Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz. MarmaraYenikapı Ahsarla #etiket

16 Ekim 2014 Perşembe

Türkiye bu coğrafyada tek masum ülkedir 16 Ekim 2014 AYDIN

Türkiye bu coğrafyada tek masum ülkedir

  16 Ekim 2014 AYDIN 

 

Ekonomi Bakanı Zeybekci, "Kuzey Irak ve Suriye'de yaşanan ateş çemberinin ortaya çıkmasında Türkiye, bu coğrafyada tek masum ülkedir" dedi.

 

 Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Kuzey Irak ve Suriye'de yaşanan ateş çemberinin ortaya çıkmasında, bu coğrafyadaki tek masum ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, "Irak'ın bu hale gelmesinde zerre katkımız yoktur. Olumlu anlamda ise çok katkımızı vardır. IŞİD'in ortaya çıkmasında, bunun ortaya gelmesinde yaratıcılarının içerisinde hiçbir zaman Türkiye olmamıştır, bunu ortaya çıkaranlar bellidir" dedi.

Adnan Menderes Üniversitesi'nin, Atatürk Kongre Merkezi'nde düzenlenen 2014-2015 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde konuşan Zeybekci, eğitimli genç nüfusun Türkiye'nin en büyük zenginlikleri arasında olduğunu belirtti. Türkiye'deki genç nüfus oranının, Avrupa ve ABD'ye oranla daha yukarıda olduğuna ve bunun büyük bir avantaj olduğunun bilinmesi gerektiğine işaret eden Zeybekci, ülkenin muasır medeniyet seviyesine ulaşmasında gençlere önemli görev düştüğünü bildirdi. 

Türkiye'nin komşuları Irak ve Suriye'de bir savaşın, birilerinin kavgasının sürdüğüne işaret eden Bakan Zeybekci, "Kuzey Irak ve Suriye'de yaşanan ateş çemberinin ortaya çıkmasında Türkiye, bu coğrafyada tek masum ülkedir. Irak'ın bu hale gelmesinde zerre katkımız yoktur. Olumlu anlamda ise çok katkımızı vardır. IŞİD'in ortaya çıkmasında, bunun ortaya gelmesinde yaratıcılarının içerisinde hiçbir zaman Türkiye olmamıştır, bunu ortaya çıkaranlar bellidir" ifadelerini kullandı. 

Suriye'ye Türk askerinin gönderilmesi durumunda ortaya çıkacak sonuçları halka izah edemeyeceklerini belirten Zeybekci, şöyle devam etti: 

"Danimarka, 'Türkiye etrafındaki ülkelerle beraber Kobani'ye girsin' diyor. Sonra ne olsun söyle bana. 'Sonra biz geliriz, hallederiz meseleyi' diyorlar. Senin evladın kıymetli karadan girmiyorsun da, benim Mehmet'im kıymetli değil mi? Orada bir tane şehit verdiğim zaman benim şehidimin anası bana sormayacak mı, 'Ne için gitti benim evladım oraya?' diye. Ben bu millete anlatmak zorundayım ne için gittiğimizi, gelecekle ilgili ne olacağını. O coğrafyada benim kadim menfaatlerim var. Kadim menfaatlerimin ne olacağını görmek zorundayım, bilmek zorundayım. Onu bilmeden, görmeden yok öyle artık. Bizim orayla ilgili söylemiş olduğumuz kurallar, şartlar var."

"Yapmamız gereken her şeyi yaptık"

Ortadoğu'daki karışıklıkta Türkiye'nin payı olmamasına rağmen zarar gören tüm insanlara kucak açtıklarını hatırlatan Zeybekci, gerek Suriye'de, gerekse Kobani'de yapılması gereken her şeyin yapıldığını ifade etti. 

"Kobani'de yapmamız gereken insani her şeyi yaptık. Kobani'de bir tane bile sivil vatandaş kalmadı. 200 bin Kürt kardeşimiz bugün Türkiye'ye gelmiş, güvenlik içinde, sağlık içinde bakımını yapıyoruz" diyen Bakan Zeybekci, Suriye'den yaklaşık 2 milyon kişinin Türkiye'ye geldiğini, 4,5 milyar dolar civarında kaynağın buraya harcandığını bildirdi.

Bakan Zeybekci, "Alman Ekonomi Bakanı'nın aynen bana söylediği şu: Hayatımda gördüğüm en mükemmel mülteci kampı bu. Daha iyisini göremedim, daha iyisi de olamazdı, biz de yapamazdık... Peki ne istiyorsunuz? Evet, ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz. Türkiye'nin geleceği ile ilgili neler yapacağımızı da çok iyi biliyoruz. O coğrafyadaki Arap benim akrabamdır, Kürt benim akrabamdır, Türkmen benim canımdır. Orada ne yapacağımı, ne edeceğimi, nasıl hareket edeceğimizi kimseden öğrenecek değiliz. Orada ne yapılacağını inşallah önümüzdeki süreçte göreceğiz. Toz, duman ortadan kalktığı zaman çok daha farklı bir şekilde ortaya çıkacak" diye konuştu.

Öğrencinin sorusu

Bakan Zeybekci, konuşmasını tamamlamasının ardından bir kız öğrencinin, "Şu anda Cumhurbaşkanlığı bütçesi yüzde 97 oranında arttırılırken bir memurun gelirine yapılan zam neden yüzde 4 oranında? Sizce bunun arasında bir uçurum yok mu? Türkiye madem bu kadar zenginleşiyor. Zenginleşmesi gereken toplumken, neden başkası oluyor?" sorusu üzerine şu yanıtı verdi:

"Bir cumhurbaşkanlığı bütçesinin yüzde 100 artması, onun da toplamda 500-600 milyon lira haline gelmiş olması bu ülkede hiç kimseyi rahatsız etmemesi lazım. Neden? Hesabını verebildiğin sürece. Onu milletin menfaatlerine harcayabildiğin sürece. Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin başbakanı ve bakanları yerinde oturan insanlar mı olacak? Cumhurbaşkanımız artık dünyanın bütün ülkelerine, bütün bölgelerine, yanına yüzlerce iş adamını alarak, bilim insanını alarak, siyasetçi ve bürokrat alarak gidebilmeli. Dünyanın her yerinde bu ülkeyi hakkıyla temsil edebilir hale gelmeli. Ve maalesef bizim için manevi değeri son derece yüksek Çankaya Köşkü'müz var. Çankaya Köşkü'nün sadece kabul bölümünde bir bölüm son derece manevi anlamlar taşır. Ama onun dışındaki bölümler son derece kullanışsız bölümlerdir. Onun için Türkiye Cumhuriyeti artık bu devasa ülkenin Cumhurbaşkanlığının olması gereken yerler farklı."

Türkiye'de siyaset kurumunun yıllarca vesayet sistemi tarafından yıpratılmaya çalışıldığını, bu süreçte kaynakların farklı amaçlarla kullanıldığı bilincinin aşılanma gayretinin sergilendiğini kaydeden Zeybekci, gerek Cumhurbaşkanlığı makamına, gerekse de hükümetlerine yönelik bu tür eleştirilerin, ülkenin ulaştığı gelişmişlik noktasında haklı olmayacağını belirtti. 

Zeybekci, sözlerini şöyle tamamladı: 

"Yıllarca bu ülkede şunu propaganda ettiler; siyaset en az güvenilen kurum, siyasetçi en az güvenilen insandır. Ve bunu bilerek yaptılar. İstediler ki bu ülkenin problemlerini demokrasi ve hukuk içerisinde, siyaset vasıtasıyla bu millet çözmesin. Peki nasıl çözsün? Vesayetle çözsün, atama ile çözsün. 1960 darbesiyle, 70 muhtırasıyla, 80 darbesiyle, 28 Şubat'la, 27 Nisan'la, 17 Aralık, 25 Aralık'la çözsün. Hep bunu istediler. İstediler ki, hep siyasetten umut kesilsin. İstediler ki hep siyaset sorgulansın. İstediler ki hep siyaset bu ülkede ahlaki anlamda sorgulanır halde olsun. Siyasetten ümidimizi kesmeyeceğiz. Siyasi partimiz ve siyasi görüşümüz ne olursa olsun. Milletin iradesiyle iktidara getirilen siyaset mekanizmasından asla ve asla soğumayacağız. Türkiye'de bütün kurumlar anayasal kurumlar tarafından denetlenmektedir, bunu da merak etmeyin."

Öte yandan konuşmasının ardından Zeybekci'ye ADÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu tarafından teşekkür plaketi takdim edildi. 

Programın sonunda Zeybekci, akademisyen ve öğrencilerle birlikte hatıra fotoğrafı da çektirdi.

www.logotek.com.tr



 

Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz.