KUM SAATİ 05.03.2011 Ahmet Altan MİT’çi ve fatura
Gazetecilerin “Ergenekon üyeliği” suçlamasıyla gözaltına alınmasından sonra büyüyen tepkiler karşısında Başbakan Erdoğan dün, “Hiç kimse, yargının tasarruflarından dolayı bize fatura kesmeye kalkmasın” dedi. Bilmiyorum bunu bilinçli mi söyledi yoksa bu bir “lapsus” mu ama seçtiği kelime ilginçti. Fatura. Anlaşılan o da bu olayların bir “faturası” olduğunu düşünüyor. Çok değişik görüşten insanların bir arada ayaklanıp “ne oluyor” diye sorduğu, Bülent Arınç’ın “üzüntüsünü”, Ertuğrul Günay’ın “sıkıntısını” ifade ettiği, Avrupa Birliği ile Amerika’nın kuvvetli vurgularla “basın özgürlüğünü” hatırlattığı, gazetecilerin gözaltına alındığı günü “kara perşembe” ilan eden seslerin bütün dünyadan yükseldiği bir ortamda, yakalanan gazetecilerle ilgili ciddi belgeler ve kanıtlar ortaya çıkmazsa, birine bir fatura kesileceği açık. Ergenekon soruşturmaları sırasında ortaya koyduğu “siyasi irade” nedeniyle övülüp alkışlanan hükümet, o alkışları kabullenip, bugünkü olay karşısında “beni ilgilendirmiyor” diye kenara çekilemez. Hiçbir şey yapamasa, emrindeki polislere “nedir bu işin aslı” diye sorar. Aslını öğrenir. Şu âna kadar polis içinden sızan bölük pörçük bilgiler, dönüyor dolaşıyor, yakalanan gazetecilerin, polis içindeki kavgada “taraflardan birinin sesi” olarak kitap yazdığına geliyor. Polis içinde bir sürtüşme olduğu artık bilinen bir gerçek. Bir gazetecinin, bu kavgada bir tarafın sözcülüğünü üstlenmesi de mesleki açıdan yakışıksız bir davranış. Yazının devamını okumak için tıklayın. | |
Diğer Ahmet Altan Makaleleri: | |
|