Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Tarih boyunca bu millet içeriden ve dışarıdan birçok düşmanla
mücadele etti. İşte bizleri bugünlere, birlik ve beraberlik aşkı
getirdi" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tarih boyunca milletin içeriden ve
dışarıdan birçok düşmanla mücadele ettiğini belirterek, "Sayısız
harpten, sayısız çatışmalardan hamdolsun yıkılmadan çıkmayı başardı.
İşte bizleri bugünlere, bu gönül erlerinin ektiği sevgi tohumları,
birlik ve beraberlik aşkı getirdi" dedi.
Erdoğan, Sinan
Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen Şeb-i Arus İstanbul 2014 programında
yaptığı konuşmada, vuslatının 741'inci senesinde Mevlana'yı rahmetle yad
ettiğini söyledi.
Mevlana'nın 7 asır önce Anadolu topraklarına
gelerek gönülleri buluşturduğunu, kalpleri sevgi ve şefkat hamuruyla
yoğurduğunu, ilim ve öğütleriyle birliği, beraberliği, kardeşliği
yeşerttiğini ifade eden Erdoğan, etkinliği düzenleyenlere, sanatçılara
ve Mevlana dostlarına teşekkür etti.
Erdoğan,
Mevlana'nın ilim, irfan ve hikmetle yoğurduğu Mesnevi'siyle millet olma
şuurunu yerleştirdiğini, bu topraklardaki kardeşlik, sevgi ve şefkatin
kurulmasında, bu medeniyetin inşa edilmesinde, bugünlere gelmesinde hiç
kuşkusuz Mevlana'nın eserlerinin büyük payı olduğunu kaydetti.
"Yunus Emrelerin, İbni Arabilerin, Hacı Bayram Velilerin,
Mevlanaların açtığı yolda 'önce insan, önce millet'
diyebilmeyi başarmış, kardeşliği, sevgiyi, barışı, her türlü maddi
değerin üzerine çıkarabilmiş milletiz" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Mevlana'nın hikmetli sözleri ve irfanla yoğrulmuş öğütleri, fitneyi,
fesadı ve hasedi silip atmış, büyük bir kardeşlik iklimini kurmuştur. Bu
medeniyette ikilik olmaz. Yalnız birlik vardır. Bu medeniyette aşk
vardır, dostluk vardır, muhabbet vardır. Bu medeniyet kulun değil,
Hakk'ın, hakikatin üstün tutulduğu bir medeniyettir. Bizler bugünlere
faninin veya fanilerin değil bakinin, baki olanın peşinde
koştuğumuz, geçici olanı değil, ebedi olanı aradığımız için, iyi
niyetimiz, halisane çabamız sayesinde hamdolsun bu günlere gelebildik.
Tarih boyunca bu millet içeriden ve dışarıdan birçok düşmanla mücadele
etti. Sayısız harpten, sayısız çatışmalardan hamdolsun yıkılmadan
çıkmayı başardı. İşte bizleri bugünlere, bu gönül erlerinin ektiği sevgi
tohumları, birlik ve beraberlik aşkı getirdi. Köklerimiz sağlam,
temellerimiz kavi, ruhlarımız pek. Bizler bu toraklara payandayla değil,
köklerimizle bağlıyız. Bizim sevdamız, bizim aşkımız, bizim kavgamız bu
milletin, bu toprakların selametini garanti altına almak, ecdadımızın
emanetini sağ salim gelecek nesillere teslim etmektir. Çünkü biz
kökü mazide olan atiyiz. Evet dertliyiz. Hem de çok dertliyiz. Derdimizi
de hamdolsun seviyoruz."
Mevlana'nın sözlerinden "Derdimi
seviyorum, biliyorum ki derdimi veren de beni seviyor. Seven, sevdiğinin
nazını çekiyor. Sevilen çekmesin de neylesin" şeklinde alıntı yapan
Erdoğan, Mevlana'nın öğretisi, o büyük eseri Mesnevi'nin aşk üzerine
kurulduğunu anlattı.
