APO’DAN BDP’YE SERT ELEştiri Gerillacılık oynuyorlar Demokratik siyaseti bilmiyorlar Zayıf kişilikleri engel oluyor
Apo’nun sözleri Ahmet AltanTaraf istanbul 07 05 2011 cumartesi
APO’DAN BDP’YE SERT ELEştiri Gerillacılık oynuyorlar Demokratik siyaseti bilmiyorlar Zayıf kişilikleri engel oluyor Apo’nun sözleri Ahmet AltanTaraf istanbul 07 05 2011 cumartesi
PKK lideri, BDP’li siyasetçilere veryansın etti:
Demokratik siyaseti bilmiyorlar.
Zayıf kişilikleri engel oluyor.
Oysa AKP gece gündüz çalışıyor, CHP bile bir şeyler yapıyor
İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, avukatlarıyla yaptığı görüşmede PKK ve BDP’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu.
Öcalan,
“Demokratik siyasetin kanallarını sonuna kadar açtığımız halde bu durum halk için değerlendirilemiyor”
dedi.
Fırat Haber Ajansı’nda yayımlanan görüşme notlarına göre Öcalan şunları söyledi:
DTK’ya: Siyasi bir alan açamadı
DTK bir çatı örgütü olarak mücadeleye öncülük edebilir.
Kendi kararlarını vermeleri lazım.
Kendi önderlerini oluşturabilirler.
Kürt siyasetçiler siyasi bir alan açamadılar.
Bu konuda çok ilerleme kaydedemediler. Tasfiye ediliyorlar.
BDP’ye: Dillere destan bir küçük burjuva
Siyasi alanda diğerleri de bir alan açamadılar, başarısız oldular. Demokratik siyaseti geliştiremiyorlar.
Bu zayıf kişiliklerden dolayı yol katedilemiyor, ilerlenemiyor.
Demokratik siyaset anlaşılmıyor ve yapılamıyor.
Biraz demokratik siyaset anlaşılsaydı, halkın içinde, örgütlerde çalışılırdı, yanlış durumlarla karşılaşılmazdı.
Vekil olarak onore edilmek istenenlerin de yapması gereken buydu.
Yoksa atama usulüyle vekil olunmaz.
Bu anlamda dillere destan bir küçük burjuvalık söz konusudur.
Demokratik siyasetin kanallarını sonuna kadar açtığımız halde bu durum halk için değerlendirilemiyor.
Bak CHP bile çalışıyor
Mücadele bir sürü olanak yarattığı, demokratik siyasetin kanallarını sonuna kadar açtığı halde bu kanalda yürümeyi bilmiyorlar.
Demokratik siyaset nasıl yapılır bilmiyorlar.
AKP gece gündüz çalışıyor, kendini bütünüyle bu işe veriyor.
CHP bile artık bir şeyler yapmaya başlamış, kendine bir alan açmaya çalışıyor.
PKK’ya: Gerillacılık oynuyorlar
Diğerleri için de geçerlidir;
otuz yıldır bir gerilla tarzını oluşturamadılar, benim bu yönde söylediklerimi uygulamadılar.
Bu tarz gerillacılığı onaylamıyorum.
Gerillacılıkları da siyasi alandaki tarzları da benim tarzım değil, onayladığım şeyler de değil.
Benim tarzım olsaydı Dersim coğrafyasında bu şekilde gerilla kayıpları yaşanmazdı. Savaşmayı da barışmayı da bilmiyorlar.
Otuz yıldır bütün mesele benim sırtıma yüklenmiş.
Bu yapılanlar sadece özentidir.
Gerillacılıkları da özentidir, siyasi alanı da özentidir.
15 Haziran son tarih
Biz heyetle görüşmelere başlarken
‘ölümler, tutuklanmalar olmayacak’
diye anlaşmıştık.
Ölüm de olmayacaktı, operasyonlar, tutuklanmalar da olmayacaktı, taş da atılmayacaktı. Ancak bunlara uyulmadı.
Hükümet bu kadar gözaltı, operasyonlar yapıyor.
Hükümet bunun açıklamasını yapmak zorundadır.
15 Haziran son tarihtir.
15 Haziran’dan sonra ya anlamlı bir müzakere dönemi başlar ya da büyük bir savaş başlar, kıyamet kopar.
Her ikisi de çok büyük olur.
Müzakere olursa büyük ve anlamlı bir müzakere olur, savaş olursa da büyük bir savaş olur.”
Apo’nun sözleri Ahmet Altan KUM SAATi 07 05 2011
Yıllardan beri hapiste olan Öcalan, şu sıralarda iki yandan da çelmelenmesine rağmen barış için en doğru önerileri getirip, en doğru eleştirileri yapıyor.
Devletle müzakereleri sürdürürken, bu müzakerelerin anlamlı bir sonuca ulaşabilmesi için iki tarafın da yapması gerekenleri son konuşmasında net bir şekilde ortaya koyuyor.
Ama hem Türk politikacıları hem de Kürt politikacıları “kısa vadeli” çıkarlarını öne çıkararak bu
“müzakerelerin”
olumlu sonuçlanmasına yardımcı olmaktan kaçınıyorlar.
Öcalan’ın AKP ile ilgili eleştirileri çok net.
Diyor ki, “Biz görüşmelere başlarken
‘ölümler, tutuklanmalar olmayacak’
diye anlaşmıştık.
Ölüm de olmayacaktı, operasyonlar, tutuklamalar da olmayacaktı, taş da atılmayacaktı.
Ancak bunlara uyulmadı.
Hükümet bu kadar gözaltı, operasyonlar yapıyor.
Hükümet bunun açıklamasını yapmak zorundadır.”
Çok haklı eleştiriler bunlar.
Dersim’de askerî operasyon yapılmasının, yedi gerillanın öldürülmesinin, Kürt siyasetçilerinin tutuklanmasının hiçbir açıklaması yok.
Hem Öcalan’la müzakereye oturuyorsunuz hem de bu müzakereler sürerken, Öcalan’ı çok zor durumda bırakacak şekilde operasyonlar düzenliyorsunuz.
Bunun anlamı ne?
Niye yapıyorsunuz?
Neden sürekli olarak tutuklamalar gerçekleştiriyorsunuz?
Bu ülke barış için Apo’ya muhtaç.
Şu anda Öcalan dışında Kürt tarafında “barış” yapma kudretine sahip bir tek insan bile yok.
“Barış” ancak büyük liderlerin yapabileceği, uzun savaşlardan sonra taraftarlarına kabul ettirebileceği bir iş.
Amerikalıların yakalayıp teslim ettiği Öcalan’ı sanki yenmiş gibi davranmanın, kibirli açıklamalarla onu yok saymaya kalkmanın bir anlamı yok, gidip o insanla müzakere masasına oturuyorsan gereken saygıyı göstermek, verdiğin sözleri tutmak zorundasın.
Müzakere ettiğin insanı, müzakere sırasında operasyonlar düzenleyerek niye çelmeliyorsun?
Öcalan’a tek çelme Türklerden gelmiyor.
Kürtler de çelmeliyor onu.
O yüzden zaten özellikle BDP’yi çok sert eleştiriyor Öcalan.
“Demokratik siyaset anlaşılamıyor ve yapılamıyor.
Biraz demokratik siyaset anlaşılsaydı, halkın içinde, örgütlerde çalışılırdı, yanlış durumlarla karşılaşılmazdı.
Vekil olarak onore edilmek istenenlerin de yapması gereken buydu.
Yoksa atama usulüyle vekil olunmaz.
Bu anlamda dillere destan bir küçük burjuvalık söz konusudur.
Demokratik siyasetin kanallarını sonuna kadar açtığımız halde bu durum halk için değerlendirilemiyor”
diyor.
Asıl eleştirilerini seçimlerden sonra yapacağını söyleyerek ekliyor:
“Demokratik siyasetin doğru temelde yürütülmesi halinde daha büyük gelişmeler olacağını düşünüyorum.
Yapılması gereken çok fazla bir şey de değil, sadece yoksul halka demokratik siyaset kanalları açmaları, örgütlenmeleri yeterlidir.”
Bu eleştirileri haklı değil mi?
Bu seçimlerde BDP’nin önünde geniş bir yol açılmış, kendi dışından insanları da ikna ederek temsil kabiliyetini güçlendirmiş, bu şartlarda bu partinin ciddi bir
“siyasi”
çalışmayla sadece Güneydoğu’dan değil büyük şehirlerden de oy toplama ihtimali çok kuvvetli.
Biz, BDP’den siyasi projeler, planlar duyuyor muyuz?
BDP halkın içinde Öcalan’ın önerdiği gibi ciddi siyasi çalışmalar yapıyor mu?
Görebildiğimiz kadarıyla BDP’lilerin hepsi değilse de çoğunluğu
“sertlik ve tehdit”
üstüne kurulmuş bir üslup kullanarak, kendilerine oy vermesi çok muhtemel kitleleri kendinden uzaklaştırıyor.
Şimdi açıkça konuşalım, kimin Öcalan’dan daha fazla “sert” olmaya hakkı var?
Silahlı mücadeleyi başlatan o, yöneten o.
Bugün
“Etnik milliyetçiliği doğru bulmuyorum”
diyen de,
“Demokratik siyasetin yolu açık, gidin halkın içinde çalışın”
diyen de o.
Ben Kürtler arasında Apo’yu
“yüceleştirenler”
olduğu kadar onu alabildiğine eleştirenler olduğunu da biliyorum.
İster yüceltin, ister kızın ama bu insanın hakkını verin.
Otuz yaşında başladığı mücadeleyi otuz yıl sürdürdü, bugün altmış yaşında, şu son konuşmasından açıkça görüldüğü gibi savaşı başlatan lider olmanın yanı sıra “barışı” getiren lider de olmayı istiyor ve bunu istemeye hakkı var.
“Ya müzakere, ya kıyamet”
dediğinde bunu sadece bir tehdit olarak görmeyin, Öcalan’la müzakerelerde olumlu bir sonuca ulaşamazsanız, Kürt meselesinin onsuz gidebileceği yerleri iyi görün.
Apo’yu çelmelemeyin, onu dinleyin, geleceğin hatırına geçmişin öfkelerini unutun.
Bu ülkeden de bir Mandela çıkarsa bu hem Kürtlerin hem Türklerin lehine olur.
Diğer Ahmet Altan Makaleleri:
Apo’nun sözleri - 07.05.2011
Korkmak - 06.05.2011
Bir resim ve pusu - 05.05.2011
Birincisinin sonu - 04.05.2011
Kader - 03.05.2011
Berkan’ın çılgın projesi - 01.05.2011
Bakmazsak... - 30.04.2011
Operasyon ve Balyoz - 29.04.2011
Çılgın proje - 28.04.2011
Diktatör - 27.04.2011
Çocuklar - 26.04.2011
Müsamere - 23.04.2011
Yeni çiçekler - 23.04.2011
Karar - 22.04.2011
Hizmet - 21.04.2011
www.taraf.com.tr
hhtp://kutuphane.akparti.org.tr
Apo’nun sözleri Ahmet AltanTaraf istanbul 07 05 2011 cumartesi
APO’DAN BDP’YE SERT ELEştiri Gerillacılık oynuyorlar Demokratik siyaseti bilmiyorlar Zayıf kişilikleri engel oluyor Apo’nun sözleri Ahmet AltanTaraf istanbul 07 05 2011 cumartesi
PKK lideri, BDP’li siyasetçilere veryansın etti:
Demokratik siyaseti bilmiyorlar.
Zayıf kişilikleri engel oluyor.
Oysa AKP gece gündüz çalışıyor, CHP bile bir şeyler yapıyor
İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, avukatlarıyla yaptığı görüşmede PKK ve BDP’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu.
Öcalan,
“Demokratik siyasetin kanallarını sonuna kadar açtığımız halde bu durum halk için değerlendirilemiyor”
dedi.
Fırat Haber Ajansı’nda yayımlanan görüşme notlarına göre Öcalan şunları söyledi:
DTK’ya: Siyasi bir alan açamadı
DTK bir çatı örgütü olarak mücadeleye öncülük edebilir.
Kendi kararlarını vermeleri lazım.
Kendi önderlerini oluşturabilirler.
Kürt siyasetçiler siyasi bir alan açamadılar.
Bu konuda çok ilerleme kaydedemediler. Tasfiye ediliyorlar.
BDP’ye: Dillere destan bir küçük burjuva
Siyasi alanda diğerleri de bir alan açamadılar, başarısız oldular. Demokratik siyaseti geliştiremiyorlar.
Bu zayıf kişiliklerden dolayı yol katedilemiyor, ilerlenemiyor.
Demokratik siyaset anlaşılmıyor ve yapılamıyor.
Biraz demokratik siyaset anlaşılsaydı, halkın içinde, örgütlerde çalışılırdı, yanlış durumlarla karşılaşılmazdı.
Vekil olarak onore edilmek istenenlerin de yapması gereken buydu.
Yoksa atama usulüyle vekil olunmaz.
Bu anlamda dillere destan bir küçük burjuvalık söz konusudur.
Demokratik siyasetin kanallarını sonuna kadar açtığımız halde bu durum halk için değerlendirilemiyor.
Bak CHP bile çalışıyor
Mücadele bir sürü olanak yarattığı, demokratik siyasetin kanallarını sonuna kadar açtığı halde bu kanalda yürümeyi bilmiyorlar.
Demokratik siyaset nasıl yapılır bilmiyorlar.
AKP gece gündüz çalışıyor, kendini bütünüyle bu işe veriyor.
CHP bile artık bir şeyler yapmaya başlamış, kendine bir alan açmaya çalışıyor.
PKK’ya: Gerillacılık oynuyorlar
Diğerleri için de geçerlidir;
otuz yıldır bir gerilla tarzını oluşturamadılar, benim bu yönde söylediklerimi uygulamadılar.
Bu tarz gerillacılığı onaylamıyorum.
Gerillacılıkları da siyasi alandaki tarzları da benim tarzım değil, onayladığım şeyler de değil.
Benim tarzım olsaydı Dersim coğrafyasında bu şekilde gerilla kayıpları yaşanmazdı. Savaşmayı da barışmayı da bilmiyorlar.
Otuz yıldır bütün mesele benim sırtıma yüklenmiş.
Bu yapılanlar sadece özentidir.
Gerillacılıkları da özentidir, siyasi alanı da özentidir.
15 Haziran son tarih
Biz heyetle görüşmelere başlarken
‘ölümler, tutuklanmalar olmayacak’
diye anlaşmıştık.
Ölüm de olmayacaktı, operasyonlar, tutuklanmalar da olmayacaktı, taş da atılmayacaktı. Ancak bunlara uyulmadı.
Hükümet bu kadar gözaltı, operasyonlar yapıyor.
Hükümet bunun açıklamasını yapmak zorundadır.
15 Haziran son tarihtir.
15 Haziran’dan sonra ya anlamlı bir müzakere dönemi başlar ya da büyük bir savaş başlar, kıyamet kopar.
Her ikisi de çok büyük olur.
Müzakere olursa büyük ve anlamlı bir müzakere olur, savaş olursa da büyük bir savaş olur.”
Apo’nun sözleri Ahmet Altan KUM SAATi 07 05 2011
Yıllardan beri hapiste olan Öcalan, şu sıralarda iki yandan da çelmelenmesine rağmen barış için en doğru önerileri getirip, en doğru eleştirileri yapıyor.
Devletle müzakereleri sürdürürken, bu müzakerelerin anlamlı bir sonuca ulaşabilmesi için iki tarafın da yapması gerekenleri son konuşmasında net bir şekilde ortaya koyuyor.
Ama hem Türk politikacıları hem de Kürt politikacıları “kısa vadeli” çıkarlarını öne çıkararak bu
“müzakerelerin”
olumlu sonuçlanmasına yardımcı olmaktan kaçınıyorlar.
Öcalan’ın AKP ile ilgili eleştirileri çok net.
Diyor ki, “Biz görüşmelere başlarken
‘ölümler, tutuklanmalar olmayacak’
diye anlaşmıştık.
Ölüm de olmayacaktı, operasyonlar, tutuklamalar da olmayacaktı, taş da atılmayacaktı.
Ancak bunlara uyulmadı.
Hükümet bu kadar gözaltı, operasyonlar yapıyor.
Hükümet bunun açıklamasını yapmak zorundadır.”
Çok haklı eleştiriler bunlar.
Dersim’de askerî operasyon yapılmasının, yedi gerillanın öldürülmesinin, Kürt siyasetçilerinin tutuklanmasının hiçbir açıklaması yok.
Hem Öcalan’la müzakereye oturuyorsunuz hem de bu müzakereler sürerken, Öcalan’ı çok zor durumda bırakacak şekilde operasyonlar düzenliyorsunuz.
Bunun anlamı ne?
Niye yapıyorsunuz?
Neden sürekli olarak tutuklamalar gerçekleştiriyorsunuz?
Bu ülke barış için Apo’ya muhtaç.
Şu anda Öcalan dışında Kürt tarafında “barış” yapma kudretine sahip bir tek insan bile yok.
“Barış” ancak büyük liderlerin yapabileceği, uzun savaşlardan sonra taraftarlarına kabul ettirebileceği bir iş.
Amerikalıların yakalayıp teslim ettiği Öcalan’ı sanki yenmiş gibi davranmanın, kibirli açıklamalarla onu yok saymaya kalkmanın bir anlamı yok, gidip o insanla müzakere masasına oturuyorsan gereken saygıyı göstermek, verdiğin sözleri tutmak zorundasın.
Müzakere ettiğin insanı, müzakere sırasında operasyonlar düzenleyerek niye çelmeliyorsun?
Öcalan’a tek çelme Türklerden gelmiyor.
Kürtler de çelmeliyor onu.
O yüzden zaten özellikle BDP’yi çok sert eleştiriyor Öcalan.
“Demokratik siyaset anlaşılamıyor ve yapılamıyor.
Biraz demokratik siyaset anlaşılsaydı, halkın içinde, örgütlerde çalışılırdı, yanlış durumlarla karşılaşılmazdı.
Vekil olarak onore edilmek istenenlerin de yapması gereken buydu.
Yoksa atama usulüyle vekil olunmaz.
Bu anlamda dillere destan bir küçük burjuvalık söz konusudur.
Demokratik siyasetin kanallarını sonuna kadar açtığımız halde bu durum halk için değerlendirilemiyor”
diyor.
Asıl eleştirilerini seçimlerden sonra yapacağını söyleyerek ekliyor:
“Demokratik siyasetin doğru temelde yürütülmesi halinde daha büyük gelişmeler olacağını düşünüyorum.
Yapılması gereken çok fazla bir şey de değil, sadece yoksul halka demokratik siyaset kanalları açmaları, örgütlenmeleri yeterlidir.”
Bu eleştirileri haklı değil mi?
Bu seçimlerde BDP’nin önünde geniş bir yol açılmış, kendi dışından insanları da ikna ederek temsil kabiliyetini güçlendirmiş, bu şartlarda bu partinin ciddi bir
“siyasi”
çalışmayla sadece Güneydoğu’dan değil büyük şehirlerden de oy toplama ihtimali çok kuvvetli.
Biz, BDP’den siyasi projeler, planlar duyuyor muyuz?
BDP halkın içinde Öcalan’ın önerdiği gibi ciddi siyasi çalışmalar yapıyor mu?
Görebildiğimiz kadarıyla BDP’lilerin hepsi değilse de çoğunluğu
“sertlik ve tehdit”
üstüne kurulmuş bir üslup kullanarak, kendilerine oy vermesi çok muhtemel kitleleri kendinden uzaklaştırıyor.
Şimdi açıkça konuşalım, kimin Öcalan’dan daha fazla “sert” olmaya hakkı var?
Silahlı mücadeleyi başlatan o, yöneten o.
Bugün
“Etnik milliyetçiliği doğru bulmuyorum”
diyen de,
“Demokratik siyasetin yolu açık, gidin halkın içinde çalışın”
diyen de o.
Ben Kürtler arasında Apo’yu
“yüceleştirenler”
olduğu kadar onu alabildiğine eleştirenler olduğunu da biliyorum.
İster yüceltin, ister kızın ama bu insanın hakkını verin.
Otuz yaşında başladığı mücadeleyi otuz yıl sürdürdü, bugün altmış yaşında, şu son konuşmasından açıkça görüldüğü gibi savaşı başlatan lider olmanın yanı sıra “barışı” getiren lider de olmayı istiyor ve bunu istemeye hakkı var.
“Ya müzakere, ya kıyamet”
dediğinde bunu sadece bir tehdit olarak görmeyin, Öcalan’la müzakerelerde olumlu bir sonuca ulaşamazsanız, Kürt meselesinin onsuz gidebileceği yerleri iyi görün.
Apo’yu çelmelemeyin, onu dinleyin, geleceğin hatırına geçmişin öfkelerini unutun.
Bu ülkeden de bir Mandela çıkarsa bu hem Kürtlerin hem Türklerin lehine olur.
Diğer Ahmet Altan Makaleleri:
Apo’nun sözleri - 07.05.2011
Korkmak - 06.05.2011
Bir resim ve pusu - 05.05.2011
Birincisinin sonu - 04.05.2011
Kader - 03.05.2011
Berkan’ın çılgın projesi - 01.05.2011
Bakmazsak... - 30.04.2011
Operasyon ve Balyoz - 29.04.2011
Çılgın proje - 28.04.2011
Diktatör - 27.04.2011
Çocuklar - 26.04.2011
Müsamere - 23.04.2011
Yeni çiçekler - 23.04.2011
Karar - 22.04.2011
Hizmet - 21.04.2011
www.taraf.com.tr
hhtp://kutuphane.akparti.org.tr