışıklar. Hitler’in toplama kamplarının girişinde yazan “çalışmak özgürleştirir” sözü bizim Bâb-ı Âli’nin kapısında “AKP’yi eleştirmek özgürleştirir” olarak yazılmışsa bilemem ama AKP ile iyi günlerinde “yandaş” kötü günlerinde “liberal” olarak tanımlanan gazetecilerin Mehmet Tezkan, Ruhat Mengi, Güngör Mengi, Mehmet Yılmaz gibi gazetecilerden farkı önce gazeteci olmaları.
Güldürürken düşündürmeden olmaz
Soru: Sevgili Sivilay Abla, bazen Çocuklar Duymasın dizisine kendimi kaptırıyor, gülüyorum. Sonra bir anda müzik ciddileşiyor ve “bu kadar güldünüz, şimdi de düşünme zamanı” diye didaktik mesajlar verilmeye başlanıyor. Köşeniz aracılığıyla sesimizi dizi yapımcılarına duyurursanız çok memnun olurum. (Bengi Gülercan)Cevap: Sevgili Bengi, senin sorunu özetliyorum, mizah neden güldürürken düşündürmek zorundadır? Ya da iyi mizah neden güldürürken düşündürendir? Çünkü bu ülkede makbul olan şey ciddiyettir. Mizah yapanın en başta kendisi yaptığı işe değer vermez. İnsanları güldürdüğü için yaşadığı utancı ancak aralara aldığı topluma yararlı mesajlar ile bir nebze olsun azaltabilir.
Camcı dükkânında fil
Soru: Sevgili Sivilay Abla, bir bakan Galatasaray taraftarlığını askıya aldı. Bir başkası Muhteşem Yüzyıl dizisini tehdit etti. Bir diğeri AB ile ilgileneceği yerde soğuk hava gibi bulduğu her delikten üflüyor. Bizim politikacılar neden her tartışmanın içinde? (Hayri Alıcı)Cevap: Sevgili Hayri, her tartışmanın içinde olmaları sadece zaman kaybı değil. Çok büyük oldukları için bir tartışmanın içine girmeleri camcı dükkânında fil etkisi yaratıyor.
Sayın bakanlar az konuşun. Bir ülkede havaların iyi gitmesi bile hükümete yarar. Bizim hayatımız yolundaysa sizi hiç görmeden de size oy veririz zaten.
Deniz Gezmiş nasıl Süheyl Batum’a bağlanır?
Küçük Emrah filmi izlemişleriniz bilir. En acıklılarından birinde Emrah inşaat işçisidir. Koğuş arkadaşları Emrah’ı zorla geneleve götürür. Emrah’ın yüzü kızarmıştır. Arkadaşları kadınları seçip üst kata çıkarlar. Emrah tam orayı terk etmek üzeredir ki ablasının sermaye olduğunu görür. Tabii ki “Kahpe!” diye bağırıp ablasına tokat atar. Emrah’ı genelevden atarlar, ablası da ağlayarak peşinden koşar ama dışarı çıktığında kıza araba çarpar. Abla yerde can vermektedir. Emrah “Ablam!” diye ağlamaktadır. Bu arada yan pavyondan kadınlar çıkar ve bu acıklı tabloyla karşılaşır. Kadınlardan biri Emrah’ın annesidir.Bu Emrah filmleri acı ise Öyle Acıtır Zaman Ki dizisi isot olmalı. Artık acıyı o kadar boca etmişler ki diziyi izlerken hiçbir şey hissetmiyorsun. Sanki tüm bu 1970’ler dekoru, abanılmış acı düzeyi bir şeyi örtmek için. Kemalizm Reloaded. Geçen hafta sağcıların hepsinin pis, solcuların hepsinin cici ve Atatürkçü olduğunu yazmıştım. Bu haftaki bölümde Samsun’dan Anıtkabir’e yürüyüş yapacak Deniz Gezmiş ve arkadaşları polis tarafından gözaltına alınıyor. Eylemci gençler Atatürkçü bir hâkim tarafından serbest bırakılıyor. Sağcıların babası eski bakan, bu haberi gazeteden okuyup köpürüyor ve “hâkimleri ele geçirmeliyiz” deyip düğmeye basıyor. Meğersem referandumda HSYK seçimiyle ilgili değişikliklere kadar uzanan yargıyı ele geçirme operasyonu o gün başlatılmış oluyor. Böylece Süheyl Batum da, duruşmada hâkime Atatürklü savunma yapan Deniz Gezmiş’e bağlanmış oluyor.
***
Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil Hastalıkları Mütehassısı
- İyi günde ‘yandaş’ kötü günde ‘liberal’ - 20.01.2011
- Seks satar - 13.01.2011
- Abdest bozan eylem - 06.01.2011
- Bahçeli’nin beyefendi çizgisi - 30.12.2010
- Bayrak - 23.12.2010
- Silahların gölgesinde toplumsal sulh - 16.12.2010
- WikiLeaks’ten sonra ilk karşılaşmalar - 09.12.2010
- Kurban kesimine bakmak - 11.11.2010
- İyi Türk erkek ile iyi Kürt kadının aşkı - 04.11.2010
- ‘Afyonun düşmanı dostumdur’ - 28.10.2010
- Anayasal insan - 21.10.2010
- Zorunlu askerlik - 14.10.2010
- İki adımda başörtüsü terapisi - 07.10.2010
- Kutsal nargile - 30.09.2010
- Dört duvar arasında anadil için geri sayım - 23.09.2010