Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz. MarmaraYenikapı Ahsarla #etiket

10 Aralık 2014 Çarşamba

Bir millet uyanıyor 10 ARALIK 2014

10 ARALIK 2014

Bir millet uyanıyor.

On yıl boyunca nice badireden geçtikten sonra siyaseten çok başarılı, arkasında yüzde ellilik bir halk desteği bulunan ve muhtemelen bir on yıl daha ülkeyi yönetecek bir siyasi liderin önünü kesmek için ne yapılabilir?

Hele o lider “yoldan çıkmış” ve “Vesayet 2.0”a teslim olmamışsa...

“Evet, evrende bir enerji var” diyen sığ/bön kişinin durumuna düşmeyelim ama, evet bir üst akıl var ve paralel yapı üzerinden “demokratik görünümlü yeni bir vesayet” kurmak için oldukça içerikli bir plan yapmış.

Onca yıl, onca emek, onca proje, ilmek ilmek, oya oya işlenmiş. Soldan sağa, yukarıdan aşağıya her mahalleye sızılmış, toplum algısını dizayn için birçok uyuyan hücreye yatırım yapılmış, gönüllü olmayanlar ise toplanan malzemelerle şantaj kıskacına alınmış.

Türkiye’de uygulana gelmiş “Batıcılaşma” endoktrinasyonu da bu kavgaya “potansiyel” toplumsallık sağlamış. Laikler/dindarlar, liberaller/İslamcılar, demokratlar/otoriterler şeklindeki suni yaratılan dikotomiler, batıcılaşmaya adanmış kayıp ruhları manipüle etmek için çok işlevsel bulunmuş.

Böyle bir devasa organizasyon Türkiye gibi çok önemli bir ülkeyi “demokratik kurallar gereği” kendi haline bırakabilir mi?

Soruya dönelim...

Siyaseten çok başarılı bir lider, iç savaş dâhil her türlü yöntemle alaşağı edilememişse, onu nasıl alt edersiniz?

Etrafını sararsınız. Soluksuz bırakırsınız ve mesela yolsuzluk gibi, halk desteğini yok etmeyi, paralize etmeyi, insanları tereddüde/dehşete düşürmeyi amaçlayan siyaset dışı bir noktadan saldırırsınız...

Sırtlanların taktiğidir bu...

Sırtlanlar kocaman, heybetli, güçlü ve asla tek başlarına karşılarına çıkamayacakları rakiplerini kalabalık bir sürü halinde bazen günlerce koşturarak yorarlar, küçük ısırıklarla güçten düşürürler ve en nihayetinde o kendi cüssesini taşıyamayacak hale geldiğinde onlarcası birden üzerine çöker...

İşte Recep Tayyip Erdoğan’a yaptıkları buydu. Adama ameliyat masasındayken operasyon düzenlediler.

Dava şuurundan uzaklaşmış, gevşemiş irili ufaklı bazı partililer, durumun vahametini anlayana kadar iş işten geçecek, Erdoğan kaşla göz arası hal edilecekti. Ne iyi ki halk var.

Erdoğan MİT’i korumaya aldığından, Genelkurmay Elektronik Sistemleri’ni (GES, bölgenin en gelişmiş dinleme/gözleme sistemi) paralelin gasp ettiği Emniyet’e değil, MİT’e bağladığından, 2010 sonunda içinde birçok emniyetçinin bulunduğu şüphelilerin soruşturulmasını isteyen BTK’nın Dink raporuna “Olur” verdiğinden, Kürt sorununu müzakere ile çözme eğilimi gösterdiğinden, mesela beş milyar dolarlık füze sistemlerini ABD değil de Çin’e ihale ettiğinden, “One Minute” ile uluslararası çete devletlerinin güdümünden çıktığından beri “iyi sinyaller” vermiyordu.

Üçüncü yabancı bir gözün olmadığı, “biz bize çözüm” denen kritik önemde bir mantıkla “top secret” hazırlanan Çözüm Süreci kamuoyuna açıklanınca ipler koptu; Türkiye en büyük prangasından kurtuluyordu.

Sadece Böcek İddianamesini okursanız, olayın vahametini anlarsınız. Böyle bir kumpastan kurtulmak normalde imkânsızdır. Erdoğan olağanüstü bir kavga verdi. Halk Menderes’in rövanşını Erdoğan’a sahip çıkarak aldı.

Ve demek ki güçten düşüyorlardı, yenilmez değillerdi.

Ama sürek avı devam ediyor. Rahatlamak, küçümsemek gaflet olur.

Ellerindeki her malzeme ile kutsal/milli/demokratik/alelade ne varsa her şeyi araçsallaştırarak, her şeyi göze alarak 2015 seçimleri öncesinde son kozlarını oynayacaklar.

Baraj tartışması sinyali verdi.

Korkmanın, sütre ardına gizlenmenin zamanı değil. İnsan bir kere ölür. Kölelik ise her daim ölümdür.

Herkes işini iyi yapsın. Çalışkan, dürüst ve uyanık olsun. Bu yeterli.

İnsanlar Erdoğan’a, Davutoğlu’na değil, aslında öncelikle kendi irade ve haysiyetlerine sahip çıkıyorlar.

İşin özü budur.

MARKAR ESAYAN

 

 
"Dünya 5'ten Büyük."

Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz.