"duvarları yıkarız"
"O duvar O duvarınız Vııızz gelir Bize Vııızzzz." Nâzım Hîkmet Ran (NHR)
"duyan da okur; duymak için kör olmak mı lâzım?" "kör olmada gör beni"
"Robin hood bugün yaşasaydı medyadaki tekelleşmeyi bir numaralı düşman olarak görürdü" 15 05 2010 cannes film festivali Russel Crowe
"aslında robin hood yok cesur yürek var Robin Hood does not actually have a brave heart" Mel Gibson 07 01 2011 cuma
azsonra.blogspot.com
16 Aralık 2014 Salı
Türkiye artık Batı müttefiki olarak görülebilir mi? İngiliz Guardian gazetesinde yer alan Simon Tisdall imzalı analizde
Türkiye artık Batı müttefiki olarak görülebilir mi? İngiliz Guardian gazetesinde yer alan Simon Tisdall imzalı analizde
İngiliz Guardian gazetesinde yer alan Simon Tisdall imzalı analizde,
Türkiye'nin izlediği iç ve dış politikaların Batı ilkeleri ve
çıkarlarından uzaklaştığı savunuldu:"Erdoğan'ın son darbesi, AB ve ABD
için daha büyük ve garip bir soruyu ortaya çıkardı: Erdoğan yönetimi
altındaki Türkiye güvenilir, demokratik bir Batı müttefiki olarak
görülebilir mi?".
Türkiye’nin iç ve dış politikasına yönelik sert eleştiriler
de içeren BBC Türkçe'nin aktardığı yazı, “Recep Tayyip Erdoğan'ın
paranoya siyaseti çirkin bir safhaya daha girdi. Aralarında
gazetecilerin, medya çalışanlarının, eski emniyet müdürlerinin de
bulunduğu 30'dan fazla kişi gözaltına alındı” ifadesiyle başlıyor ve 14
Aralık Operasyonu kapsamında gözaltına alınan kişilere yöneltilen
suçlamalar için 'dayanaksız komplo iddiaları' deniyor.
"İstanbul'da operasyon emrini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği konusunda kimsenin şüphesi yok" denen yazı şöyle devam ediyor:
"Türkiye
Cumhurbaşkanı'nın bu son darbesi Avrupa Birliği (AB) ve ABD için daha
büyük ve garip bir soruyu ortaya çıkardı: Erdoğan yönetimi altındaki
Türkiye güvenilir, demokratik bir Batı müttefiki olarak görülebilir mi?"
"ERDOĞAN'IN AB KONUSUNDA CİDDİ OLMADIĞI DOĞRULANDI"
Yazıda
operasyonun ardından AB'den gelen eleştiriler için "Brüksel'de uzun
süredir endişe duyulan, Erdoğan'ın neo-İslamcı Adalet ve Kalkınma
Partisi 'nin artık AB'ye üyelik konusunda ciddi olmadığı konusunun altı
çizilmiş oldu" ifadeleri kullanılıyor.
Simon Tisdall,
AB'nin "Operasyon, Türkiye'nin de bir parçası olmak istediği Avrupa
değer ve standartlarına ters düşüyor" açıklamasına yer veriyor.
"Erdoğan'ın
Pazartesi günü yaptığı iğneleyici konuşma da bu endişeleri haklı
çıkarır nitelikteydi" denen yazıda Cumhurbaşkanı'nın "Operasyonların
basın özgürlüğüyle alakası yok" sözleri de hatırlatılıyor.
Yazı şöyle devam ediyor:
"Operasyon
günü Zaman gazetesinin binası önünde toplanan kalabalık 'Özgür basın
susturulamaz" yazılı pankartlar taşıyordu. Bu söz çok da doğru değil.
2003'ten bu yana üst üste üç dönem Başbakanlık yaptıktan sonra bu yıl
Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan'ın ana akım medyanın önemli bölümü
üzerinde fiili bir hakimiyeti bulunuyor. Aynı hakimiyet meclis için de
geçerli, mahkeme salonları ve emniyet güçleri için de."
"Erdoğan'ın
bağımsız gazeteciliği sindirip baskılama ve eleştiriye sıfır tolerans
gösterme konusunda kötü bir şöhreti var" denen yazıda Gezi Parkı
protestoları sırasında Erdoğan'ın Twitter ve diğer sosyal medya ağlarını
da hedeflediği ve kısa bir süre erişimi engellediği de vurgulanıyor.
Erdoğan'ın
bugünkü öfkesinin merkezinde geçtiğimiz yıl ortaya çıkan yolsuzluk
suçlamaları olduğu yorumu da yapılıyor ve "Uluslararası Şeffaflık
Örgütü'ne göre yolsuzluk Türkiye'de ciddi bir sorun. Ancak geçen yıl
ortaya çıkan soruşturma düştü. Soruşturmayı yürütenlerse cezalandırıldı
ve görevden alındı" deniyor.