Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz. MarmaraYenikapı Ahsarla #etiket

28 Mart 2011 Pazartesi

Prim borçlusu Protokol ile 4 b kapsamı Bağ Kur’lu krediyle emekli olabilecek 28 03 2011 pazarertesi

Prim borçlusu Protokol ile 4 b kapsamı Bağ-Kur’lu krediyle emekli olabilecek 28 03 2011 pazarertesi

5510 SAYILI KANUNA GÖRE "İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILIK"

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu

1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe girdiğinde:

eski SSK'lıların adı 4/a'lı, Bağ-Kur'luların adı 4/b'li ve Emekli Sandığı iştirakçilerinin adı da 4/c'li olacak.

 İsteğe bağlı sigorta primi ödenmiş süreler de Kanunun 4/b maddesi (Bağ-Kur) kapsamında geçen sigortalılık

süresi olarak kabul edilecek.




 Prim borçlusu  Protokol ile  4/b (isteğe bağlı - bağkur) kapsamı  krediyle emekli olabilecek 

28 03 2011 pazarertesi

Yaşı geldiği halde emekli olamayan esnaf, Ziraat’ten alacağı krediyle borcunu kapatıp maaş almaya başlayacak.
BORCUNU ödemeyen 310 bine yakın Bağ-Kur’lu yüzde 0.79 faizli Ziraat kredisiyle emekli olabilecek.
Yaşı geldiği halde emekli olamayan esnaf, krediyle borcunu kapatıp hemen maaş almaya başlayacak.
 Kredi bankaya 5 yılda taksitle ödenebilecek. Sosyal Güvenlik Kurumu ile Ziraat arasında kredi işbirliği anlaşması imzalandı.
Yapılan açıklamada, Torba Kanun ile prim borçlarına ödeme kolaylığı getirildiğine dikkat çekilerek, sigortalı ve işverenlerin biriken tutarları kolaylıkla ödeyebilmesi için bankalar ile görüşmeler yapıldığı vurgulandı.
Protokol gereğince SGK’ya borcu olan işverenlere ve esnafa masrafsız  düşük maliyetli 60 aya kadar vadeyle aylık 0.79 faizle kredi imkanı sağlandı. Sigortalıların kredi borcu emekli aylığından taksitler halinde banka tarafından tahsil edilecek. ANKARA STAR

ANKARA -

 SGK ile Ziraat Bankası arasında imzalanan, prim alacaklarının yapılandırılmasına yönelik kredi işbirliği protokolü ile borçlulara masrafsız kredi imkanı getirildi.
Vade seçenekleri ve faiz oranı şöyle:

Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) yapılan yazılı açıklamada, prim alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanunun, 25 Şubat 2011'de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği anımsatıldı.
Bu süreçte sigortalı ve işverenlerin prim borçlarını kolaylıkla ödeyebilmesi için bankalarla görüşmeler yapıldığı belirtilen açıklamada, görüşmeler neticesinde Ziraat Bankası ile kredi işbirliği protokolü imzalandığı ifade edildi.
Protokol gereğince SGK'ya borcu olan işverenlere ve sigortalılara

''hayat sigortası hariç, masrafsız, en avantajlı, düşük maliyetli, 60 aya kadar vade seçenekleri ve aylık 0,79 faiz oranıyla kredi imkanı''

sağlandığı kaydedilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Protokol ile 4/b kapsamında olup prim borcundan dolayı emekli olamayan kendi nam ve hesabına çalışan esnaf ve sanatkarlar ile çiftçilere her hangi bir teminat göstermeden kredi kullanmak suretiyle emekli olma ve sağlık hizmetlerinden yararlanma imkanı getirilmiştir.
 Bu imkandan yararlanmak isteyen sigortalılarımız prim yapılandırma başvurularını öncelikle Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüklerine yapacaklar, kurumdan alacakları prim borcunu ödemesi halinde emekli olabileceklerine ilişkin yazı ile Ziraat Bankası şubelerine müracaat edecekler.
Kredi kullanarak prim borcunu ödeyen sigortalılara emekli aylıkları bağlanacak olup, sigortalımızın bankadan kullandığı kredi borcu emekli aylığından taksitler halinde banka tarafından tahsil edilecek.
Kanun ile ayrıca 4/b kapsamındaki kendi nam ve hesabına çalışan esnaf, sanatkar ve çiftçiler ile 4/a kapsamında hizmet akdine göre sigortalı çalıştıran işverenler de banka genel mevzuatı çerçevesinde 60 aya kadar vade seçenekleri ve aylık 0,79 faiz oranıyla kredi kullanmak suretiyle borçlarını ödeyebilecek.''


 http://www.sgk.gov.tr

http://www.sgk-kap.org 

http://www.sgk.gov.tr/sgkshared/dokuman/6111/2011_29.pdf 

29 MART
1430- Osmanlılar, Selanik ve İyonya'yı fethetti.


1903- Marconi'nin telsiz sistemi aracılığıyla Londra ve
New York arasında düzenli haber akışı başladı.


1919- Batı Afrika'da ve Brezilya'da güneş tutulmasını izleyen
Londra Kraliyet Bilim Derneğinden bilim adamları, Albert
Einstein'ın ''genel rölativite teorisi''ni doğruladı.


1956- İlk Türk sinemacılardan Fuat Uzkınay öldü.


1957- Kıbrıs'ta gerginliğin tırmanması üzerine adada
sokağa çıkma yasağı konuldu.


1966- Leonid Brejnev, Sovyet Komünist Partisi Birinci
Sekreterliğine getirildi. Brejnev, ABD'nin Vietnam
politikasını kınadı.


1966- ''Kızıl Tuğ'' ve benzeri tarihi romanlarıyla tanınan
yazar Abdullah Ziya Kozanoğlu öldü.
1968- Türkiye'de ilk böbrek nakli, İstanbul'da Doktor
Atıf Taykurt ve ekibi tarafından gerçekleştirildi.
1979- Uganda'da İdi Amin rejimi askeri darbeyle devrildi.
1982- ''Carmina Burana''nın bestecisi Carl Orff 87 yaşında öldü.
1984- Şair, yazar İlhami Bekir Tez 78 yaşında vefat etti.
1989- DYP Siirt Milletvekili Abdurrezak Ceylan, TBMM'de bir
tartışma sırasında vurularak öldürüldü. ANAP Siirt Milletvekili
İdris Arıkan olayın zanlısı olarak tutuklandı.


1989- Londra'da dünyanın ilk ''tüp beşizler''i doğdu.
1999- TÜSİAD'ın eski başkanlarından iş adamı Ali Koçman öldü.


2000- ''Mıstık'' olarak tanınan karikatürist Mustafa
Eremektar, İstanbul'da yaşamını yitirdi.
2004- Romanya, Bulgaristan, Slovenya, Slovakya, Litvanya,
Estonya ve Letonya NATO'nun yeni üyeleri oldu. Yedi ülkenin
katılımıyla NATO'ya üye ülke sayısı 26'ya yükseldi.


2005- Muğla yöresinin ünlü türkülerinden ''Ormancı''nın
kahramanlarından Mustafa Şahbudak (Bay Mustafa) 83 yaşında öldü.
2007- Van'da, Kültür ve Turizm Bakanlığınca restore edilen Akdamar
Adası'ndaki tarihi Ermeni kilisesi, ''Akdamar Anıt Müzesi'' olarak açıldı.


2009- Yerel seçimlerde 16 büyükşehir belediye başkanlığından 10'unu
AK Parti, 3'ünü CHP kazandı. MHP, DSP ve DTP de 1'er büyükşehir
belediye başkanı çıkardı. İl Genel Meclisi üyelikleri seçiminde
geçerli oyların yüzde 38,39'unu AK Parti, yüzde 23,08'ini CHP,
yüzde 15,97'sini MHP, yüzde 5,7'sini DTP aldı.


2010- Moskova metrosunda iki kadın intihar eylemcisi
tarafından düzenlenen iki saldırıda 37 kişi öldü.



Bir Temel Hak Olarak
Vatandaşlık Gelirine Doğru

“Çalışmayana ekmek yok”... sorgusuz sualsiz kabul edilecek bir gündelik hikmet gibi geliyor kulağa. Kapitalist sistemin zihinlerde “doğallaştırdığı” bir kabul... Oysa biliyoruz ki, çalışacak iş bulabilmek, tercihe bağlı değil; dolayısıyla çalışmamanın “tembellik” ya da “asalaklıkla” hiç ilgisi olmayan nedenleri var. Ayrıca, çalışamayacak durumda olanların da var olduğu malûm. Bunları hatırlayınca, asıl hikmet şu soruyu sormakta: “Çalışmayan, çalışamayan, ölsün mü?” Toplumun, çalış(a)mayanlara ve yoksullara karşı bir sorumluluğu yok mu?

Thomas More’dan Thomas Paine’e, Charles Fourier’den John Stuart Mill ve Bertrand Russell’a dek birçok düşünürün, kapitalizme yönelttiği temel bir ahlâkî itirazın hareket noktası, bu yalın sorulardı. Ayşe Buğra ve Çağlar Keyder, derledikleri makalelerle, bu düşünsel mirasa da yaslanarak, temel gelir veya vatandaşlık geliri kavramını tartışmaya getiriyorlar: Her vatandaşa, sadece bu toplumun bir ferdi olmalarıyla hak ettikleri, koşulsuz bir asgari gelir...

Neoliberalizmin verimsizliği “değersiz hayat” addeden küstahlığının da, sosyal refah devletinin parlak zamanında iş gören korporatist anlayışın da, temel gelirin bir sosyal hak olarak kurumlaştırılmasını “palyatif tedbir” olarak küçümseyen radikal çehreli sinik yaklaşımların da dışında bir açılım bu. Emek piyasasına değil sosyal haklara dayalı çözümlere vurgu yapan, meseleyi teknokratik değil ahlâkî-politik olarak koyan bir açılım. Derlemedeki katkılar, farklı ülkelerdeki deneyimleri ve konunun değişik boyutlarını gündeme getiriyorlar.

Sosyal güvenlik sistemi nedir?

 İnsanlar hayatlarının bazı dönemlerinde sosyal-ekonomik nedenlerle ya da yaşlanma, sakatlanma gibi fiziksel nedenlerle geçici veya sürekli bir şekilde gelirlerini kaybedebilir ya da hastalanabilirler.

Karşılaştıkları bu olumsuz durumlarla bireysel olarak baş etmeleri mümkün olmayabilir. Sosyal güvenlik sistemlerinin temel amacı böyle zor dönemlerde insanları yoksulluk ve yoksunluk riskine karşı korumaktır.
 Bir diğer ifadeyle,

sosyal güvenlik sistemleri toplumun zor durumda olan bireylerine yardım etmeyi daha iyi durumda olan
 " kişilerin vicdanına bırakmayarak"

toplumsal dayanışmayı kurumsal hale getirir ve vatandaşlara sosyal güvenliği bir hak olarak sunar.

Toplumsal dayanışma birbirini belki de hiç tanımayan insanlar arasında gerçekleşir:

Sistem tarafından toplanan mali kaynaklar zenginden yoksula, çalışandan çalışamayana, gençlerden yaşlılara aktarılır.
Sizin verdiğiniz prim, hiç tanımadığınız bir kişiye sağlık hizmeti olarak gider.
Size de hiç tanımadığınız bir kişinin parasıyla emekli aylığı verilir.
Bu durum nesiller boyunca devam eder.

"iNSAN'ıN iKTiDARA KARşı SAVAşı HâFıZA'NıN UNUTMAYA KARşı SAVAşıdır " MiLAN KUNDERA

"vatanseverliğin de çok aşağılık,alçaltıcı biçimleri olabilir" OSCAR WiLDE 

Statüko; Sosyalgüvenliği bugüne kadar Askerlik, İslâm zırhına, kalkanına, bürünerek Sosyalgüvenliği tepelemişdir. 
( bunların dışında İslâm değerlerini hor görmüş yok saymışdır.) 

bu tepelemede yol arakadaşları laikçi türkçü solcu islamcı kürtçü vesâir örgütlenmeler...
SGK ssk değildir çook dâhâ Fazlasıdır.
Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz.