Arap dünyasında "Yeni Türkiye" fırtınası
27 Mayıs 2013 16:19 İSTANBUL
Anadolu
Ajansı ve BYEGM'in organizasyonuyla Ankara ve İstanbul'da temaslarda
bulunan Arap medyasının önde gelen isimleri, Türkiye izlenimlerini
okurlarıyla paylaşmaya devam ediyor.
Arap
kamuoyunu biçimlendiren başlıca gazetelerden El-Hayat, Şarku'l Evsat,
Ahbar El-Yevm, El-İttihad, Eş-Şark, Eş-Şuruk ve El-Ahram’ın genel yayın
yönetmenleri ve yazarları, yine Arap medyasının önde gelen dergi ve
televizyon kanallarının temsilcilerinden oluşan heyet üyeleri, siyasi
yetkililerden düşünce kuruluşlarına, sivil toplum örgütlerinden Türk
basınının önde gelen temsilcilerine uzanan temasları sırasında tanık
oldukları “Yeni Türkiye”ye ilişkin gözlemlerini, kaleme aldıkları dizi
yazılarla okurlarına aktarıyor.
"Yeni Türkiye",
"Türkiye'de Sessiz Devrim" ve "Türkiye Notları" gibi başlıkların öne
çıktığı izlenim yazılarında, Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte
artan ağırlığının yanı sıra AA’nın Arapça yayınlara başlamasıyla
somutlaşan Türk-Arap ilişkilerindeki yeni açılıma ilişkin
değerlendirmeler de dikkati çekiyor.
"Bir parçamı İstanbul'da bıraktım"
Türkiye
temasları hakkındaki dizi yazısına, “kendini alamadığı” için devam
ettiğini belirten Ürdün’ün önde gelen gazetelerinden “Düstur”un Genel
Yayın Yönetmeni Hilmi el-Esmer, “İstanbul’da bir parçamı bıraktım”
başlıklı son yazısında, özellikle hilafetin başkenti olarak söz ettiği
İstanbul’a ilişkin gözlemlerine yer verdi.
Yazısına,
Türkiye ziyaretine ilişkin bir sosyal paylaşım sitesinde yazdığı
"Türkiye ziyaretimin ardından uğradığım kalkınmışlık şokundan henüz
ayılamadım. İki haftadır dengemi kurmaya ve günlük hayatıma dönmeye
çalışıyorum. Daha kendime gelemedim" mesajını hatırlatarak başlayan
Esmer, yine aynı sitede kaleme aldığı "Sanki bir parçamı hilafetin
başkenti İstanbul'da bıraktım” ifadesine de okurlardan farklı tepkiler
geldiğini kaydetti.
"Fethin sembolü"
Bazı
okurların "Sanki daha önce İstanbul'a gitmedin!", "Londra'yı ziyaret
etsen ne söyleyecektin?" şeklinde sorular yönelttiğini belirten Esmer,
“Ben de, özellikle son soruya, ‘Hiçbir şey; çünkü Londra, hilafetin
başkenti değil’ cevabını verdim” şeklinde karşılık verdiğini kaydetti.
Bu okurların muhtemelen, Ünlü Fransız yazar Lamartine'in İstanbul’a
dair "Orada Tanrı ve insan var. Doğa ve sanat bu harika şehrin inşası
için toplanmış" sözü ya da Napolyon Bonapart'ın "Eğer dünya bir devlet
olsaydı başkenti İstanbul olurdu" tespitini duymadıklarını ifade eden
Esmer yazısına şöyle devam etti:
“İstanbul'da,
Konstantinopolis'te ya da Asitane'de tarihe yelken açıyormuş gibi
hissediyorsunuz. İzzet ve onur dolu tarihin kokusunu duyuyorsunuz.
İstanbul, bizim için turistik gezinti yeri veya güzel bir tatil mekanı
değil. Bizim için bunlardan daha fazla anlam taşıyor. Kelimelere
sığdırmak zor. Duyduğun büyük onuru ifade etmek için 'Fethin
sembolü' demen yeterli.”
"Okuyucunun sıkılmayacağını bilsem yazmaya devam ederdim"
“Konstantinopolis,
Avrupa'nın başkentiydi. Konstantinopolis'i senin ondan, onun senden
olduğu biri fethetti” ifadesini kullanan Esmer, büyük bir tarihi mirasa
yaslanan modern Türkiye’deki kalkınma ve gelişimin, “insanların
birbirini yediği, kavgacı Arap dünyası"ndan gelen birini şoka
uğratmasının normal olduğunu belirtti.
Türkiye’de bir
hafta boyunca devam eden temasları sırasında “Türk devletinin aklı ve
yönetim kadrosuyla” buluşma fırsatı elde ettiklerini dile getiren Esmer,
“Eğer okuyucunun sıkılmayacağını bilsem bu şaşırtıcı tecrübe hakkında
yazmaya devam ederdim, siz de şok olmaya devam e
derdiniz” sözleriyle
yazısını tamamladı.
"Filistin'e sarsılmaz destek"
Heyette
yer alan El-Hayat gazetesi yazarı Cihad el-Hazin de Ankara ve
İstanbul'u kapsayan ziyareti sırasında Türkiye'de karar alma
süreçlerinde belirleyici olan liderlerin yanı sıra düşünce kuruluşları
ve Türk basınının önde gelen isimleriyle görüşmeler yaptıklarını
hatırlattı.
"Türkiye 80 yıl aradan sonra Arap ülkeleriyle
ilişkilerini yeniden güçlendirmek için gayret sarfediyor" tespitinde
bulunan Hazin, bu çerçevede Arap dünyasıyla ilişkilere öncelik
tanındığını, Türkiye'nin Filistin meselesine sarsılmaz bir destek
verdiğini vurguladı.
"Editör Masası'nda kusursuz tercüme"
Ankara’da
AA Editör Masası'na konuk olan Arap gazeteciler heyetinde de yer alan
Hazin, yabancı gazetecilerin ağırlandığı toplantı sırasında çevirinin
duraklama olmaksızın kusursuz bir şekilde yapılmasından büyük memnuniyet
duyduğunu ifade etti. Hazin, tercümeden sorumlu AA
muhabiri gencin hiçbir tereddüt yaşamadan özenle ve titizlikle
konuşulanları iki dile aktardığını, okurlarına aktardığı bilgileri de bu
çevirilere dayandırdığını belirtti.
"Türkiye, Arap dünyasına açılımında samimi"
Arap gazeteciler heyetinde yer alan Katar'daki Eş-Şark gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni Cabir el-Harmi ise "Yeni Türkiye" başlığı altında
yayımladığı dizi yazısının 3. bölümünde, Türkiye’nin Arap dünyasına
açılımında samimi olduğu vurgusunu yaptı.
“Türk yetkililer sanki
yıllar önce kaybettikleri dostlarını bulmuşcasına samimi bir ortamda
bizleri ağırladı" ifadelerini kullanan Harmi, yazısına şöyle devam etti:
“Ankara ve İstanbul’da düzenlenen çok sayıda konferans, Türk
yetkililerin Arap dünyasına yaptığı ziyaretler, özellikle Türk İşbirliği
ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'nın (TİKA) yürüttüğü farklı
alanlardaki projeler, Türkiye’nin Arap dünyasına açılımında samimi
olduğunu ve iki taraf arasındaki uyumu hızlandıracak pratik mekanizmalar
bulmaya yönelik girişimler yapıldığını hissetmenizi sağlıyor.”
Türkiye dış politikasında dört esas
Yazısında, Türkiye'deki temasları sırasında bir araya geldikleri
Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Beşir Atalay’ın, Ankara'nın Arap
dünyası başta olmak üzere dış politikadaki yeni açılım ve yönelimlerine
ilişkin açıklamalarına da yer veren Harmi, Atalay’ın, “İçeride olduğu
gibi Arap dünyasında da yeni Türkiye ile ilgili korkular olabilir.
Dışarıdaki bu korkuları da ortadan kaldırdınız mı?” sorusuna, “Arap
dünyasında hala korkanlar var mı bilmiyorum ancak biz Arap dünyasıyla
yakınlaşmaya gayret gösteriyoruz. Kardeşliğe ve farklı alanlarda
işbirliği ve iletişime önem veriyoruz. Arap ve İslam coğrafyası bunu
gerçekleştirebileceğimiz bir alan” şeklindeki yanıtını da okurlarına
aktardı.
Bir araya geldiği Türk yetkililerin, Türkiye’nin dış
politikasının dört esas üzerinde yükseldiğini belirttiklerini anlatan
Harmi, bunları, siyasi diyalog, siyasi ve ekonomik entegrasyon, herkes
için ortak barış ve farklı gruplar arasında birlikte yaşama kültürünü
yaymak” şeklinde sıraladı.