Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz. MarmaraYenikapı Ahsarla #etiket

13 Aralık 2014 Cumartesi

Bizleri bugünlere birlik ve beraberlik aşkı getirdi 13 Aralık 2014 İSTANBUL

Bizleri bugünlere birlik ve beraberlik aşkı getirdi

  13 Aralık 2014 İSTANBUL 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarih boyunca bu millet içeriden ve dışarıdan birçok düşmanla mücadele etti. İşte bizleri bugünlere, birlik ve beraberlik aşkı getirdi" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tarih boyunca milletin içeriden ve dışarıdan birçok düşmanla mücadele ettiğini belirterek, "Sayısız harpten, sayısız çatışmalardan hamdolsun yıkılmadan çıkmayı başardı. İşte bizleri bugünlere, bu gönül erlerinin ektiği sevgi tohumları, birlik ve beraberlik aşkı getirdi" dedi.

Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen Şeb-i Arus İstanbul 2014 programında yaptığı konuşmada, vuslatının 741'inci senesinde Mevlana'yı rahmetle yad ettiğini söyledi.

Mevlana'nın 7 asır önce Anadolu topraklarına gelerek gönülleri buluşturduğunu, kalpleri sevgi ve şefkat hamuruyla yoğurduğunu, ilim ve öğütleriyle birliği, beraberliği, kardeşliği yeşerttiğini ifade eden Erdoğan, etkinliği düzenleyenlere, sanatçılara ve Mevlana dostlarına teşekkür etti.

Erdoğan, Mevlana'nın ilim, irfan ve hikmetle yoğurduğu Mesnevi'siyle millet olma şuurunu yerleştirdiğini, bu topraklardaki kardeşlik, sevgi ve şefkatin kurulmasında, bu medeniyetin inşa edilmesinde, bugünlere gelmesinde hiç kuşkusuz Mevlana'nın eserlerinin büyük payı olduğunu kaydetti.

"Yunus Emrelerin, İbni Arabilerin, Hacı Bayram Velilerin, Mevlanaların açtığı yolda 'önce insan, önce millet' diyebilmeyi başarmış, kardeşliği, sevgiyi, barışı, her türlü maddi değerin üzerine çıkarabilmiş milletiz" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Mevlana'nın hikmetli sözleri ve irfanla yoğrulmuş öğütleri, fitneyi, fesadı ve hasedi silip atmış, büyük bir kardeşlik iklimini kurmuştur. Bu medeniyette ikilik olmaz. Yalnız birlik vardır. Bu medeniyette aşk vardır, dostluk vardır, muhabbet vardır. Bu medeniyet kulun değil, Hakk'ın, hakikatin üstün tutulduğu bir medeniyettir. Bizler bugünlere faninin veya fanilerin değil bakinin, baki olanın peşinde koştuğumuz, geçici olanı değil, ebedi olanı aradığımız için, iyi niyetimiz, halisane çabamız sayesinde hamdolsun bu günlere gelebildik. Tarih boyunca bu millet içeriden ve dışarıdan birçok düşmanla mücadele etti. Sayısız harpten, sayısız çatışmalardan hamdolsun yıkılmadan çıkmayı başardı. İşte bizleri bugünlere, bu gönül erlerinin ektiği sevgi tohumları, birlik ve beraberlik aşkı getirdi. Köklerimiz sağlam, temellerimiz kavi, ruhlarımız pek. Bizler bu toraklara payandayla değil, köklerimizle bağlıyız. Bizim sevdamız, bizim aşkımız, bizim kavgamız bu milletin, bu toprakların selametini garanti altına almak, ecdadımızın emanetini sağ salim gelecek nesillere teslim etmektir. Çünkü biz kökü mazide olan atiyiz. Evet dertliyiz. Hem de çok dertliyiz. Derdimizi de hamdolsun seviyoruz."

Mevlana'nın sözlerinden "Derdimi seviyorum, biliyorum ki derdimi veren de beni seviyor. Seven, sevdiğinin nazını çekiyor. Sevilen çekmesin de neylesin" şeklinde alıntı yapan Erdoğan, Mevlana'nın öğretisi, o büyük eseri Mesnevi'nin aşk üzerine kurulduğunu anlattı.

"Bizim medeniyetimizin kurucu harcı, çimentosu aşktır"

Aşkla yapılmayan hiçbir işin bereketi bulunmadığını, aşksız yapılan hiçbir işin uzun ömürlü olmayacağını ifade eden Erdoğan, aşkın biz söz değil, hal olduğunu söyledi.

Dünyanın aşk üzerine yaratıldığını belirten Erdoğan, "Aşk kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Bizim medeniyetimizin kurucu harcı, çimentosu aşktır. Peygamberimiz, bir aşk peygamberidir. Biz, aşkın ümmetiyiz, hasret, vuslat, ümit, sevinç, keder, hepsi bu aşkla varolunmuştur" dedi.

Erdoğan, neyden çıkan sesin neyzenin nefesinden değil, neyzenin içindeki aşktan, coşkudan, özlemden, hasretten ve kavuşmanın, vuslatın beklentisinden geldiğini söyledi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizler bu aşkın, bu sevdanın yardan ve serden geçmenin derdindeyiz. Bir derdimiz, bir özlemimiz, bir kavgamız var. Bu derdi bu aşktan alıyoruz, cananımızdan alıyoruz, özümüzden, Yaradanımızdan alıyoruz. İnanın derdimizi seviyoruz çünkü derdimizi aynı zamanda dermanımız olarak görüyoruz. Mevlevi dervişleri gibi biz, bu dünyanın peşinde değiliz, ukbanın derdindeyiz. Fani olan bu dünyada baki olan yalnızca muhabbettir. Bizim medeniyetimiz, bu bakımdan muhabbet ve mükellefiyet medeniyetidir. Öyle diyor ya şair: Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammed'siz muhabbetten ne hasıl. İşin aslı bu. Dünya fani diye kimse mükellefiyetinden kendini beri tutamaz. Dünya hayatında imtihan eksik olmaz. İmtihanları, aşkla, muhabbetle geçeceğiz."

"Sevgiden, kardeşlikten, bizi biz yapan değerlerden başka bir yolumuz, imkanımız yok"

Muhabbetin, konuşmak, sohbet etmek değil, karşılıklı olarak birbirini güzel görmek olduğunu dile getiren Erdoğan, "Anadolu toprakları, bizim medeniyetimiz, birçok badireyi atlattıysa, harplerden, yıkımlardan alnının akıyla çıktıysa, bunu muhabbetle başardı. Karşısındakine kinle, nefretle bakarak değil, karşısındakini güzel görerek, birbirini güzel görerek başardı. Muhabbet ve aşk bu toprakların hamurunda, bu milletin ruhunda var" diye konuştu. 

Erdoğan, Mevlana'nın, "İki bilme, ikilikten bahsetme. Kul efendisinde yok olmuş bil. Gözünü ve gönlünü topraktan arıt. Kıble birdir iki olmaz o, bil" sözlerine atıf yaparak, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Kıblemiz bir, ezanımız bir, peygamberimiz bir, işte böyle yürüyeceğiz bu yolda. Bizlerin muhabbetten ve aşktan başka bir yolumuz yok. Sevgiden, kardeşlikten, bizi biz yapan değerlerden başka bir yolumuz, imkanımız yok. Bize kardeşliği, muhabbeti, aşkı anlattığı için Mevlana'ya şükranlarımızı sunuyorum. İnşallah, 17'si akşamı da Konya'da olacağız. İnşallah Konya'da yine Şeb-i Arus gecesinde orada tüm kardeşlerimizle bir arada olacağız. Geleneksel gecemizi yine orada inşallah kutlayacağız. Bir kez daha Yunus gibi, Mevlana gibi, Hacı Bayram Veli gibi gönül erlerine sahip olduğumuz için Rabbimize hamdediyorum. Vefatının yani vuslatının 741'inci yıl dönümünde Hazreti Mevlana'yı bir kez daha rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyoruz. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, muhabbetimizi daim etsin."

Davutoğlu havalimanında halka seslendi

Başbakan Davutoğlu, Elazığ Havalimanında makam aracına binmeden önce kendisine sevgi gösterisinde bulunan vatandaşların yanına gitti. Daha sonra miting aracına çıkan Davutoğlu, kısa bir konuşma yaptı.

Elazığlılar'ı selamlayan Davutoğlu, "Bizi hasretle saatlerce beklediğiniz için size selam vermeden gitmek olmazdı" diye konuştu.

Vatandaşların, "Gençliğin umudu, milletin gururu, helal olsun sana Ahmet Davutoğlu" şeklindeki tezahüratı üzerine Davutoğlu, "Size de helal olsun. Allah razı olsun. Gözlerinizdeki ışıltıyı hissetmek bize güç veriyor" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, "Bu gece karanlığında bizi muhabbetle karşılayan Elazığ, muhabbetin de sevdanın da aşkın da en güzeline layıktır. İnşallah yarın kongremizde hep beraber olacağız. Uzun uzun dertleşeceğiz, sohbet edeceğiz ve milletin istikbali hakkında konuşacağız" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu'nun konuşması, sık sık tezahüratlarla kesildi.

 

 
"Dünya 5'ten Büyük."

 

 

Devlete kim kumpas kurmuşsa hesabı sorulur

  13 Aralık 2014 ADANA 

 

Başbakan Davutoğlu, AK Parti Adana İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, ''Bu devlete kim kumpas kurmuşsa mutlaka hesabı sorulur. Herkes bunu böyle bilmeli" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Herkesi, Kılıçdaroğlu'nu, Bahçeli'yi, Demirtaş'ı ve diğer bütün liderleri, eğer yürekleri ve siyaset anlayışları elveriyorsa her türlü vesayete karşı birlikte hareket etmeye çağırıyorum. Ama kısa menfaatlerle geçici koalisyonlar kurar, arkadaki paralelcilerin tavsiyeleri yeni koalisyonlarla 2015 seçimlerinde karşımıza çıkarlarsa işte buradan bir kez daha sesleniyorum: Hepiniz birlikte gelseniz de milli irade yine AK Parti diyecek ve AK Parti yine milli irade diyecek" dedi.

Davutoğlu, Yüreğir Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Adana İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, iki gün önce TBMM'de yaptığı konuşmasında, Mısır'daki darbecilere destek verdiği için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ''darbecisiniz'' dediğini hatırlattı.

Davutoğlu, ''Bu sinir uçlarına dokundu. Ayağa kalktılar. Sanki onların ayağa kalkmasından biz geri çekilecekmişiz gibi. Biz ayağa kalktık mı, millet ayağa kalkar'' diye konuştu. 

Nevşehir'de yaptığı çağrıyı bir kez daha yapacağını belirten Davutoğlu, şunu söyledi:

''Madem darbeci değiller çıksın Kılıçdaroğlu ve açık bir şekilde desin ki 'Biz 27 Mayıs'ı kınıyoruz. 27 Mayıs darbesini kınıyoruz' desin. Diyebilir mi, dedi mi? Diyemez. Yürek gerekir, yürek. Demokrasiye, milli sahip çıkmak için yürek gerekir, yürek. Diyemez, çünkü 27 Mayıs'tan üç gün sonra onların o zaman yan organı olarak çıkan Akis Dergisi, Metin Toker'in, İnönü ailesinin damadı olan dergi, Adnan Menderes'in üzerine çarpı işaret konan bir kapakla çıkmıştı. O gün rahmetli Adnan Menderes'in idamına hükmetmişti Cumhuriyet Halk Partisi neredeyse. Çıksınlar ve 27 Mayıs'ı tenkit etsinler. 27 Mayıs'ta o darbenin arkasında duranlar, daha sonra 12 Mart yönetimine bakan verenler, 28 şubat post-modern darbesinin ikna odalarını kuranları kendilerine milletvekili yapanlar, 'Darbeci değiliz' diyebilirler mi?

