"duvarları yıkarız"
"O duvar O duvarınız Vııızz gelir Bize Vııızzzz." Nâzım Hîkmet Ran (NHR)
"duyan da okur; duymak için kör olmak mı lâzım?" "kör olmada gör beni"
"Robin hood bugün yaşasaydı medyadaki tekelleşmeyi bir numaralı düşman olarak görürdü" 15 05 2010 cannes film festivali Russel Crowe
"aslında robin hood yok cesur yürek var Robin Hood does not actually have a brave heart" Mel Gibson 07 01 2011 cuma
azsonra.blogspot.com
11 Aralık 2014 Perşembe
Türkiye'de gelirde eşitsizlik azalıyor 11 Aralık 2014 ANKARA
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2014/2015 Küresel Ücretler Raporu,
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Erdem ve ILO Genel Direktör Yardımcısı Sandra Polaski'nin de katıldığı toplantıyla kamuoyuyla paylaşıldı.
ILO'nun kıdemli ekonomisti Patrick Belser tarafından sunulan raporda,
şirketler için ücretlerin bir maliyet unsuru olduğu belirtilerek,
ülkeler için ise ücretlerin düşük ya da yüksek olmasının net etkisinin,
ücretlerin hanehalkı tüketimi, yatırımlar ve net ihracat üzerindeki
etkilerinin yönüne ve göreli büyüklüğüne bağlı olduğu vurgulandı.
Geçen yıl ücretlerdeki küresel artışın 2012'dekine göre azaldığı ve
kriz öncesi ücretlerin gerisinde kaldığı ifade edilerek, şunlar
kaydedildi:
"Küresel ücret
artışı 2008 ve 2009 yıllarında kriz sırasında keskin bir düşüş
göstermiş, 2010 yılında kendini bir ölçüde toparlamış, ardından yeniden
inişe geçmiştir. Ortalama aylık reel ücretlerdeki küresel artış 2012
yılında yüzde 2,2 iken 2013 yılında yüzde 2'ye inmiştir ve bugün kriz
öncesindeki 2006 ve 2007 yıllarında görülen yaklaşık yüzde 3’lük artışın
gerisindedir."
Reel ücret
artışının Asya ve Doğu Avrupa'da yüzde 6’yı bulduğuna dikkat çekilerek,
bu artışın Latin Amerika ve Karayipler'de yüzde 1'in altında kaldığı
belirtildi.
Raporda, G20 ekonomilerinde reel ücret artışının 2012 yılında yüzde 6,7 iken 2013’te yüzde 5,9'a indiğine dikkat çekilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Büyüklüğü ve reel ücretlerdeki artış hızının yüksekliği nedeniyle Çin küresel ücret
artışında büyük bir yere sahiptir. Çin dışarıda bırakıldığında reel
ücretlerdeki küresel artış hemen hemen yarı yarıya azalacak, 2013'teki
rakam yüzde 2'den yüzde 1,1'e, 2012'deki rakam da yüzde 2,2'den yüzde
1,3'e inecektir. Gelişmiş ekonomiler grubunda reel ücretler 2012 ve 2013
yıllarında hemen hemen değişmemiş, artış 2012'de yüzde 0,1'de 2013'te
ise yüzde 0,2'de kalmıştır. Yunanistan, İrlanda, İtalya, Japonya,
İspanya ve Birleşik Krallık gibi kimi örneklerde 2013'te ortalama reel
ücretler 2007'deki düzeyin altında kalmıştır. Bileşim etkileri (ücretli
istihdam kapsamındaki işçilerin bileşimindeki değişikliklerin ortalama
ücrete etkisi) krizden etkilenen ülkelerde önemli bir rol oynamıştır.
1999 ile 2013 yılları arasında gelişmiş ekonomilerde emek verimliliği
gerçek ücretlerdeki artışı geride bıraktı ve ulusal gelirde emeğin payı
(ki aynı zamanda ücretlerle verimlilik arasındaki bağlantıyı yansıtır)
en büyük gelişmiş ekonomilerde azaldı."
Genel olarak 1999’dan 2013'e uzanan dönemde gelişmiş ekonomiler grubunda reel ücret
artışının emek verimliliğindeki artışın gerisinde kaldığı vurgulanarak,
emek verimliliğindeki artışın 2009'dan bu yana ücretlerdeki artışın
önünde gitmeyi sürdürdüğü bildirildi.
Emek verimliliğinin 1999
ile 2013 arasında Almanya, Japonya ve ABD'de ücretlerdeki artışın önünde
gittiği anımsatılarak, Fransa ve Birleşik Krallık gibi diğer ülkelerde
ise emeğin gelir içindeki payının aynı kaldığı ya da artmadığı belirtildi.
"Emeğin gelir
içindeki payı Rusya'da artarken Çin, Meksika ve Türkiye'de azalmıştır.
Bununla birlikte, bir noktanın akılda tutulması yerinde olacaktır: Reel ücret artışının hızlı olduğu durumlarda yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde emeğin gelir
içindeki azalan payının refah açısından etkileri gelişmiş
ekonomilerdekinden daha farklı olabilir. Yükselen ve gelişmekte olan
ekonomilerde ortalama ücretler bugün de en gelişmiş ekonomilerdekine
göre önemli ölçüde düşüktür. Satın alma gücü paritesiyle ölçüldüğünde
örneğin ABD'deki aylık ortalama ücret Çin'dekinin üç katıdır. Tanımsal ve yöntemsel farklılıklar nedeniyle ücret
düzeylerinin ülkeler arasında kesin bir karşılaştırmasını yapmak güç
olmakla birlikte, gelişmiş ekonomilerde ortalama aylık ücretin satın
alma gücü paritesi bazında 3 bin dolar, yükselen ve gelişmekte olan
ekonomilerde ise bin dolar olduğu söylenebilir. Dünyada ortalama aylık ücret
bin 600 dolar satın alma gücü paritesi olarak tahmin edilmektedir.
Bununla birlikte gelişmiş ekonomilerle yükselen ekonomiler arasındaki
gerçek ücret
açısı 2000 ile 2012 yılları arasında daralmıştır. Bunun temel nedeni,
yükselen ekonomilerde ücretler artarken gelişmiş ülkelerin birçoğunda
aynı kalması ya da gerilemesidir."
Ücretler hanehalkı gelirinin başlıca kaynağı
Ücretlerin gerek gelişmiş ekonomilerde gerekse yükselen ve gelişmekte
olan ekonomilerde hanehalkı gelirinin başlıca kaynağı olduğunun
belirtildiği raporda, "Gelişmiş ekonomilerde, ülkeden ülkeye önemli
farklılıklar görülmekle birlikte, ücretler çalışabilir çağdaki en az bir
üyesi olan haneler açısından vergi öncesi, yardımlar sonrası gelirin
yaklaşık yüzde 70 ila 80'ini oluşturmaktadır. Raporda ele alınan
yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde ise ücretlerin hanehalkı
gelirine katkısı daha azdır; bu pay Arjantin ve Brezilya'da yüzde 50 ve
yüzde 60 arasında iken, Peru'da yüzde 40, Vietnam'da ise yüzde 30'dur.
Özellikle daha düşük gelirliler söz konusu olduğunda bu ülkelerde kendi
hesabına çalışma sonucunda kazanılan gelirin toplam gelir içindeki payı gelişmiş ekonomilerdekine göre daha büyüktür" ifadelerine yer verildi.
Türkiye'de gelirde eşitsizlik azalıyor
Toplantıda, hanehalkı harcamalarının toplam ekonomik faaliyetlerin en
az üçte ikisini temsil ettiğine dikkate çeken Uluslararası Çalışma
Örgütü (ILO) Genel Direktör Yardımcısı Sandra Polaski, ücret
gelirinin hanehalkı gelirinin en büyük kısmını oluşturduğu
düşünüldüğünde, sabit ve hatta azalan ücretlerin daha az tüketime yol
açtığını söyledi.
Çalışanların harcamalarının azalmasının toplam
tüketime, toplam tüketimde artışın olmamasının ise şirketlerin yeni
yatırımlarına etki ettiğini belirten Polaski, "Toplam talepteki düşüş,
küresel ekonomiyi etkileyen en önemli faktörlerden bir tanesi. Bu aynı
zamanda bizim bir türlü kaçamadığımız küresel ekonomideki
yavaşlamanın da sebeplerinden" diye konuştu.
Küresel finans
krizinin ardından ticarette çok yavaş bir toparlanmanın söz konusu
olduğunu ifade eden Polaski, şunları kaydetti:
"Ticaretteki toparlanma, kriz öncesi seviyesine gelmedi. Çünkü yüksek gelir
grubundaki ülkelerdeki hanehalklarının geliri, tahmin edilen boyutlara
ulaşmadı. Pek çok ülkede gelirler arasında eşitsizlik var. İşgücü
piyasası ve ücretler arasındaki dengesizlik, sorunun ya temel kaynağı ya
da en önemli nedenlerinden biri. Türkiye, Arjantin, Brezilya
ve Rusya'da gelirde eşitsizlik azalıyor ama pek çok ülkede eşitsizlik
artıyor. Ücretlerdeki eşitsizlik işgücü piyasasından başlıyor. Emlakta
ya da vergilerden başlamıyor. İşgücü piyasasındaki eşitsizlik mesela
ABD'deki gibi bütün eşitsizliğin temelini oluşturuyor."
Son 5 yılda 5 milyon kişiye ilave istihdam
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Erdem de ücretlere
salt ekonomik bir faktör olarak bakılmaması, aynı zamanda sosyal ve
kültürel bir unsur olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Küresel finans krizinin birçok ülkede hanehalkı gelirinini düşürdüğüne
dikkati çeken Erdem, gelişmiş birçok ülkede yükselen işsizlik, büyüyen
borç stoku, artan yoksulluk ve gelir dağılımındaki bozukluğun ortak sorun olarak öne çıktığını belirtti.
Türkiye'nin güçlü ve sürdürülebilir bir büyümeyi yakaladığını ve son 5
yılda 5 milyon kişi için ilave istihdam oluşturduğunu bildiren Erdem,
ekonomiden sağlığa, sosyal güvenlikten bankacılığa kadar birçok alanda
gerçekleştirilen reformlar sayesinde Türk ekonomisinin dış risklere
karşı daha dirençli hale geldiğini vurguladı.
İzlenen
politikalar sayesinde dünyada işsizliğin artığı bir dönemde Türkiye'de
işsizliğin azaldığını ve son yıllarda yüzde 9-10 seviyesine
getirildiğini ifade eden Erdem, "Aralarında Türkiye'nin de olduğu
yükselen ve gelişen ülkelerdeki ücret artışlarının gelişmiş ülkelere nazaran daha iyi olduğu önemli bir tespittir" dedi.