"Bizim medeniyetimizin kurucu harcı, çimentosu aşktır"
Aşkla yapılmayan hiçbir işin bereketi bulunmadığını, aşksız yapılan
hiçbir işin uzun ömürlü olmayacağını ifade eden Erdoğan, aşkın biz söz
değil, hal olduğunu söyledi.
Dünyanın aşk üzerine yaratıldığını
belirten Erdoğan, "Aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Bizim
medeniyetimizin kurucu harcı, çimentosu aşktır. Peygamberimiz, bir aşk
peygamberidir. Biz, aşkın ümmetiyiz, hasret, vuslat, ümit, sevinç,
keder, hepsi bu aşkla varolunmuştur" dedi.
Erdoğan, neyden çıkan
sesin neyzenin nefesinden değil, neyzenin içindeki aşktan, coşkudan,
özlemden, hasretten ve kavuşmanın, vuslatın beklentisinden geldiğini
söyledi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizler bu aşkın,
bu sevdanın yardan ve serden geçmenin derdindeyiz. Bir derdimiz, bir
özlemimiz, bir kavgamız var. Bu derdi bu aşktan alıyoruz, cananımızdan
alıyoruz, özümüzden, Yaradanımızdan alıyoruz. İnanın derdimizi seviyoruz
çünkü derdimizi aynı zamanda dermanımız olarak görüyoruz. Mevlevi
dervişleri gibi biz, bu dünyanın peşinde değiliz, ukbanın derdindeyiz.
Fani olan bu dünyada baki olan yalnızca muhabbettir. Bizim
medeniyetimiz, bu bakımdan muhabbet ve mükellefiyet medeniyetidir. Öyle
diyor ya şair: Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammed'siz muhabbetten
ne hasıl. İşin aslı bu. Dünya fani diye kimse mükellefiyetinden kendini
beri tutamaz. Dünya hayatında imtihan eksik olmaz. İmtihanları, aşkla,
muhabbetle geçeceğiz."
"Sevgiden, kardeşlikten, bizi biz yapan değerlerden başka bir yolumuz, imkanımız yok"
Muhabbetin, konuşmak, sohbet etmek değil, karşılıklı olarak birbirini
güzel görmek olduğunu dile getiren Erdoğan, "Anadolu toprakları, bizim
medeniyetimiz, birçok badireyi atlattıysa, harplerden, yıkımlardan
alnının akıyla çıktıysa, bunu muhabbetle başardı. Karşısındakine kinle,
nefretle bakarak değil, karşısındakini güzel görerek, birbirini güzel
görerek başardı. Muhabbet ve aşk bu toprakların hamurunda, bu milletin
ruhunda var" diye konuştu.
Erdoğan, Mevlana'nın, "İki bilme,
ikilikten bahsetme. Kul efendisinde yok olmuş bil. Gözünü ve gönlünü
topraktan arıt. Kıble birdir iki olmaz o, bil" sözlerine atıf yaparak,
konuşmasını şöyle tamamladı:
"Kıblemiz bir, ezanımız bir,
peygamberimiz bir, işte böyle yürüyeceğiz bu yolda. Bizlerin muhabbetten
ve aşktan başka bir yolumuz yok. Sevgiden, kardeşlikten, bizi biz yapan
değerlerden başka bir yolumuz, imkanımız yok. Bize kardeşliği,
muhabbeti, aşkı anlattığı için Mevlana'ya şükranlarımızı sunuyorum.
İnşallah, 17'si akşamı da Konya'da olacağız. İnşallah Konya'da yine
Şeb-i Arus gecesinde orada tüm kardeşlerimizle bir arada olacağız.
Geleneksel gecemizi yine orada inşallah kutlayacağız. Bir kez daha Yunus
gibi, Mevlana gibi, Hacı Bayram Veli gibi gönül erlerine sahip
olduğumuz için Rabbimize hamdediyorum. Vefatının yani vuslatının
741'inci yıl dönümünde Hazreti Mevlana'yı bir kez daha rahmetle,
minnetle, şükranla yad ediyoruz. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi,
muhabbetimizi daim etsin."
Davutoğlu havalimanında halka seslendi
Başbakan Davutoğlu, Elazığ Havalimanında makam aracına binmeden önce
kendisine sevgi gösterisinde bulunan vatandaşların yanına gitti. Daha
sonra miting aracına çıkan Davutoğlu, kısa bir konuşma yaptı.
Elazığlılar'ı selamlayan Davutoğlu, "Bizi hasretle saatlerce
beklediğiniz için size selam vermeden gitmek olmazdı" diye konuştu.
Vatandaşların, "Gençliğin umudu, milletin gururu, helal olsun sana
Ahmet Davutoğlu" şeklindeki tezahüratı üzerine Davutoğlu, "Size de helal
olsun. Allah razı olsun. Gözlerinizdeki ışıltıyı hissetmek bize güç
veriyor" ifadesini kullandı.
Davutoğlu, "Bu gece karanlığında
bizi muhabbetle karşılayan Elazığ, muhabbetin de sevdanın da aşkın da en
güzeline layıktır. İnşallah yarın kongremizde hep beraber olacağız.
Uzun uzun dertleşeceğiz, sohbet edeceğiz ve milletin istikbali hakkında
konuşacağız" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu'nun konuşması, sık sık tezahüratlarla kesildi.
Başbakan
Davutoğlu, AK Parti Adana İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, ''Bu
devlete kim kumpas kurmuşsa mutlaka hesabı sorulur. Herkes bunu böyle
bilmeli" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Herkesi, Kılıçdaroğlu'nu, Bahçeli'yi, Demirtaş'ı ve diğer
bütün liderleri, eğer yürekleri ve siyaset anlayışları elveriyorsa her
türlü vesayete karşı birlikte hareket etmeye çağırıyorum. Ama kısa
menfaatlerle geçici koalisyonlar kurar, arkadaki paralelcilerin
tavsiyeleri yeni koalisyonlarla 2015 seçimlerinde karşımıza çıkarlarsa
işte buradan bir kez daha sesleniyorum: Hepiniz birlikte gelseniz de
milli irade yine AK Parti diyecek ve AK Parti yine milli irade diyecek"
dedi.
Davutoğlu, Yüreğir Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Adana
İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, iki gün önce TBMM'de yaptığı
konuşmasında, Mısır'daki darbecilere destek verdiği için CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ''darbecisiniz'' dediğini hatırlattı.
Davutoğlu, ''Bu sinir uçlarına dokundu. Ayağa kalktılar. Sanki onların
ayağa kalkmasından biz geri çekilecekmişiz gibi. Biz ayağa kalktık mı,
millet ayağa kalkar'' diye konuştu.
Nevşehir'de yaptığı çağrıyı bir kez daha yapacağını belirten Davutoğlu, şunu söyledi:
''Madem darbeci değiller çıksın Kılıçdaroğlu ve açık bir şekilde desin
ki 'Biz 27 Mayıs'ı kınıyoruz. 27 Mayıs darbesini kınıyoruz' desin.
Diyebilir mi, dedi mi? Diyemez. Yürek gerekir, yürek. Demokrasiye,
milli sahip çıkmak için yürek gerekir, yürek. Diyemez, çünkü 27
Mayıs'tan üç gün sonra onların o zaman yan organı olarak çıkan Akis
Dergisi, Metin Toker'in, İnönü ailesinin damadı olan dergi, Adnan
Menderes'in üzerine çarpı işaret konan bir kapakla çıkmıştı. O gün
rahmetli Adnan Menderes'in idamına hükmetmişti Cumhuriyet Halk Partisi
neredeyse. Çıksınlar ve 27 Mayıs'ı tenkit etsinler. 27 Mayıs'ta o
darbenin arkasında duranlar, daha sonra 12 Mart yönetimine bakan
verenler, 28 şubat post-modern darbesinin ikna odalarını kuranları
kendilerine milletvekili yapanlar, 'Darbeci değiliz' diyebilirler mi?
28 Şubat'ı tenkit eden CHP zihniyeti gördünüz mü? 28 Şubat ki, bu
milletin evlatlarına zulmedilen... O kara günlerden bu ülkeyi çıkaran
kim? AK Parti. Milli iradeyi Türkiye'nin her köşesinde egemen kılan kim?
AK Parti. 27 Nisan e-muhtırada da sesleri çıkmamıştı. Daha yakın
zamanda da hep milli irade dışında kaynak aradılar. Biz ise hep şunu
söyledik, artık yeter, söz de, karar da sadece milletindir.''
''MİT'e burada kumpas kurmaya kalktılar''
Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Arada sırada bu memlekete son dönemde paralelci yapıyla en büyük
darbeyi vurmak isteyenlerin ellerine tutuşturdukları
birtakım kağıtlarla konuşuyor Kılıçdaroğlu. Diyor ki, 'Milli İstihbarat
Teşkilatı (MİT) CHP'nin içişlerine karışıyor.' MİT'i böyle karalamak ne
zaman başladı biliyor musunuz? Geçen sene tam ben buradayken, 10
Ocak'ta 140 büyükelçimizle Adana'dayken, Türkiye'nin onurlu kurumu,
Türkiye'nin menfaatlerini koruyan MİT'e, paralelci çete tam da burada
operasyon yapmaya kalkışmıştı. Biz Adana'dayken. Dinleyecekler, biz
Gaziantep'te o olaydan iki gün önce Birleşmiş Milletler temsilcileriyle,
Suriyeli kardeşlerimizle görüştüğümüzde, Harran'da ve bütün dünyada
Gaziantep'te, Şanlıurfa'da, Türkiye'nin yazdığı insanlık destanı
konuşulurken, biz 140 büyükelçiyle Adana'da toplantı yaparken, Adana'yı
dünyaya anlatırken birileri de MİT'e burada kumpas kurmaya kalktılar.
Bunun hesabı sorulmaz mı zannediyorlar."
Devlete kim kumpas
kurmuşsa mutlaka hesabının sorulacağını kaydeden Davutoğlu, "Herkes bunu
böyle bilmeli. Dinleyecekler, milletten izin almadan, milletten yetki
almadan bu devlete bir şekilde sızarak vesayet rejimi kurmak isteyen
herkes, bundan sonra sadece milli iradeyi inleyecek, sadece milletin
sözü dinlenecek" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'nun, MİT'e 2012'de tuzak kuranlarla aynı dili kullandığını
ifade eden Davutoğlu, "Birlikte saldırıyorlar Milli İstihbarat
Teşkilatı'na. Halbuki o onurlu teşkilat Musul'da kaçırılan ve alıkonulan
o diplomatlarımızı bir tek damla kan dökmeden vatanına kavuşturmuş
onurlu bir teşkilattır" dedi.
Davutoğlu, milletin hakkına, onuruna da devletin gururuna ve onuruna da sahip çıktıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Onlarsa emaneti milletten almak yerine birtakım vesayetçi odaklardan
almaya kalkarlar. Ne yaptılar cumhurbaşkanlığı seçimlerinde,
Cumhurbaşkanımıza karşı çatı aday çıkardılar. Kim çıkardı? 8-10 parti
birleşti, arkasında da paralel çete. Hep birlikte geldiler, bizi
yenebildiler mi? Milli iradenin aksine bir söz söyleyebildiler mi? Çünkü
aramızdaki fark bu. Biz, gücümüzü milletten alıyoruz. Biz, gücümüzü
Kuvayımilliye'den alıyoruz. Onun için Erzurum Kongresi'nde de Balıkesir
Kongresi'nde de vurguladığım gibi Erzurum'u istiklal şehri yapan Erzurum
Kongresi'ndeki Dersimli Abbas Necati ile Balıkesir'de Kuvayımilliye'yi
kuran Vehbi Efendi aynı tarihin kardeşleridir. Bu tarihe bir not daha
düşmek istiyorum. 31 Ekim 1918. Gazi Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları
Komutanlığını Liman Von Sanders'den alır. Nerede alır, Adana'da.
Memleket parçalanmıştır, işgal altındadır. Gazi Mustafa Kemal der ki
'Birileri için savaş şimdi bitmiş olabilir. Bizim milletimiz için savaş,
şimdi başlıyor.' İşte Kuvayımilliye ateşinin yandığı şehir, Adana'dır. Adana öncüdür, öncü olacaktır. Biz, öncü şehir Adana'dan güç aldık, bu emanetleri taşıyacağız. Hazır olun, birlikte omuzlayacağız.
Herkesi, Kılıçdaroğlu'nu, Bahçeli'yi, Demirtaş'ı ve diğer bütün
liderleri, eğer yürekleri ve siyaset anlayışları elveriyorsa her türlü
vesayete karşı birlikte hareket etmeye çağırıyorum. Ama kısa
menfaatlerle geçici koalisyonlar kurar, arkadaki paralelcilerin
tavsiyeleri yeni koalisyonlarla 2015 seçimlerinde karşımıza çıkarlarsa
işte buradan bir kez daha sesleniyorum: Hepiniz birlikte gelseniz de
milli irade yine AK Parti diyecek ve AK Parti yine milli irade diyecek."
"Ceyhan dünyanın en önemli enerji merkezlerinden biri olacak"
Başbakan Davutoğlu, "Bu zor günlerin ardından o barış günleri de
geldiğinde Suriye'nin, Irak'ın, Mezapotamya'nın, Kafkaslar'ın en büyük
tarım havzası, en büyük ticaret havzası, en önemli limanları Adana'da,
Çukurova'da ve Adana üzerinde olacak" dedi.
Partililere, "Bu salonun iki yakası nasıl birbiriyle uyumluysa, bu
salonun iki yakası nasıl birbirini tamamlıyorsa Türkiye'nin doğusu da
batısı da birbirini tamamlayacak" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin ayrılmaz
bir bütün olduğunu vurguladı.
Büyük Türkiye idealleri olduğu gibi büyük Adana
ideallerinin de bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, Adana'nın önümüzdeki
dönemde, 2015'te AK Parti emaneti tekrar aldığında, 2023'e girerken
enerjinin, ulaşımın, sağlığın ve tarımın, enerjinin merkezi olacağını
söyledi.
Davutoğlu, "Ceyhan sadece Adana'nın değil, sadece
Türkiye'nin değil, sadece Akdeniz'in değil dünyanın en önemli enerji
merkezlerinden, limanlarından biri olacak. Aynı şekilde ulaşımda,
inşallah bölgesel havalimanı 2016'da tamamlandığında her türlü
uluslararası hava trafiği Adana'ya selam verip işleyecek" diye konuştu.
"Bu zor günlerin ardından barış günleri de geldiğinde..."
Konya-Mersin -Adana hattına hızlı tren inşa edildiğinde, İç Anadolu ile Akdeniz'in,Adana
üzerinden buluşup, Gaziantep'e ulaşacağını bildiren Davutoğlu, "Bu zor
günlerin ardından o barış günleri de geldiğinde Suriye'nin, Irak'ın,
Mezapotamya'nın, Kafkaslar'ın en büyük tarım havzası, en büyük ticaret
havzası, en önemli limanları Adana'da, Çukurova'da ve Adana üzerinde olacak" dedi.
Davutoğlu, Ortadoğu'nun en büyük, bin 550 yataklı entegre sağlık
kompleksini Adana'da inşa edeceklerini, Adana'nın sıhhat, şifa bulunan
şehir olacağını dile getirdi.
Kendi dönemlerinde yaklaşık 500
bin dönüm alanın sulanarak tarıma açıldığını anlatan Davutoğlu,
Adana'nın bereketli topraklarının daha da bereketleneceğini, Adana'nın,
tarımın, enerjinin, ulaşımın, sağlığın başkenti, kavşak kenti, öncü
kenti olacağını belirtti.
Adana'nın şahsında bütün Adanalılara,
Hataylılara, Osmaniyelilere, Kilislilere, Gazianteplilere,
Şanlıurfalılara ve bütün diğer şehirlere bir kez daha teşekkür
eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Niçin biliyor
musunuz? O zalim Esad, hani Kılıçdaroğlu'nun heyet gönderip elini
sıktığı Esad'ın zulmünden kaçan Türkmenlere, Araplara, Kürtlere bağrını
açan Adanalılara selam olsun. Onlar, ensar torunlarıdır. Nasıl Mekke'den
gelen muhacirleri ensar Medine'de bağrına basmışsa Suriye'den gelen o
kardeşlerini de bağrına basan her bir Adanalıya selam ediyorum, her
birini kucaklıyorum. Allah Adanalılardan ve bütün sınır şehirlerimizden
razı olsun. İşte bizim dünyamızla, onların dünyası arasındaki fark bu."
"İşte Osmanlı ruhu budur, işte Kuvayımilliye ruhu budur"
Salondakilere "Yiğit Adanalılar" diye seslenen Başbakan Davutoğlu,
"Somali'de bir damla gözyaşı döküldüğünde, Gazze'de o gencecik çocuklar
toprağa düşüp, dönüp Anadolu'ya baktığında, 'Bize yardım edecek kimse
yok mu' dediğinde, Adanalılar 'Biz buradayız' demeye hazır mısınız?
Halepliler, Lazkiyeliler, Bayırbucaklı Türkmenler ve Halep'teki,
İdlip'teki Araplar, Kürtler, Türkmenler 'Bizim kardeşlerimiz nerede'
dediğinde 'Biz buradayız' demeye hazır mısınız" diye sordu. "Evet"
cevabı üzerine Davutoğlu, "Adanalılar, işte Osmanlı ruhu dediğiniz ruh
budur. İşte Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Kuvayımilliye ruhu
budur" dedi
Gençlerden Türkiye'ye sığınan "Suriyeli ve Iraklı
mazlumlardan" birer kardeş edinmelerini tavsiye eden Davutoğlu, "500
yıl bir arada yaşamış kardeşler olarak, Osmanlı'nın torunları olarak,
Haçlılara karşı birlikte savaşan Selahaddin Eyyubi'nin evlatları olarak
gidin ve o kamplardaki kardeşlerinizle kucaklaşın. İşte Osmanlı olmak
budur, işte Kuvayımilliye olmak budur. Nerede bir mazlum varsa ona
sarılın, nerede bir zalim varsa ona karşı da başınız dik, duruşunuz
vakur olsun" diye konuştu.
Davutoğlu, Adanalılardan 2015 genel
seçimlerinde kapı kapı gezip, AK Parti davasını anlatmalarını
isteyerek, kent genelinde de yüzde 50'den fazla oyla bir rekor
beklediğini vurguladı.
"Bu emaneti omuzlarımıza aldık yürüyoruz"
Partililerin tezahüratları üzerine, Adana’nın kongreye iyi
hazırladığını söyleyen Davutoğlu, 2015 Haziran’ında yapılacak seçimlerde
aynı heyecanı, hazırlığı görmek istediğini belirterek, Adanalı
partililerden seçimlerde Türkiye ortalamasının üzerinde bir oy oranı
beklediğini dile getirdi.
Bu sözleri üzerine "Başbakan Ahmet, Türkiye sana emanet" tezahüratı yapan partililere, Davutoğlu şöyle seslendi:
"Biz bu emaneti omuzlarımıza aldık yürüyoruz ama gençler bu emaneti
birlikte üstlenmeye hazır mıyız? Hangi vesayetçi, paralelci gelirse
gelsin bu emaneti daha yücelere taşımaya hazır mıyız? Bu emanet için
emeğinizi, terinizi dökmeye hazır mıyız? Bu emanetin sembolü olan al
bayrağı ülkemizin ve dünyanın her yerinde dalgalandırmaya hazır mıyız?
İşte bizim davamız bu al bayrağı yurdumuzun her köşesinde
dalgalandırmak. Bizim davamız, bu al bayrağın gölgesine sığınmak isteyen
her mazluma kucak açmak. İşte onun için AK Parti farkı budur.
Bizim dedelerimizin savunduğu topraklar bir cihan devletinin
topraklarıydı. Biz inşallah göreceğiz ama biz göremesek dahi bizim
çocuklarımız yani sizin hükmedeceği, selam götüreceği, barış götüreceği
topraklar da küresel ölçekte olacak inşallah. Biz, her yere adalet
götürmek için yola çıktık. Mazlumlarla beraber olmak, zalimlerin
karışsında dimdik durmak için yola çıktık. AK Parti farkı bu."
Başbakanlık görevini aldıktan sonra Anadolu’nun doğusunu, batısını,
kuzeyini, güneyini dolaştığını, her yerde aynı muhabbeti gördüğünü
anlatan Davutoğlu, "Başka parti genel başkanları ülkemizin her bir
köşesine gidebiliyorlar mı? Meclis konuşmasında söyledim ve davette
bulundum. ‘Çıkın Anadolu’nun, Trakya’nın her bir köşesine gidin’ dedim.
AK Parti 81 ilin 78’inde milletvekili çıkardı, 71’inde de birinci parti
oldu. CHP 33 ilden, MHP 47 ilden milletvekili çıkaramadı, aramızdaki
büyük fark bu. Biz ülkemizin her köşesinde aynı barış dilini konuşuruz.
Biz, gücümüzü milletten alırız, hesabı da Allah’a ve millete veririz,
sadece ve sadece."
Kongreye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan
yardımcıları Süleyman Soylu, Ekrem Erdem, Abdülhamit Gül, Adana ve çevre illerin AK Parti milletvekilleri katıldı.
Kongre Divan Başkanı Mustafa Elitaş'ın, Adana
Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün de kongreye misafir
olarak katıldığını anons etmesi üzerine, salondaki bazı partililer
Sözlü’yü yuhaladı ve ıslıkla protesto etti. Bunun üzerine Elitaş'ın,
"Olmaz öyle şey, misafirimizdir. Saygıdeğer misafirimizdir" sözleri
üzerine de salondaki partililerin büyük çoğunluğu Hüseyin Sözlü’yü
alkışladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Adana Ticaret Odası’nın 120. Yılı Gala Yemeğinde yaptığı konuşmada da G20
dönem başkanlığında bir dahaki yıl ele alacakları konular
ile Türkiye'nin ekonomik tercihleri arasında paralellik olduğuna dikkati
çekti.
Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Türkiye'nin ekonomik tercihleriyle Adana'nın ve her bir şehrimizin
ekonomik tercihleri arasında da aynı bütüncüllüğü görmek istiyoruz. Arzu
ettiğimiz katma değeri yoğun sektörel bir dönüşüm sağlamak, arge ve
inovasyonu teşvik etmek, eğitimde insan unsurumuzun kapasitesini,
yeteneğini geliştirecek yoğunlukta transformasyonu sağlamak, ihracatın
ithalatı karşılama oranını yükseltmek, cari açığı düşürmek, reel sektörü
canlandırmak, ticaretten lojistiğe geçmek ve bu Adana
için önemlidir. Salt ulaşım değil ulaşımdan lojistiğe geçmek istiyoruz.
Her biri Adana'nın ekonomik gerçekliğine işaret ediyor."
Davutoğlu, G20'nin resmi gündemine KOBİ'leri aldıklarını bildirerek,
"Ekonominin dünyada yüzde 2 büyüyebilmesi için G20 üyesi olmayan
ülkelere açılmak gerektiğini düşünüyoruz. Oradaki ticaretin canlanması
gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
Bütün bu gelişmelere
paralel olarak Adana'nın Türkiye ölçeğini aşan 4 alanda bir yapıya
dönüşmesini arzu ettiklerine dikkati çeken Başbakan Davutoğlu,
birincisinin enerji konusu olduğuna değindi.
Davutoğlu, Ceyhan,
Yumurtalık bütün bu enerji hatlarında Ceyhan'ın özel enerji ihtisas
bölgesi olarak dünyanın en önemli enerji hatlarından biri haline
getirmeye kararlı olduklarını söyledi.
Bakü, Tiflis ve Ceyhan'ın Hazar Denizi'ni Akdeniz'e bağladığını belirten Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ceyhan da bu bağlanacak. Daha sonra Kazakistan, Türkmenistan doğalgaz
ve petrol imkanı geldiğinde zaten Türkiye'ye doğru aktığında Adana
yine önemli bir konuma sahip olacak. Kerkük-Yumurtalık hattı ve
inşallah özellikle son Irak ziyaretim sonrasında Bağdat-Erbil arasında
çok ciddi anlaşma zemini doğdu. Bu anlaşma da sağlandığında sadece
Kerkük değil, güneyden dahi petrolün Irak hükümetiyle onu da
konuşuyoruz, aynı hat üzerinden Ceyhan'a akmasına önem veriyoruz. Irak
Başbakanı Sayın Abadi iki hafta sonra Türkiye'de olacak, Yüksek Düzeyli
Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı yapacağız. İstiyoruz ki Irak en
güvenilir hat olarak Adana'ya ve Ceyhan'a bu petroller aksın. Kafkas
petrolleri, Ortadoğu petrolleri bir gün öyle veya böyle yollarıyla
Çukurova'nın bereketli topraklarından geçerek Ceyhan'a inecek. Bizim
hedefimiz bu, sizin de bu hedefe uygun olarak taleplerinize teşvik dahil
hepsine bakacağız."
"Kendi halkına dönük büyük bir katliama kalkıştı"
Davutoğlu, Adana'nın önemli ikinci konusunun ise ulaşım olduğuna
dikkati çekerek, "Adana'nın sadece Türkiye içindeki ulaşım hatlarıyla
değil Suriye'de eğer bu olaylar yaşanmamış olsaydı liderlerin, vizyonsuz
liderlerin ya da liderlik kabiliyetine sahip olmayan bazı devlet
adamlarının yol açtığı felaketlerin en çarpıcı ve kötü örneği
maalesef Suriye'de yaşandı. Bütün çabalarımıza rağmen ve geçmişte
kendisine çok ciddi yardım ve katkılar sağlamış olmamıza rağmen Beşar
Esad, Türkiye ile demokrasi yolunda yürümektense, kendi halkına
dönük büyük bir katliama kalkıştı. Açık söylüyorum hala yüreğim yanar."
"Birileri Ortadoğu'nun kan gölüne dönmesini istedi"
Suriye'deki olaylardan önce 2010'da Türkiye-Ürdün-Lübnan ve Suriye
arasında dörtlü Levant Birliğini kurduklarını anlatan Başbakan
Davutoğlu, özellikle Lübnan-Suriye hattının Adana-Mezopotamya ve Levant'ın en merkezi yeri olması bakımından çok önemli olduğunu ifade etti.
Davutoğlu, sınırların kalktığı ya da anlamsızlaştığı, vizelerin
kalktığı bir Ortadoğu düşünüldüğünde Ortadoğu'nun en doğrudan akacağı
yerin Adana Çukurova olduğunu söyledi.
Adana'yı Levant'ın Mezopotamya'nın ve İçanadolu'nun kesişim şehri
olarak öne çıkarttıklarını vurgulayan Başbakan Davutoğlu,
"Fakat birileri engelledi. Birileri Ortadoğu'nun kan gölüne dönmesini
istedi. Bizim arzu ettiğimiz gibi sınırlara saygı gösterilen ama
ekonomik bakımdan birleşmiş bir Ortadoğu fikrini Türkiye'nin öncülük
ettiği fikri yok etmeye çalıştılar. Görüyorsunuz ne hale geldi. Baskıcı,
zalim yönetimlerle İslam adına, İslam ile hiç bağdaşmayan her türlü
şiddeti ve vahşeti uygulayan terör örgütleri arasında yaşanan çatışmalar
Ortadoğu'yu ekonomik ve kültürel medeniyet merkezini tam bir insanlık
dramının yaşandığı bir bölgeye dönüştürdü ama bunlar geçer"
değerlendirmesinde bulundu.