28 Şubat'ı tenkit eden CHP zihniyeti gördünüz mü?  28 Şubat ki, bu milletin evlatlarına zulmedilen... O kara günlerden bu ülkeyi çıkaran kim? AK Parti. Milli iradeyi Türkiye'nin her köşesinde egemen kılan kim? AK Parti. 27 Nisan e-muhtırada da sesleri çıkmamıştı. Daha yakın zamanda da hep milli irade dışında kaynak aradılar. Biz ise hep şunu söyledik, artık yeter, söz de, karar da sadece milletindir.''

''MİT'e burada kumpas kurmaya kalktılar''

Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Arada sırada bu memlekete son dönemde paralelci yapıyla en büyük darbeyi vurmak isteyenlerin ellerine tutuşturdukları birtakım kağıtlarla konuşuyor Kılıçdaroğlu. Diyor ki, 'Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) CHP'nin içişlerine karışıyor.' MİT'i böyle karalamak ne zaman başladı biliyor musunuz? Geçen sene tam ben buradayken, 10 Ocak'ta 140 büyükelçimizle Adana'dayken, Türkiye'nin onurlu kurumu, Türkiye'nin menfaatlerini koruyan MİT'e, paralelci çete tam da burada operasyon yapmaya kalkışmıştı. Biz Adana'dayken. Dinleyecekler, biz Gaziantep'te o olaydan iki gün önce Birleşmiş Milletler temsilcileriyle, Suriyeli kardeşlerimizle görüştüğümüzde, Harran'da ve bütün dünyada Gaziantep'te, Şanlıurfa'da, Türkiye'nin yazdığı insanlık destanı konuşulurken, biz 140 büyükelçiyle Adana'da toplantı yaparken, Adana'yı dünyaya anlatırken birileri de MİT'e burada kumpas kurmaya kalktılar. Bunun hesabı sorulmaz mı zannediyorlar." 

Devlete kim kumpas kurmuşsa mutlaka hesabının sorulacağını kaydeden Davutoğlu, "Herkes bunu böyle bilmeli. Dinleyecekler, milletten izin almadan, milletten yetki almadan bu devlete bir şekilde sızarak vesayet rejimi kurmak isteyen herkes, bundan sonra sadece milli iradeyi inleyecek, sadece milletin sözü dinlenecek" diye konuştu. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, MİT'e 2012'de tuzak kuranlarla aynı dili kullandığını ifade eden Davutoğlu, "Birlikte saldırıyorlar Milli İstihbarat Teşkilatı'na. Halbuki o onurlu teşkilat Musul'da kaçırılan ve alıkonulan o diplomatlarımızı bir tek damla kan dökmeden vatanına kavuşturmuş onurlu bir teşkilattır" dedi. 

Davutoğlu, milletin hakkına, onuruna da devletin gururuna ve onuruna da sahip çıktıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Onlarsa emaneti milletten almak yerine birtakım vesayetçi odaklardan almaya kalkarlar. Ne yaptılar cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Cumhurbaşkanımıza karşı çatı aday çıkardılar. Kim çıkardı? 8-10 parti birleşti, arkasında da paralel çete. Hep birlikte geldiler, bizi yenebildiler mi? Milli iradenin aksine bir söz söyleyebildiler mi? Çünkü aramızdaki fark bu. Biz, gücümüzü milletten alıyoruz. Biz, gücümüzü Kuvayımilliye'den alıyoruz. Onun için Erzurum Kongresi'nde de Balıkesir Kongresi'nde de vurguladığım gibi Erzurum'u istiklal şehri yapan Erzurum Kongresi'ndeki Dersimli Abbas Necati ile Balıkesir'de Kuvayımilliye'yi kuran Vehbi Efendi aynı tarihin kardeşleridir. Bu tarihe bir not daha düşmek istiyorum. 31 Ekim 1918. Gazi Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları Komutanlığını Liman Von Sanders'den alır. Nerede alır, Adana'da. Memleket parçalanmıştır, işgal altındadır. Gazi Mustafa Kemal der ki 'Birileri için savaş şimdi bitmiş olabilir. Bizim milletimiz için savaş, şimdi başlıyor.' İşte Kuvayımilliye ateşinin yandığı şehir, Adana'dır. Adana öncüdür, öncü olacaktır. Biz, öncü şehir Adana'dan güç aldık, bu emanetleri taşıyacağız. Hazır olun, birlikte omuzlayacağız. 

Herkesi, Kılıçdaroğlu'nu, Bahçeli'yi, Demirtaş'ı ve diğer bütün liderleri, eğer yürekleri ve siyaset anlayışları elveriyorsa her türlü vesayete karşı birlikte hareket etmeye çağırıyorum. Ama kısa menfaatlerle geçici koalisyonlar kurar, arkadaki paralelcilerin tavsiyeleri yeni koalisyonlarla 2015 seçimlerinde karşımıza çıkarlarsa işte buradan bir kez daha sesleniyorum: Hepiniz birlikte gelseniz de milli irade yine AK Parti diyecek ve AK Parti yine milli irade diyecek."

"Ceyhan dünyanın en önemli enerji merkezlerinden biri olacak"

Başbakan Davutoğlu, "Bu zor günlerin ardından o barış günleri de geldiğinde Suriye'nin, Irak'ın, Mezapotamya'nın, Kafkaslar'ın en büyük tarım havzası, en büyük ticaret havzası, en önemli limanları Adana'da, Çukurova'da ve Adana üzerinde olacak" dedi.

Partililere, "Bu salonun iki yakası nasıl birbiriyle uyumluysa, bu salonun iki yakası nasıl birbirini tamamlıyorsa Türkiye'nin doğusu da batısı da birbirini tamamlayacak" diyen Davutoğlu, Türkiye'nin ayrılmaz bir bütün olduğunu vurguladı.

Büyük Türkiye idealleri olduğu gibi büyük Adana ideallerinin de bulunduğuna işaret eden Davutoğlu, Adana'nın önümüzdeki dönemde, 2015'te AK Parti emaneti tekrar aldığında, 2023'e girerken enerjinin, ulaşımın, sağlığın ve tarımın, enerjinin merkezi olacağını söyledi.  

Davutoğlu, "Ceyhan sadece Adana'nın değil, sadece Türkiye'nin değil, sadece Akdeniz'in değil dünyanın en önemli enerji merkezlerinden, limanlarından biri olacak. Aynı şekilde ulaşımda, inşallah bölgesel havalimanı 2016'da tamamlandığında her türlü uluslararası hava trafiği Adana'ya selam verip işleyecek" diye konuştu.

"Bu zor günlerin ardından barış günleri de geldiğinde..."

Konya-Mersin -Adana hattına hızlı tren inşa edildiğinde, İç Anadolu ile Akdeniz'in,Adana üzerinden buluşup, Gaziantep'e ulaşacağını bildiren Davutoğlu, "Bu zor günlerin ardından o barış günleri de geldiğinde Suriye'nin, Irak'ın, Mezapotamya'nın, Kafkaslar'ın en büyük tarım havzası, en büyük ticaret havzası, en önemli limanları Adana'da, Çukurova'da ve Adana üzerinde olacak" dedi.

Davutoğlu, Ortadoğu'nun en büyük, bin 550 yataklı entegre sağlık kompleksini Adana'da inşa edeceklerini, Adana'nın sıhhat, şifa bulunan şehir olacağını dile getirdi.

Kendi dönemlerinde yaklaşık 500 bin dönüm alanın sulanarak tarıma açıldığını anlatan Davutoğlu, Adana'nın bereketli topraklarının daha da bereketleneceğini, Adana'nın, tarımın, enerjinin, ulaşımın, sağlığın başkenti, kavşak kenti, öncü kenti olacağını belirtti.

Adana'nın şahsında bütün Adanalılara, Hataylılara, Osmaniyelilere, Kilislilere, Gazianteplilere, Şanlıurfalılara ve bütün diğer şehirlere bir kez daha teşekkür eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Niçin biliyor musunuz? O zalim Esad, hani Kılıçdaroğlu'nun heyet gönderip elini sıktığı Esad'ın zulmünden kaçan Türkmenlere, Araplara, Kürtlere bağrını açan Adanalılara selam olsun. Onlar, ensar torunlarıdır. Nasıl Mekke'den gelen muhacirleri ensar Medine'de bağrına basmışsa Suriye'den gelen o kardeşlerini de bağrına basan her bir Adanalıya selam ediyorum, her birini kucaklıyorum. Allah Adanalılardan ve bütün sınır şehirlerimizden razı olsun. İşte bizim dünyamızla, onların dünyası arasındaki fark bu."

"İşte Osmanlı ruhu budur, işte Kuvayımilliye ruhu budur"

Salondakilere "Yiğit Adanalılar" diye seslenen Başbakan Davutoğlu, "Somali'de bir damla gözyaşı döküldüğünde, Gazze'de o gencecik çocuklar toprağa düşüp, dönüp Anadolu'ya baktığında, 'Bize yardım edecek kimse yok mu' dediğinde, Adanalılar 'Biz buradayız' demeye hazır mısınız? Halepliler, Lazkiyeliler, Bayırbucaklı Türkmenler ve Halep'teki, İdlip'teki Araplar, Kürtler, Türkmenler 'Bizim kardeşlerimiz nerede' dediğinde 'Biz buradayız' demeye hazır mısınız" diye sordu. "Evet" cevabı üzerine Davutoğlu, "Adanalılar, işte Osmanlı ruhu dediğiniz ruh budur. İşte Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Kuvayımilliye ruhu budur" dedi   

Gençlerden Türkiye'ye sığınan "Suriyeli ve Iraklı mazlumlardan" birer kardeş edinmelerini tavsiye eden Davutoğlu, "500 yıl bir arada yaşamış kardeşler olarak, Osmanlı'nın torunları olarak, Haçlılara karşı birlikte savaşan Selahaddin Eyyubi'nin evlatları olarak gidin ve o kamplardaki kardeşlerinizle kucaklaşın. İşte Osmanlı olmak budur, işte Kuvayımilliye olmak budur. Nerede bir mazlum varsa ona sarılın, nerede bir zalim varsa ona karşı da başınız dik, duruşunuz vakur olsun" diye konuştu.

Davutoğlu, Adanalılardan 2015 genel seçimlerinde kapı kapı gezip, AK Parti davasını anlatmalarını isteyerek, kent genelinde de yüzde 50'den fazla oyla bir rekor beklediğini vurguladı. 

"Bu emaneti omuzlarımıza aldık yürüyoruz"

Partililerin tezahüratları üzerine, Adana’nın kongreye iyi hazırladığını söyleyen Davutoğlu, 2015 Haziran’ında yapılacak seçimlerde aynı heyecanı, hazırlığı görmek istediğini belirterek, Adanalı partililerden seçimlerde Türkiye ortalamasının üzerinde bir oy oranı beklediğini dile getirdi.

Bu sözleri üzerine "Başbakan Ahmet, Türkiye sana emanet" tezahüratı yapan partililere, Davutoğlu şöyle seslendi:

"Biz bu emaneti omuzlarımıza aldık yürüyoruz ama gençler bu emaneti birlikte üstlenmeye hazır mıyız? Hangi vesayetçi, paralelci gelirse gelsin bu emaneti daha yücelere taşımaya hazır mıyız? Bu emanet için emeğinizi, terinizi dökmeye hazır mıyız? Bu emanetin sembolü olan al bayrağı ülkemizin ve dünyanın her yerinde dalgalandırmaya hazır mıyız? İşte bizim davamız bu al bayrağı yurdumuzun her köşesinde dalgalandırmak. Bizim davamız, bu al bayrağın gölgesine sığınmak isteyen her mazluma kucak açmak. İşte onun için AK Parti farkı budur.

Bizim dedelerimizin savunduğu topraklar bir cihan devletinin topraklarıydı. Biz inşallah göreceğiz ama biz göremesek dahi bizim çocuklarımız yani sizin hükmedeceği, selam götüreceği, barış götüreceği topraklar da küresel ölçekte olacak inşallah. Biz, her yere adalet götürmek için yola çıktık. Mazlumlarla beraber olmak, zalimlerin karışsında dimdik durmak için yola çıktık. AK Parti farkı bu."

Başbakanlık görevini aldıktan sonra Anadolu’nun doğusunu, batısını, kuzeyini, güneyini dolaştığını, her yerde aynı muhabbeti gördüğünü anlatan Davutoğlu, "Başka parti genel başkanları ülkemizin her bir köşesine gidebiliyorlar mı? Meclis konuşmasında söyledim ve davette bulundum. ‘Çıkın Anadolu’nun, Trakya’nın her bir köşesine gidin’ dedim. AK Parti 81 ilin 78’inde milletvekili çıkardı, 71’inde de birinci parti oldu. CHP 33 ilden, MHP 47 ilden milletvekili çıkaramadı, aramızdaki büyük fark bu. Biz ülkemizin her köşesinde aynı barış dilini konuşuruz. Biz, gücümüzü milletten alırız, hesabı da Allah’a ve millete veririz, sadece ve sadece."

Kongreye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan yardımcıları Süleyman Soylu, Ekrem Erdem, Abdülhamit Gül, Adana ve çevre illerin AK Parti milletvekilleri katıldı.

Kongre Divan Başkanı Mustafa Elitaş'ın, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün de kongreye misafir olarak katıldığını anons etmesi üzerine, salondaki bazı partililer Sözlü’yü yuhaladı ve ıslıkla protesto etti. Bunun üzerine Elitaş'ın, "Olmaz öyle şey, misafirimizdir. Saygıdeğer misafirimizdir" sözleri üzerine de salondaki partililerin büyük çoğunluğu Hüseyin Sözlü’yü alkışladı.

"Adana'ya ve Ceyhan'a bu petroller aksın"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Adana Ticaret Odası’nın 120. Yılı Gala Yemeğinde yaptığı konuşmada da G20 dönem başkanlığında bir dahaki yıl ele alacakları konular ile Türkiye'nin ekonomik tercihleri arasında paralellik olduğuna dikkati çekti.

Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Türkiye'nin ekonomik tercihleriyle Adana'nın ve her bir şehrimizin ekonomik tercihleri arasında da aynı bütüncüllüğü görmek istiyoruz. Arzu ettiğimiz katma değeri yoğun sektörel bir dönüşüm sağlamak, arge ve inovasyonu teşvik etmek, eğitimde insan unsurumuzun kapasitesini, yeteneğini geliştirecek yoğunlukta transformasyonu sağlamak, ihracatın ithalatı karşılama oranını yükseltmek, cari açığı düşürmek, reel sektörü canlandırmak, ticaretten lojistiğe geçmek ve bu Adana için önemlidir. Salt ulaşım değil ulaşımdan lojistiğe geçmek istiyoruz. Her biri Adana'nın ekonomik gerçekliğine işaret ediyor."

Davutoğlu, G20'nin resmi gündemine KOBİ'leri aldıklarını bildirerek, "Ekonominin dünyada yüzde 2 büyüyebilmesi için G20 üyesi olmayan ülkelere açılmak gerektiğini düşünüyoruz. Oradaki ticaretin canlanması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

Bütün bu gelişmelere paralel olarak Adana'nın Türkiye ölçeğini aşan 4 alanda bir yapıya dönüşmesini arzu ettiklerine dikkati çeken Başbakan Davutoğlu, birincisinin enerji konusu olduğuna değindi.

Davutoğlu, Ceyhan, Yumurtalık bütün bu enerji hatlarında Ceyhan'ın özel enerji ihtisas bölgesi olarak dünyanın en önemli enerji hatlarından biri haline getirmeye kararlı olduklarını söyledi.

Bakü, Tiflis ve Ceyhan'ın Hazar Denizi'ni Akdeniz'e bağladığını belirten Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ceyhan da bu bağlanacak. Daha sonra Kazakistan, Türkmenistan doğalgaz ve petrol imkanı geldiğinde zaten Türkiye'ye doğru aktığında Adana yine önemli bir konuma sahip olacak. Kerkük-Yumurtalık hattı ve inşallah özellikle son Irak ziyaretim sonrasında Bağdat-Erbil arasında çok ciddi anlaşma zemini doğdu. Bu anlaşma da sağlandığında sadece Kerkük değil, güneyden dahi petrolün Irak hükümetiyle onu da konuşuyoruz, aynı hat üzerinden Ceyhan'a akmasına önem veriyoruz. Irak Başbakanı Sayın Abadi iki hafta sonra Türkiye'de olacak, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı yapacağız. İstiyoruz ki Irak en güvenilir hat olarak Adana'ya ve Ceyhan'a bu petroller aksın. Kafkas petrolleri, Ortadoğu petrolleri bir gün öyle veya böyle yollarıyla Çukurova'nın bereketli topraklarından geçerek Ceyhan'a inecek. Bizim hedefimiz bu, sizin de bu hedefe uygun olarak taleplerinize teşvik dahil hepsine bakacağız." 

"Kendi halkına dönük büyük bir katliama kalkıştı"

Davutoğlu, Adana'nın önemli ikinci konusunun ise ulaşım olduğuna dikkati çekerek, "Adana'nın sadece Türkiye içindeki ulaşım hatlarıyla değil Suriye'de eğer bu olaylar yaşanmamış olsaydı liderlerin, vizyonsuz liderlerin ya da liderlik kabiliyetine sahip olmayan bazı devlet adamlarının yol açtığı felaketlerin en çarpıcı ve kötü örneği maalesef Suriye'de yaşandı. Bütün çabalarımıza rağmen ve geçmişte kendisine çok ciddi yardım ve katkılar sağlamış olmamıza rağmen Beşar Esad, Türkiye ile demokrasi yolunda yürümektense, kendi halkına dönük büyük bir katliama kalkıştı. Açık söylüyorum hala yüreğim yanar."

"Birileri Ortadoğu'nun kan gölüne dönmesini istedi"

Suriye'deki olaylardan önce 2010'da Türkiye-Ürdün-Lübnan ve Suriye arasında dörtlü Levant Birliğini kurduklarını anlatan Başbakan Davutoğlu, özellikle Lübnan-Suriye hattının Adana-Mezopotamya ve Levant'ın en merkezi yeri olması bakımından çok önemli olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, sınırların kalktığı ya da anlamsızlaştığı, vizelerin kalktığı bir Ortadoğu düşünüldüğünde Ortadoğu'nun en doğrudan akacağı yerin Adana Çukurova olduğunu söyledi.

Adana'yı Levant'ın Mezopotamya'nın ve İçanadolu'nun kesişim şehri olarak öne çıkarttıklarını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "Fakat birileri engelledi. Birileri Ortadoğu'nun kan gölüne dönmesini istedi. Bizim arzu ettiğimiz gibi sınırlara saygı gösterilen ama ekonomik bakımdan birleşmiş bir Ortadoğu fikrini Türkiye'nin öncülük ettiği fikri yok etmeye çalıştılar. Görüyorsunuz ne hale geldi. Baskıcı, zalim yönetimlerle İslam adına, İslam ile hiç bağdaşmayan her türlü şiddeti ve vahşeti uygulayan terör örgütleri arasında yaşanan çatışmalar Ortadoğu'yu ekonomik ve kültürel medeniyet merkezini tam bir insanlık dramının yaşandığı bir bölgeye dönüştürdü ama bunlar geçer" değerlendirmesinde bulundu.

Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz.