Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz. MarmaraYenikapı Ahsarla #etiket
YOKSULLUKLA MüCADELEDE iNSANi VE ETKiN BiR YöNTEM NAKiT GELiR DESTEği Ayşe Buğra N Tolga Sınmazdemir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
YOKSULLUKLA MüCADELEDE iNSANi VE ETKiN BiR YöNTEM NAKiT GELiR DESTEği Ayşe Buğra N Tolga Sınmazdemir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Nisan 2011 Cuma

YOKSULLUKLA MüCADELEDE iNSANi VE ETKiN BiR YöNTEM NAKiT GELiR DESTEği Ayşe Buğra N Tolga Sınmazdemir

YOKSULLUKLA MÜCADELEDE İNSANİ VE ETKİN BİR YÖNTEM:

NAKİT GELİR DESTEĞİ

Ayşe Buğra N. Tolga Sınmazdemir

ÖZET
.Yoksullukla mücadelede nihai amaç, toplumun bütün fertlerini yoksulluk sınırı üzerine taşımaktır.
. Büyüme hızını ve istihdamı arttırmak, bu amacı gerçekleştirmenin önemli bir yoludur. Ancak, dünyada ve Türkiye’de yer alan bazı gelişmeler, hem büyümeyle istihdam arasındaki ilişkiyi, hem de istihdamın niteliğini önemli biçimde etkilemiştir.
. Türkiye’de uzun süredir yıllık ortalama istihdam artışı son derece düşük kalmıştır ve bunun tek nedeni ekonominin yavaş büyümesi değildir. Ekonomi genelinde, sektörel büyümenin sektörel istihdam artışına oranı da çok düşüktür. Uzun vadede, bu tür, büyük ölçüde yapısal nitelikli sorunları hafifletecek iktisat politikaları geliştirip uygulamaya koymak mümkün olabilir. Ama yoksulluk acil çözüm gerektiren bir sorundur ve kısa vadede mutlaka sosyal politikaların gündeme gelmesi gereklidir.
. Bir sosyal politika önlemi olarak insanları üretime yönlendirmeye çalışırken, bu önlemlerin halen geçerli olan üretim ve istihdam düzeyini nasıl etkileyecekleri konusu göz ardı edilmemelidir. Ayrıca, üretime yönelik yoksullukla mücadele yöntemleri geliştirilirken, çeşitli nedenlerden ötürü çalışamayacak durumda olan insanların durumunu dikkate almak mutlaka gereklidir.
. Yoksullukla mücadelenin en insani ve en etkin yöntemi , ihtiyaç sahiplerine bir vatandaşlık hakkı olarak sağlanacak, sınırlı ama düzenli bir nakit gelir desteği uygulamasıdır.
. Söz konusu nakit gelir desteğinin, herkesin gelirini ülkede kabul edilen yoksulluk sınırına, ya da sınırlardan birine, yükseltecek miktarda olması gerekli değildir. Yoksulluk sadece gelir düzeyiyle değil, gelirin düzensizliğiyle ve bu düzensizliğin yarattığı belirsizlikle ilgili bir olgudur. Dolayısıyla, eve her ay belirli bir miktar gelirin düzenli olarak gireceğini bilmek, çok önemli bir psikolojik rahatlama yaratarak yoksul insanların kendi hayatlarıyla ilgili daha sağlıklı düşünmeye başlamalarına olanak verebilir.

. Bireysel düzeydeki bu rahatlama, toplumsal dokudaki yoksulluk ve çaresizliğe bağlı aşınmayı kontrol altına almaya da yardımcı olacaktır. Nakit gelir desteği uygulaması, insanların sadakaya muhtaç zavallılar, potansiyel suçlular, şiddet failleri veya kurbanları olmaktan çıkıp modern bir toplumun sosyal haklara sahip bireyleri haline gelmelerine yardım edebilecek çok önemli bir uygulamadır.
. Sanıldığının aksine, böyle bir uygulamanın maliyeti çok yüksek değildir. Bu araştırmada, uygulamanın maliyetinin ne olabileceğini hesaplamak üzere, farklı yardım miktarları ve yardım alacak hane sayılarına dayanan 24 senaryo geliştirilmiştir. Bu senaryoların sadece 5 tanesinin yıllık toplam maliyeti GSMH’nın yüzde 1’ini aşmaktadır. Senaryoların 9 tanesinde maliyetler konsolide bütçe giderlerinin yüzde 1’inden, sadece 3 tanesinde bu giderlerin yüzde 2’sinden fazladır.
. Hemen uygulamaya konulabileceğini düşündüğümüz senaryolardan biri, nüfusun yüzde 14’üne tekabül eden 1.720.208 haneye, ayda 65 dolar, yani asgari ücretin üçte birinden az bir miktarda yardım yapılmasını öngörmektedir. Bu senaryonun yıllık toplam maliyeti, GSMH’nın yüzde 0,56’sına, konsolide bütçe giderlerinin yüzde 0,89’una, faiz dışı bütçe giderlerinin yüzde 1,25’ine eşittir.
. Ayrıca, nakit gelir desteği politikasının uygulamaya girmesiyle, Türkiye’de halen yapılmakta olan sosyal yardım harcamalarının bir kısmı gerekliliğini yitirecektir. Dolayısıyla uygulamanın hesaplanan maliyetinin tamamı, fazladan bir harcama olarak bütçeye yansımayacaktır.
. Yardım alabilecek hane sayısını çok kısıtlı tutmak, tespit çalışmalarının maliyetini arttıracağı için, çok anlamlı değildir. Destek miktarının ise, ne anlamsız derecede düşük, ne de sosyal güvencesi olan bir işte asgari ücretle çalışmayı caydırabilecek kadar yüksek olmaması gerekir. Bizim senaryolarımızın hiçbirinde yardım miktarı, 2004 yılının ilk yarısında geçerli olan asgari ücretin yarısını geçmemektedir.
. Yardımın ihtiyaç sahiplerine ulaşması önemli olmakla birlikte, ihtiyacı olmayanların da yardımdan yararlanabilecekleri endişesi, çok abartıldığı takdirde, idari maliyetleri gereksiz biçimde arttırabilir ve yardım alanları vatandaşlık onurlarını zedeleyecek biçimde incitebilir.

.Türkiye’ye özgü bir kurum olan muhtarlık kurumu, sosyal yardım uygulamaları açısından çok büyük bir avantaj oluşturmaktadır. Sosyal hizmet uzmanlarınca desteklendikleri takdirde, muhtarlıklar bölgelerindeki ihtiyaç sahiplerinin tespitinde çok yararlı bir rol oynayacaklardır. Sosyal hizmet uzmanlığı ise, Türkiye gibi şehir yoksulluğunun ve ona bağlı sosyal sorunların çok ağır yaşandığı bir ülkede çok önem verilmesi gereken bir kurumdur.
. Nakit gelir desteği uygulaması, işçilerin, sigortasız, çok düşük ücretlerle ve insanlık dışı koşullarda işçi çalıştıran işverenlere karşı direnme güçlerini arttırabilecek bir uygulamadır. Dolayısıyla, bu yollara sapmayan işverenlere karşı son derece haksız bir rekabet unsuru oluşturan, devleti zarara uğratan ve artık ülkenin ihracat bağlantılarını ve diğer dış ekonomik ilişkilerini zedeleme noktasına gelmiş olan kayıt dışı istihdamın kontrol edilmesinde önemli rol oynayacak niteliktedir.
. Doğal olarak, nakit gelir uygulaması, sağlık ve emeklilik alanındaki sosyal güvenlik önlemlerine, zorunlu öğretimdeki öğrencilere ders kitabı/eğitim malzemesi sağlanması gibi uygulamalara ve okullarda öğrencilere öğle yemeği verilmesi gibi mutlaka yürürlüğe girmesi gerekli bir önleme alternatif oluşturmamaktadır.




Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz.