Suriye konusunda uluslararası toplum vebal altında
25 Mayıs 2013 ANKARA
Dışişeri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bütün uluslararası toplumun Suriye konusunda büyük vebal altında olduğunu söyledi.
Kanal 7'de yayımlanan İskele-Sancak programına katılan Dışişeri Bakanı
Ahmet Davutoğlu, güncel dış politika konularına ilişkin gazetecilerin
sorularını yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la katıldığı son
ABD ziyaretini değerlendiren Davutoğlu, gündemin birinci maddesinin
Suriye olmasına rağmen, küresel gündemi ilgilendiren konunun da
görüşmelerde ele alındığını söyledi.
Suriye politikasında
bir hata olup olmadığının sorulması üzerine Davutoğlu,
"Bizim bütün dış
politika konuları, herhangi bir politika ve herhangi bir insani
konu, kim olursa olsun, birisi şunu derse ki 'bunda hiçbir hata payı
yoktur', bu bizim hiçbir kulun iddia edeceği birşey değil. Ben böyle
birşey söylemem" ifadesini kullandı. Kendisi için hata ile politika
sapmasının iki ölçüsü olduğunu belirten Davutoğlu,
"Birincisi,
ahlaki-vicdani ölçü, ikincisi stratejik ölçü. Ahlaki, vicdani olarak
yapılması gereken neyse yaparız, dünyadan bizden başka kimse kalmasa da
bunu savunuruz. Bu noktada bir hata olduğunu düşünmedik düşünmeyiz"
dedi.
Davutoğlu, stratejik açıdan "aldığımız kararlar
dünyadaki genel trende uygun mu, bizim savunduğumuz değerlerle bu trend
arasındaki ilişkiye uygun mu" diye düşündüklerin anlataraku, Türkiye'nin
Suriye konusunda olabilecek tüm yöntemleri denediğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, şöyle devam etti:
"8-10 yıl içinde tanıdığım Beşşar Esed'in, başbakanımızın,
cumhurbaşkanımızın tanıdığı Esed'in, kendi ülkesini böyle yıkacak bir
şekilde zalim, barbar bir lidere dönüşeceğini düşünemezdim. Sadece onun
için değil hiçbir insan için de bunu düşünemezdim. Böylesine bir
gaddarlaşmanın olabileceğini düşünmemiştim.
BM Güvenlik Konseyi gibi bir
organda, son derece alakasız konularda çok çabuk karar alabilen 5
ülkenin, böyle bir zulüm karşısında iki sene ufak insani bir kararı bile
çıkaramamış olmasını da kimse beklemezdi, biz de beklemedik."
Suriye'de iki yılı aşkın süredir kanlı bir zulmün devam ettiğini
bildiren Davutoğlu, iki yılda uluslararası toplumun Suriye'de üzerine
düşeni yapmadığını kaydetti.
Zulmün giderek artan bir boyut kazandığına
işaret eden Davutoğlu,
"2 yılda bunu durduramamış olmaktan dolayı
uluslararası toplumun bütünü büyük vebal
altındadır.
BMGK varsa, bunun
bir tanımı, misyonu varsa, bu misyonun tam da uygulanması gereken yer
Suriye gibi konulardır"
dedi.
Davutoğlu, 11 ülkenin katıldığı
Suriye'nin Dostları Çekirdek Grubu'nun son toplantısında, Suriye'deki
kanın durdurulması için en kapsamlı diplomatik girişimlerin başlatılması
ve bu diplomasinin seyrine göre de Suriye muhalefetine ve halkına
desteğin artarak sürdürülmesi yönünde karar alındığını anımsattı.
Suriye'de, Esed rejiminin bölgedeki demokratikleşme hareketlerini bir
tehdit olarak algıladığını anlatan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Gösterilerin başında 'Esed gitsin' diye bir slogan yoktu. Ama rejim
gösterilere ilk aşamada keskin nişancılarla cevap verdi. İkinci aşamada
ise Şebbihalar üzerinden Sunnilere dönük katliamlar başladı. Bu da
yetmeyice şehirler ağır silahlarla top atışına tutuldu, hava saldırıları
başladı. Dördüncü aşamada ise Scud füzeleri kullanılmaya başlandı.
Şimdi rejim beşinci aşamada, belli bir rejim yanlısı bölge oluşturmak
istyior. Banyas ve Kuseyr katliamları bunu gösteriyor."
Suriye'de rejimin, olayları mezep çatışmasına dönüştürecek bir politika
izlediğinin altını çizen Davutoğlu, diplomatik süreçte amacın, bu
planın önünün kesilmesi olduğunu söyledi.