Amerikan siyaseti yeni çıkmazlara gebe WASHINGTO 05 Kasım 2014
ABD'deki
ara seçimlerde Cumhuriyetçilerin çoğunluğu elde etmesi, zaten bölünmüş
olan ABD siyasetinde Obama ile Kongre arasındaki çekişmeyi daha da
kızıştırabilir.
ABD'deki ara seçimlerde Cumhuriyetçilerin Kongre'nin her iki kanadında da çoğunluğu elde etmesinin, zaten bölünmüş olan ABD siyasetinde Başkan Barack Obama ile Kongre arasındaki çekişmeyi daha da kızıştıracak yeni bir dönemin habercisi olarak niteleniyor.
Amerikalılar, bugün Temsilciler Meclisi'nin tamamı ve Senato'nun da üçte biri için sandık başına gitti.
Seçmenler, oy verme işlemleri sırasında yapılan anketlerde çalışmalarını onaylamadıkları ABD Başkanı Barack Obama yönetimi ile Cumhuriyetçi Parti liderlerine kızgın olduklarını belirterek, hayal kırıklıklarını oy pusulalarına yansıttı.
Amerikan seçmenlerinin, Kongre veya yönetimi onaylamadıklarında genellikle cezayı yönetim kanadına kestikleri biliniyor. Bugüne kadar ABD
Başkanlarının ikinci dönemlerindeki ara seçimlerde partilerinin üstün
çıktığı nadir görüldü. Dolayısıyla bu seçimde de seçmenler, Washington
siyasetine duydukları kızgınlığı Kongre'nin iki kanadında da ağırlığı
Cumhuriyetçilere vererek gösterdi.
Amerikan siyaseti yeni çıkmazlara gebe
Ancak bu sonuç, Amerika'nın iç ve dış politikasına çözümden çok yeni sorunlar ve karmaşıklıklar getireceğe benziyor.
Demokratların çoğunlukta olduğu ilk iki yıl hariç Kongre
ile devamlı anlaşmazlık ve çekişme halinde olan Obama, şimdi
Senato’daki ağırlığını da kaybederek yönetimde yalnız kaldı. Bu da
Obama’yı, Amerikan siyasetindeki tabirle "topal ördek" pozisyonuna
düşürdü.
Bu durum, yeni dönemde birçok tasarının Obama ile Kongre arasında mekik dokuyup kadük olması ihtimalini doğuruyor.
Örneğin, Obama’nın sağlık reformunu iptal etmek isteyen
Cumhuriyetçilerin yeni dönemde Temsilciler Meclisi’nden geçirdikleri
ilgili tasarıları Senato’dan da geçirmeye çalışması bekleniyor.
Kongre’den geçse bile Obama’nın en büyük hayalinin yok edilmesi anlamına
gelecek tasarıya imza atması kesinlikle beklenmiyor.
Benzer
şekilde Obama’nın göçmenlik reformu için Kongre’ye getirmek isteyeceği
tasarılar, Cumhuriyetçilerin ağırlıklı olması nedeniyle Demokratların
öngörmediği şekilde değişme ve bir önceki dönemde olduğu gibi kadük olma
riski taşıyor.
Hatta, Kongre’nin Obama’nın yargı gibi alanlardaki atamalarını onaylamada zorluk çıkaracağı şimdiden yapılan yorumlar arasında.
Dış politika
Obama ve Kongre’deki Cumhuriyetçilerin dış politikaya bakışları arasında da ciddi farklılıklar bulunuyor.
Obama’nın Suriye, İran, Rusya, Çin gibi ülkelere yönelik politikalarını
eleştiren ve son dönemde Ebola salgınıyla mücadele dahil dünya
sahnesindeki birçok konuda yönetimi yavaş davranmak ve olayları geriden
takip etmekle suçlayan Cumhuriyetçilerin, yeni dönemde Kongre’de
çoğunluk olma avantajlarını Obama’ya baskıyı artırmak için kullanması
bekleniyor.
Suriye konusunda yönetimin daha aktif ve agresif
olmasını isteyen ve IŞİD’in güçlenmesinde Obama’nın Suriye konusundaki
pasifliğinin etkili olduğunu savunan Cumhuriyetçiler, yeni dönemde bu
konuda Obama’ya baskı unsuru oluşturacak tasarılar geçirebilir.
Örneğin Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin başkanlığına gelmesi beklenen
Bob Corker ve Senato’daki en etkili isimlerden John McCain gibi bazı
Cumhuriyetçilerin, Suriyeli muhaliflere daha ağır silahlar
gönderilmesini destekledikleri biliniyor. Ancak Obama yönetiminin Kongre’den gelebilecek bu yeni baskıları nasıl karşılayacağı şimdilik belirsizliğini koruyor.
İran konusunda ise Obama
yönetimi, diplomatik yollara daha çok odaklanırken, yeni dönemde
Kongre’den İsrail’in görüşlerini destekleyecek sesler yükselebilir gibi
görünüyor. Senato’daki Demokrat Çoğunluk Lideri Harry Reid bugüne kadar,
İran’a yönelik yeni ve daha güçlü yaptırımlar getirilmesini öngören
tasarı girişimlerini, yönetimin de uyarılarıyla, uluslararası nükleer
müzakerelere zarar vermemek için Senato gündemine almamıştı ancak şimdi
Cumhuriyetçi çoğunluklu Senato'da buna benzer tasarıların gündeme
getirilmesi bu sefer yüksek ihtimal. Bu durumun İran ile nükleer
müzakereleri nasıl etkileyeceği ise önümüzdeki günlerde belli olacak.
Cumhuriyetçiler Obama’yı Ukrayna kriziyle alakalı olarak da Rusya’ya
karşı daha sert olmaya ve daha fazla baskı yapmaya zorlayabilir.
McCain’in başını çektiği bazı Cumhuriyetçiler uzun süredir, Ukrayna’ya
askeri yardımlar yapılması, Rusya’ya yönelik çok daha güçlü
yaptırımların devreye sokulması gibi adımlarla, Moskova'ya karşı daha
agresif olunması çağrılarında bulunuyor. Dolayısıyla yeni dönemde
Kongre’den Rusya karşıtı sert söylemlerin daha sık duyulması muhtemel.
Tüm bunlar, 2016 yılındaki başkanlık seçimine kadar yönetim ile Kongre arasında yeni karşıtlık ve gerginliklerin yaşanması ve ABD siyasetinin yeni çıkmazlara sürüklenmesi ihtimalini güçlendiriyor. Bu noktada yaObama
ve Kongre’nin ortak bir noktada buluşması gerekecek ya da iki yıl
boyunca Amerikalılar, işleyemeyen bir siyasi sistemle karşı karşıya
kalacak.