Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz. MarmaraYenikapı Ahsarla #etiket
nakşilerle nurcuların arası nasıl clinton soruyor 23 03 2011 çarşamba aşk zeka'yı ehlileştirir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nakşilerle nurcuların arası nasıl clinton soruyor 23 03 2011 çarşamba aşk zeka'yı ehlileştirir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Mart 2011 Çarşamba

nakşilerle nurcuların arası nasıl clinton soruyor 23 03 2011 çarşamba aşk zeka'yı ehlileştirir




Clinton: Nakşilerle Nurcuların arası nasıl Taraf istanbul  23 03 2011 çarşamba

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın, 2009’da tarikatlar konusunda Ankara’daki Büyükelçiği’ne sorduğu sorular Türkiye’yi ne kadar yakından izlediğini gösteriyor

İnternette “ABD ve Ilımlı İslam” kelimeleriyle yapılan basit bir arama 695 bin sonuç veriyor. “Amerika’nın dayattığı ılımlı İslam modeli” ve buna benzer başlıklar taşıyan, birçoğu ziyadesiyle kestirmeci rapor, haber, analiz vb. hiç de az değil. “WikiLeaks Türkiye Belgeleri” arasında ABD’nin böyle bir “model” hazırlayıp, Türkiye gibi ülkelere dayattığının somut ipuçları yok ama Washington’ın, İslam’ın “ılımlı” halini sevdiği, “radikal” İslam’la mücadele etmeye çalıştığı ve bu amaçla, Türkiye’yi yakından izlemeye, Türk İslamî çevreleriyle yakın ilişki kurmaya özel bir önem verdiği Amerikan resmî yazışmalarında görülüyor.

ABD’nin Türkiye’deki İslamî kesime bakışını, “11 Eylül 2001 öncesi ve sonrası” diye iki dönem halinde incelemek mümkün. Tabii, “AKP öncesi ve sonrası” diye bir ayrım da yapılabilir.

Mesela, 28 Şubat 1997 öncesindeki Amerikan kriptolarında Türkiye’de “Şeriat yandaşlığı” konusu özel bir yer tutarken, “İslam” ile “radikalizm” ya da “İslam” ile “terör” kelimelerinin yanyana getirildiği yazışmalar daha ziyade 11 Eylül 2001 sonrasında gerçekleşmiş.

Daha yakın zamana ait WikiLeaks belgelerinde ise, ABD’nin, Türkiye’deki İslamî inanç ve uygulamaların çoğulluğuna artan ölçüde saygı gösterdiği, devletin katı laikçi uygulamalarını ise giderek daha fazla ve “gerçek anlamda laikliğe aykırılık” temelinde eleştirdiği dikkat çekiyor.

Bugün, “WikiLeaks Türkiye Belgeleri” dosyası kapsamında, ABD’nin Türkiye’deki İslam’a ve laikliğe bakışını farklı yönleriyle yansıtan resmî yazışmalar arasından seçtiğimiz, 1999, 2003, 2005 ve 2009 tarihli dört ayrı telgrafı sunuyoruz.

İstanbul Film Festivali için gerisayım başladı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen ve festival sponsorluğunu 7 yıldır

AKBANK’ın üstlendiği İstanbul Film Festivali’nin otuzuncusu, 2-17 Nisan tarihlerinde

yapılacak.

21 bölümde 230 filmin gösterileceği Festival, otuzuncu yılına özel retrospektif bölümlerin yanı sıra, ocak ayında Sundance ve şubatta Berlin film festivallerinde dünya prömiyerlerini yapan yepyeni filmlerden, Uluslararası Altın Lale, Ulusal Altın Lale ve FACE İnsan Hakları yarışmalarına, belgesellerden çocuk filmlerine kadar geniş bir yelpazeye uzanan programıyla izleyicilerle buluşacak.

30 yıldır İstanbullu sinemaseverleri dünya sinemasının en seçkin filmleri, yıldız oyuncuları ve usta yönetmenleri ile buluşturan İstanbul Film Festivali her zaman olduğu gibi sinemayla dolu iki hafta vaat ediyor.

Festival'in Sinema Onur ödülleri

İstanbul Film Festivali’nin Sinema Onur Ödülleri bu yıl Türk Sineması’na imzasını atan dört büyük isme veriliyor:

Yönetmen Yusuf Kurçenli, görüntü yönetmeni Ertunç Şenkay ve Türk Sineması’nın unutulmaz isimleri Metin Akpınar ile Zeki Alasya. Sanatçılara ödülleri 1 Nisan Cuma akşamı Lütfi Kırdar Sergi ve Kongre Sarayı’nda yapılacak Açılış Töreni’nde takdim edilecek.

Yusuf Kurçenli’nin benzersiz filmlerinden Karartma Geceleri ve Zeki Alasya ile Metin Akpınar’ın başrollerinde oynadığı Zeki Ökten imzalı Güle Güle de festival kapsamında gösterilecek.

Son filmiyle, şubat ayında Berlin Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazanan, yapıtları ve yaklaşımıyla başta Gus Van Sant olmak üzere çağdaş ve bağımsız sinemayı etkileyen,

“sinemanın filozofu”

 Béla Tarr da festivalin Açılış Töreni’nde Sinema Onur Ödülü’nü almak üzere İstanbul’da olacak. Usta yönetmenin son filmi Torino Atı da festival programında Dünya Festivalleri’nden bölümünde yer alıyor.

30. Yıl Özel Bölümü: “Film Gibi 30 Yıl”

Festival programında, Festivalin 30 yıllık geçmişinde gösterilen filmlerden özel bir seçki de yer alıyor.

19 yönetmenin Festivalin 30. Yıl kitabı için seçtiği 19 film, festival programında özel bir bölüm kapsamında izleyicilerle buluşuyor.

 Festivalin büyüttüğü 19 yönetmenin hazırladığı bu bölümle sinemaseverler de bu yönetmenlerin İstanbul Film Festivali’nde keşfettiği, tanıdığı usta yönetmenlerin filmlerini bir kez daha izleyebilme fırsatı yakalayacak.

“Film Gibi 30 Yıl” bölümü kapsamında gösterilecek filmler şunlar:

• Çığlık / Michelangelo Antonioni (Zeki Demirkubuz’un seçimi)
• Güz Sonatı / Ingmar Bergman (Yeşim Ustaoğlu’nun seçimi)
• Yaban Çilekleri / Ingmar Bergman (Pelin Esmer’in seçimi)
• Kötü Kan / Léos Carax (Durul ve Yağmur Taylan’ın seçimi)
• Keyif Evi / Terence Davies (Çağan Irmak’ın seçimi)
• 8½ / Federico Fellini (Uğur Yücel’in seçimi)
• Edmond / Stuart Gordon (Ümit Ünal’ın seçimi)
• Dantelci Kız / Claude Goretta (Handan İpekçi’nin seçimi)
• Narayama Türküsü / Shohei Imamura (Kazım Öz’ün seçimi)
• Mavi / Derek Jarman (Aslı Özge’nin seçimi)
• Cennetten De Garip / Jim Jarmusch (Mahmut Fazıl Coşkun’un seçimi)
• Çöl İşaretçileri / Nacer Khemir (Tayfun Pirselimoğlu’nun seçimi)
• Rüzgâr Bizi Sürükleyecek / Abbas Kiarostami (Seyfi Teoman’ın seçimi)
• Öldürme Üzerine Küçük Bir Film / Krzysztof Kieslowski (Reis Çelik’in seçimi)
• Shoah / Claude Lanzmann (Derviş Zaim’in seçimi)
• Bataklık / Lucrecia Martel (Reha Erdem’in seçimi)
• Kanlı Düğün / Carlos Saura (Serdar Akar’ın seçimi)
• Mefisto / Istvan Szabo (Hüseyin Karabey’in seçimi)
• Andrey Rublev / Andrei Tarkovski (Semih Kaplanoğlu’nun seçimi)

Bölüm kapsamında Derviş Zaim’in seçtiği, bir anıt niteliğindeki Shoah filminin yönetmeni Claude Lanzmann, özel bir söyleşiyle Festivalin konuğu da olacak.
The New York Times’ın deyimiyle
 “dünyanın Holokost’a bakışını değiştiren”
isimlerden Claude Lanzmann, 10 Nisan Pazar günü saat 14.00’te Salon’da özel bir söyleşi verecek.

Festivalde Altın Lale heyecanı

Uluslararası Yarışma

30. İstanbul Film Festivali’nin
“Uluslararası Yarışma”
bölümünde Altın Lale için, sanat ve sanatçı temasını işleyen ya da edebiyat uyarlaması olan 12 film yarışacak.
Geçtiğimiz yıldan itibaren Şakir Eczacıbaşı anısına verilmeye başlanan Uluslararası Yarışma Altın Lale Ödülü, bu yıl da Eczacıbaşı Topluluğu tarafından verilecek 25.000 Avro’luk para ödülüyle destekleniyor.
 Uluslararası Yarışma filmleri, Altın Lale ödülü için festivalin ikinci haftasında izleyiciler ve uluslararası jürinin huzuruna çıkacak.
30. İstanbul Film Festivali Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisinin başkanlığını bu yıl ünlü yönetmen Claire Denis üstleniyor.

Yeşil Papaya’nın Kokusu ve Bisikletçi filmlerinin yönetmeni Tran Anh Hung tarafından sinemaya uyarlanan İmkânsızın Şarkısı / Norwegian Wood Altın Lale Ödülü için yarışacak filmlerden.
 Japon yazar Haruki Murakami’nin aynı adlı romanından uyarlanan ve yazarın sinemaya aktarılan ilk büyük yapıtı olan film, 1960’ların sonlarında Tokyo’da geçen, adını aldığı Beatles şarkısı gibi, aşk, ölüm, masumiyetin kayboluşu, kalp kırıklığı ve cinselliğin uyanışı üzerine.
Yönetmen Tran Anh Hung, Festival’e katılmak üzere İstanbul’a gelecek.

Ola Simonsson ve Johannes Stharne Nilsson’ın geçtiğimiz yıl Cannes’da Genç Eleştirmenler Ödülü’nü kazanan filmi Yaşamın Ritmi / Sound of Noise aşk, delilik ve müzikle ilgili, neşeli ve hareketli bir kent komedisi...
Filmin kahramanı müzikten nefret eden bir polis komiseri, peşinde olduğu ise şehri bir enstrüman gibi kullanan müzik teröristleri.

Michael Winterbottom’ın altı bölümlük İngiliz komedi dizisi Yolculuk / The Trip’i uzun metraj olarak yeniden kurguladığı son filmi gurme bir yol hikayesi.
The Guardian tarafından
 “TV’deki en komik şeylerden biri”
olarak tanımlanan Yolculuk, bir gazetenin yeme-içme sayfasında konuk yazarlık yapmaya başlayan bir adamın arkadaşıyla beraber İngiltere’nin kırsal bölgelerindeki yolculuğunu konu alıyor.
Başrollerdeki, Steve Coogan ve Rob Brydon Altın Lale ödüllü Uyduruk Bir Öykü’de olduğu gibi yine kendilerini oynuyorlar.
Winterbottom’ın İçimdeki Katil adlı filmi de festivalde Akbank Galaları kapsamında gösterilecek.

Polytechnique’in Kanadalı yönetmeni Denis Villeneuve tarafından Wajdi Mouawad’ın ünlü oyunundan sinemaya uyarlanan İçimdeki Yangın / Incendies, Altın Lale için yarışacak filmlerden.
En İyi Yabancı Film dalında Oscar adayı olan film, geçtiğimiz yıl birçok festivalden ödülle döndü. Abu Dabi’de En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanan Lubna Azabal’in başrolünde oynadığı film Lübnan’a doğru yola çıkan ikiz kardeşlerin hikâyesini izlerken iç savaşın en karanlık anlarını irdeliyor.

2001’de Wojaczek ve 2008’de Cam Dudaklar ile festival izleyicilerinin yakından tanıdığı Lech Majewski’nin son filmi Değirmen ve Haç / The Mill and the Cross, ünlü Flaman ressam Bruegel’in 1564 yılında yaptığı eşsiz “Calvary Yolu” tablosunu, içinde yer alan 500’den fazla kişi arasından 12’sini izleyerek inceliyor.
Oyuncu kadrosuyla ve teknik yetkinliğiyle dikkatleri çeken yapımda Altın Küre ödüllü Rutger Hauer, İngiliz oyuncular Charlotte Rampling ve Michael York’u başrollerde izliyoruz. Majewski festivalde izleyicilerle buluşacak yönetmenlerden.

Uluslararası Yarışma’da Altın Lale Ödülü için Türkiye’yi Seyfi Teoman’ın Şubat ayında Berlin’de yarışan son filmi Bizim Büyük Çaresizliğimiz temsil edecek. İlk filmi Tatil Kitabı ile büyük bir çıkış yakalayan Seyfi Teoman’ın Barış Bıçakçı’nın romanından uyarladığı son filmi günümüzde bulunması zor bir dostluğu anlatıyor.

Uluslararası Yarışma’da Altın Lale için yarışacak diğer filmler şunlar:

• Mikrofon / Microphone / Ahmad Abdalla / Mısır
• Elisa K / Jordi Cadena, Judith Colell / İspanya
• Pupupidu / Nobody Else But You / Gérald Hustache-Mathieu / Fransa
• Fabrikadaki Piyano / The Piano in a Factory / Zhang Meng / Çin
• Rio Seks Komedisi / Rio Sex Comedy / Jonathan Nossiter / Fransa-Brezilya
• Faydalı Hayat / A Useful Life / Federico Veiroj / Uruguay-İspanya

Ulusal Yarışma

İstanbul Film Festivali’nde “Türkiye Sineması” sponsorluğunu geçen 23 yıldır olduğu gibi Efes üstleniyor.
 İstanbul Film Festivali’nde Türkiye’den 2010-2011 sezonunda yapımı tamamlanan filmlerinin bir araya geldiği bu bölümde, Ulusal Yarışma, Yeni Türkiye Sineması ve Belgeseller başlıkları altında 46 kurmaca ve belgesel film yer alıyor.

Yarışma filmlerinden jürinin seçeceği en iyi filme Ulusal Yarışma Altın Lale ödülü ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen 150.000 TL’lik para ödülü verilecek.
İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma’da ayrıca En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni ve En İyi Özgün Müzik ödülleri de takdim edilecek.

30. İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma Altın Lale Jürisi’nin başkanlığını bu yıl sinemamızın en önemli yönetmenlerinden Reha Erdem üstleniyor.

Festivalin Ulusal Yarışma bölümünde Altın Lale için jüri karşısına çıkacak 14 film şöyle:

• Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir / İmre Azem
• Zefir / Belma Baş
• Atlıkarınca / İlksen Başarır
• Oğul / Atilla Cengiz
• Kar Beyaz / Selim Güneş
• Çınar Ağacı / Handan İpekçi
• Gişe Memuru / Tolga Karaçelik
• Görünmeyen / Ali Özgentürk
• Saç / Tayfun Pirselimoğlu
• 72. Koğuş / Murat Saraçoğlu
• Bizim Büyük Çaresizliğimiz / Seyfi Teoman
• Kırık Midyeler / Seyfettin Tokmak
• Press / Sedat Yılmaz
• Gölgeler ve Suretler / Derviş Zaim

Yeni Türkiye Sineması ve Belgeseller

Festivalin “Yeni Türkiye Sineması” bölümünde bu yıl Shiar Abdi’nin Yürüyüş, Uygar Asan’ın Dağınıklar Kenti, Savaş Baykal’ın Kanatsız Taklalar, Deniz Çınar’ın Arayış, Selim Demirdelen’in Kavşak, Umur Hozatlı’nın Kayıp Özgürlük, Kenan Korkmaz’ın Lüks Otel, Kerem Topuz’un Film, A. Haluk Ünal’ın Saklı Hayatlar ve Hatice Yakar’ın Öfkeli Çılgınlık Karamsar Çile adlı filmleri izleyiciyle buluşacak.
“Belgeseller” bölümünde 2010 ve 2011 yıllarında çekilen, farklı konularda 24 belgesel film ilk defa izleyiciyle buluşacak.

Avrupa Konseyi sinema ödülü Face

Avrupa Konseyi katkılarıyla beş yıl önce Avrupa’da yalnızca İstanbul Film Festivali kapsamında verilmeye başlayan Avrupa Konseyi Sinema Ödülü
 (FACE – Film Award of the Council of Europe)
bu yıl da veriliyor.
FACE Ödülü, Sinemada İnsan Hakları bölümünde yer alan ve insan hakları konusunda kamuoyunda duyarlılık ve bilinç uyandıran
bir filme verilecek.

Festival biletleri ne zaman, nerede?

İstanbul Film Festivali biletleri 19 Mart Cumartesi günü satışa çıkıyor. Sinemaseverler biletlerini Beyoğlu’nda Atlas ve Beyoğlu, Kadıköy’de Rexx sinemalarında açılacak gişelerden ve Biletix kanallarından satın alabilecek.

Bu yıl da izleyicilerine çok uygun fiyatlarla film izleme olanağı sunan festivalde bilet fiyatları, tam 12 TL, öğrenci ile 65 yaş ve üstü sinemaseverler için 8 TL olacak.

Hafta içi gündüz seansları ise yalnızca 4 TL. Akbank Galaları’nın bilet fiyatları 15 TL. Festivalin Türk Sineması bölümünde yer alan filmler için de bilet fiyatı tüm seanslarda yine 4 TL. 30. yıl şerefine, 19 Mart-1 Nisan arasında 30 ve üzerinde bilet satın alacak sinemaseverler için %10 özel indirim uygulanacak.


Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz.