Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz. MarmaraYenikapı Ahsarla #etiket
ordu ergenekon'a ne kadar bulaştı wikileaks belgeleri 08 04 2011 cuma bir ülkeyi güçlü kılan ordu değil demokrasidir bu toprakların belleğinde çocukluğumuz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ordu ergenekon'a ne kadar bulaştı wikileaks belgeleri 08 04 2011 cuma bir ülkeyi güçlü kılan ordu değil demokrasidir bu toprakların belleğinde çocukluğumuz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Nisan 2011 Cuma

ordu ergenekon'a ne kadar bulaştı wikileaks belgeleri 08 04 2011 cuma bir ülkeyi güçlü kılan ordu değil demokrasidir bu toprakların belleğinde çocukluğumuz



ordu ergenekon'a ne kadar bulaştı wikileaks belgeleri 08 04 2011 cuma
bir ülkeyi güçlü kılan  ordu değil demokrasidir
bu toprakların belleğinde çocukluğumuz

Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in dedesi Süleyman Şah'ın Suriye'de

bulunan ve 2 kez sular altında kalma tehlikesi geçiren türbesi, Türkiye tarafından

özenle korunuyor.

Yurt dışındaki tek Türk toprağı

1086 yılında Fırat Nehri'nden geçerken şehit olan Kayı boyunun lideri Süleyman Şah ve iki muhafızı, aynı mevkide bulunan Caber Kalesinde toprağa verildi.

Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılan bölgede, Süleyman Şah adına türbe yaptırıldı.

1. Dünya Savaşından sonra önce İngilizlerin, ardından Fransızların eline geçen

bölgede bulunan Süleyman Şah ve muhafızlarının mezarlarının bulunduğu Caber

Kalesi, 1921 yılında Suriye ile imzalanan Ankara Anlaşması ile Türk toprağı olarak

kabul edildi, bölgeyi bir manga askerin muhafaza etmesi kararlaştırıldı.

Lozan Antlaşması ile de bu hak aynen korundu.

-İKİNCİ KEZ SULAR ALTINDA KALMA TEHLİKESİ

Caber Kalesi'ndeki türbe, Suriye'nin kendi topraklarında yaptığı Tabka Barajı'nın suları altında kalacağını bildirmesi üzerine, 1973 yılında Halep-Haseki karayolu üzerinde, Fırat Nehri'nin doğu kıyısında Halep'e bağlı Karakozak mevkisindeki şu andaki yerine taşındı.

Suriye'nin daha sonra söz konusu bölgede Teşrin Barajı'nı inşa etmesi üzerine de buranın tekrar su altında kalma tehlikesi ortaya çıkınca, türbenin Türkiye'ye taşınması istendi.

Bunun üzerine 2002 yılında Suriye ile türbenin yerinde kalması ve tahkimat yapılarak sağlamlaştırılması konusunda anlaşma yapıldı.

Söz konusu anlaşma gereği 2004 yılında, o dönemlerde Devlet Su İşleri Genel Müdürü olan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun talimatıyla türbede gerekli koruma çalışmalarına başlandı.

Suriye makamlarının bürokratik işlemlerinin geciktirmesi dolayısıyla 2005 yılında yer teslimi yapılan, ancak yine müteahhidin araç ve gereçlerinin geçmesine gecikmeli olarak izin verilmesi nedeniyle onarım çalışmalarına 2008 yılında başlandı ve aynı yıl tamamlandı.

Türbenin baraj suyundan etkilenmemesi için DSİ tarafından ihale edilen projede, türbe arazisi çevresinde ''Sızdırmazlık ve iksa kazık perde duvar'' çalışması yapıldı.

Perde duvar üzerinde bahçe duvarı inşa edilip ve üzerinin taş kaplaması da tamamlanan yerleşkenin üzerine de demir korkuluklar monte edildi.

Çalışmalar kapsamında türbe arazisi üzerindeki karakol binası yerine modern bir bina inşa edildi. Türbedeki çalışmalar toplam 4,2 milyon liraya mal oldu.

-''YURT DIŞINDAKİ TEK YURT TOPRAĞI''

Çevre ve Orman Bakanlığınca onarımın yanı sıra çevre düzenleme çalışmalarının da tamamlandığı türbe ve dev Türk bayraklarının dikildiği bölge, Türkiye'nin büyükelçilik ve konsolosluklar haricinde, yurt dışındaki tek toprak parçası sayılması dolayısıyla özel bir öneme sahip.

Türbeyi, Şanlıurfa'dan dönüşümlü olarak gönderilen bir askeri birlik koruyor.

-BAKAN EROĞLU'NUN İLGİSİ

DSİ Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde türbenin sular altında kalmaması ve yerinde muhafazası için çaba harcayan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Şanlıurfa ziyaretinin ardından resmi açılışı için gün sayılan Süleyman Şah Türbesi'nde incelemelerde bulundu.

Bakan Eroğlu AA muhabirine yaptığı açıklamada,

''Süleyman Şah Türbesi olarak bilinen bu bölge, Türkiye dışında şanlı bayrağımızın dalgalandığı bir yer''

 dedi.

Türbenin tarihi geçmişi ve onarım çalışmalarıyla ilgili bilgi veren, Suriye'nin 2002 yılında bölgede Teşrin Barajını inşa edince türbenin sular altında kalmasının söz konusu olduğunu hatırlatan Eroğlu,

''2004 yılında DSİ Genel Müdürü olduğum dönemde buranın etrafının tahkim edilmesi ve su geçirmemesi için restore edilmesi konusunda talimat verdim. Ayrıca Karakozak Saygı Karakolunun inşaatı için de talimat verdim.

 Ancak 2005 yılında yer teslimi yapmamıza rağmen Suriye makamları müteahhit firmanın araç ve gereçlerinin geçmesine bir süre izin vermedi. Ancak 2008 yılında başlanan çalışmalar aynı yıl tamamlandı''

diye konuştu.

-TÜRKİYE'DEN AĞAÇ VE ÇİM GETİRİLDİ

Türbenin dış çevresindeki duvarların sudan etkilenmemesi için altına fore kazık ve geçirimsiz tabaka konulduğunu ifade eden Veysel Eroğlu, şu bilgileri verdi:

''Ayrıca türbenin çevresinde beton duvar örüldü ve taşlarla kaplandı. İki bayrak direği dikildi. Çevre düzeni gerekiyordu.

Bunun için de Orman Genel Müdürüne talimat verdim. Türkiye'den ağaçlar ve hazır çim getirildi.

 Burası gurur verici hale geldi. Ben de eksikler var mı diye son bir kez denetlemeye geldim.

Yapılan eser çok muhteşem. Burası Türk toprağı. Süleyman Şah'ın türbesini kahraman askerlerimiz koruyor.

 Buranın bir takım eksikleri vardı.

Özellikle elektrikle ilgili sıkıntılar vardı. İlerleyen günlerde ek trafo bağlayacağız.

 O da yapılırsa problem kalmıyor, askerlerimiz de buradan memnun.''

Veysel Eroğlu, Süleyman Şah'ın Türbesini ziyaret eden ilk bakan olduğunun hatırlatılması üzerine,

''İlk kez bir Türk bakanı helikopterle buraya geldi.

Bu şerefe nail oldum''

dedi. 



 Bu Mezarda Bir Garip Var 

Hızlı hızlı giden yolcu
Bu mezarda bir garip var
Bak taşına acı acı
Bu mezarda bir garip var
...
Kurumuş yeşil otları
Toprak olmuş umutları
Gökte mavi bulutları
Bu mezarda bir garip var

İzi bile yok dünyada
Onu aramak beyhuda
Ne gezersin bu ovada
Bu mezarda bir garip var

Gökler yüksek toprak derin
Rüzgar eser serin serin
Senin olsun çiçeklerin
Bu mezarda bir garip var

Etrafı agaç dizili
Vücudu toprak sızılı
Taşı Mahzuni yazılı
Bu mezarda bir garip var

 Özlem Taner Antep’li bir müzik öğretmeni.
Bağlama çalıyor ve etkileyici bir ses rengi ile gırtlak yapısına sahip.
Gaziantep'te doğdu.
İlk, orta ve lise öğrenimini Gaziantep'te tamamladı.
8 yaşında bağlama çalmaya başladı.
Liseden sonra Gaziantep Türk Müziği Devlet Konservatuarına giren sanatçı, konservatuar öğrenimini okul birincisi ve yüksek şeref öğrencisi olarak bitirdi. 17 yaşından itibaren üniversite öğrenciliğinin yanısıra Gaziantep Hacı Bektaş-ı Veli kültür derneğinde ve Gaziantep İl Kültür Müdürlüğü'nde bağlama eğitimi verdi.
Üniversite yıllarında Gaziantep'in Barak yöresine ait
 "alan araştırmaları"
yaptı ve birtakım derleme çalışmalarında bulundu.
Albümde yer alan
"Seher İnende"
bu çalışmalardan biridir.
Mezun olduktan sonra müzik öğretmeni olarak çeşitli İlköğretim okullarında ve liselerde görev yaptı.
 Gaziantep'teki 3 yıllık eğitmenlik döneminden sonra tayinini müzikle ilgili hayallerini gerçekleştirmeyi planladığı İstanbul'a istedi ve Anadolu müziğiyle ilgili çalışmalarını yakından takip ettiği Kalan müziğin kapısını çaldı. Kalan Müzik'le yaptığı
"Türkmen kızı"
 isimli albüm İngiltere'de en çok dinlenen albümler arasına
(top10 listesine)
 girdi.
Ünlü world müzik dergisi FolkRoots'da derginin bir muhabiriyle yaptığı 3 sayfalık bir röpörtaj yayınlandı.
Ayrıca derginin dünya müziklerinden seçmeler yaparak oluşturduğu CD'de "Başına Döndüğüm"isimli parçasına yer verildi.
"Türkmen Kızı" BBC radyosunda en çok dinlenen 5 albüm arasına girdi.
Azsonra Birazdan Şimdi Biz Türkiye'yiz.