"duvarları yıkarız"
"O duvar O duvarınız Vııızz gelir Bize Vııızzzz." Nâzım Hîkmet Ran (NHR)
"duyan da okur; duymak için kör olmak mı lâzım?" "kör olmada gör beni"
"Robin hood bugün yaşasaydı medyadaki tekelleşmeyi bir numaralı düşman olarak görürdü" 15 05 2010 cannes film festivali Russel Crowe
"aslında robin hood yok cesur yürek var Robin Hood does not actually have a brave heart" Mel Gibson 07 01 2011 cuma
azsonra.blogspot.com
Diriyah kenti Suudi Arabistan’ın zengin tarihi ve parlak bir gelecek için başlatılan projenin sembolü haline geldi.
Diriyah Suudi Arabistan’ın ilk başkenti. 1744’te Suudi Meclis
Başkanı, Dini lider Muhammed bin Abdülvahhab’ın güçlerine katıldı. Bu
anlaşma ile beraber İslam ve politika birbirine karışırken, Diriyah güç
ve bilgi merkezine dönüştü.
Başkaldırının ardından Osmanlı İmparatorluğu 1818’de kenti kuşattı.
Yöneticiler kentten kaçarak başkent yapacakları Riyad’a yönelirken,Suudi Arabistan tarihinde de keskin bir dönüş meydana geldi.
Bu tarihi yerleşim birimi, Diriyah Geliştirme Otoritesi’ne restorasyon görevi verilene dek terk edilmiş halde bekledi.
Diriyah Geliştirme Yüksek Komisyonu ve Kent Gelişimi Müdürü Abdullah
Hamid Arrukban: “Diriyah Gelişim programı çok iddialı. Program, inşa
edilen evlerin muayene edilmesi, incelenmesi ve değerlendirmesi ile
başladı. Binalar, tarihi değerlerine, yapısal şartlarına ve
fonksiyonlarına göre sınıflara ayrıldı. Bazıları tamamen yeniden yapıldı
veya tarihi değeri nedeniyle aynen korundu. Bazı binalar da orijinal
fonksiyonuna bağlı olarak yeniden kullanıma sokuldu.”
Aralarında tarihi Züveyhire Camisi’nin de bulunduğu birçok binanın inşaatı tamamlanmış durumda.
euronews muhabiri Paul McDowell:
“Bu tarihi caminin içinde geleneksel metotlara bağlı kalarak yeni bina
yapılırken, hazırlanan restorasyon projesindeki ince dengeyi
görebiliyorsunuz. Mesela şu duvara bir bakın yıllar önce olduğu gibi
çamur ve samandan yapılmış.”
Geleneksel inşaat malzemeleri, unutulmuş yeteneklerin yeniden, değişik kaynaklardan öğrenilmesi ile tekrar üretilmeye başlanmış.
Mühendis Ahmed Abdulhamid:
“Çamur ile çalışmak normal bir iş değil, özel bir alan. Bilgilerin
çoğunu eski kitaplardan topladık ancak danışmanlar bu işte ana dayanak
noktası. Onlardan öğreniyoruz ve profesyonel hale geliyoruz. Onlar bu
işi gözleri kapalı yapabilirler.”
Süreç toprak, su ve samandan oluşan bileşenlerin karıştırılması ile
başlıyor. Oluşan çamurun kıvama gelmesi için bir süre açıkta
bırakılıyor. Bu aşama ise tuğlaların beraber dizildikleri anda
dayanıklılığını belirlediği için hayati öneme sahip.
euronews muhabiri Paul McDowell:
“Eğer dikkatli bakarsanız tuğlaların olması gerektiği gibi düzgün durmadığını görebilirsiniz.”
Diriyah kentinin en önemli bölgesi olan Turaif alanı, UNESCO
tarafından 2010 yılında dünya miras listesine alındı. Bu alanda ilk
Suudi devletini yönetenlerin tahtının bulunduğu Salva Kraliyet Sarıyı da
bulunuyor.
Diriyah’taki değerli yaşam ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından
alınışına dair kalıntılar da arkeolojik çalışmalarla gün yüzüne
çıkarıldı. Restorasyon tamamlandığında Turaif alanı tam bir açık hava
müzesine dönüşecek. Vadinin hemen karşısında ise aralarında ziyaretçi
merkezinin de bulunduğu binalar henüz tamamlanmamış.
İki alan son olarak küçük bir yaya köprüsü ile birbirine bağlanacak.
Bu alan üzerinde yapılan çevre düzenlemesi ile oluşan yeşil bölge
şimdiden Riyad halkı tarafından kullanılmaya başlanmış.
Yerel ziyaretçi İbrahim:
“Buraya gelen ilk insanlardan olmanın gururunu hep yaşayacağım.
Mirasımızla gurur duyuyorum. Burası çocuklarımıza antik tarihten
günümüze kadar olan geçmişi gösteriyor.”
Suudi yetkililer, Diriyah’ın bir gün yabancı turistlerin de ziyaret alanı olmasını umuyor. Çin’den gelen Fu Lihua:
“Buradan başlayarak geleneksel Suudi halkının yaşayışını ve kültürünü
anlayabilirsiniz. Bu bir ülkeyi anlamak için önemli. Bu nedenle bu
çalışmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.”
euronews muhabiri Paul McDowell:
“İki yıl içerisinde bütün tarihi alan halka açıldığında, ziyaretçiler
Salva Saray’ından köprü ile karşıya geçecek ve Suudi Arabistan’ın
doğduğu bu tarihi alanın da ötesine gidecek.”