"duvarları yıkarız"
"O duvar O duvarınız Vııızz gelir Bize Vııızzzz." Nâzım Hîkmet Ran (NHR)
"duyan da okur; duymak için kör olmak mı lâzım?" "kör olmada gör beni"
"Robin hood bugün yaşasaydı medyadaki tekelleşmeyi bir numaralı düşman olarak görürdü" 15 05 2010 cannes film festivali Russel Crowe
"aslında robin hood yok cesur yürek var Robin Hood does not actually have a brave heart" Mel Gibson 07 01 2011 cuma
azsonra.blogspot.com
19 Ekim 2014 Pazar
Yüz kere ölüm cezası verseler de korkmam 19 Ekim 2014 ANKARA
Yüz kere ölüm cezası verseler de korkmam
19 Ekim 2014 ANKARA
Mısır'da
El-Cezire kanalının darbe mağduru sunucusu Mansur, "Yüz kere ölüm
cezası verseler de korkmam. Doğrunun yanında olmazsam, yaşamamın bir
anlamı yok" dedi.
Mısır'da, 25 Ocak 2011 Devrimi sırasında Tahrir Meydanı yakınlarında
bir avukatı alıkoymak ve işkence yapmak suçundan yargılanarak 15 yıl
hapis cezasına çarptırılan El-Cezire kanalı sunucusu Ahmed Mansur, "Yüz
kere ölüm cezası verseler de korkmam. Doğrunun yanında olmazsam,
yaşamamın bir anlamı yok" dedi.
Mısır'ın başkenti Kahire'nin
Tahrir Meydanı'nda devrik lider Hüsnü Mübarek'e karşı yapılan, ülkenin
kaderini değiştirecek 25 Ocak Devrimi sırasında görevini yapan gazeteci
Mansur, o günün kendisi için de bir dönüm noktası olacağından haberdar
değildi.
Mısır'daki Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) yöneticilerinden Muhammed el-Biltaci, darbe
karşıtı Ulusal İttifak liderlerinden Safvet Hicazi, eski Gençlik Bakanı
Usame Yasin ve Mansur'un da aralarında bulunduğu sekiz sanık, "25 Ocak
2011 devrimi sırasında Tahrir Meydanı yakınlarında bir avukatı alıkoymak
ve işkence yapmak" suçundan yargılandı. Kahire Ceza Mahkemesi, 11 Ekim
2014'te Polis Akademisi'nde görülen davada Biltaci, Faruk, Hicazi
ve Mansur'u on beşer yıl hapis cezasına çarptırdı. Ahmed
Mansur, Mısır'da bulunmadığı için hapis cezası gıyabında verildi.
Katar'da bulunan ve e-posta yoluyla AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Mansur, bir gazeteci olarak kendisinin de Mısır
Devrimi'ni tarihe not etmek için dünyanın her köşesinden gelen yüzlerce
basın mensubu gibi 25 Ocak 2011 günü Tahrir Meydanı'nda olduğunu
belirterek "Ayrıca devrimde varlıklarını hissettirmek
isteyen milyonlarca insanın yaşadığı anı paylaşan bir Mısırlıydım" dedi.
"Temelsiz, uydurma ve sahte iddialar"
Başlangıçta kendisinin davanın sanıklarından biri
olmadığını, itibarının zedelenmesi amacıyla isminin sonradan dava
dosyasına eklendiğini, bunu da medyadan öğrendiğini belirten Mansur,
"Bana yöneltilenler, temelsiz, uydurma ve tamamıyla sahte iddialar" diye
konuştu.
Mısır'da, devrimin ardından halkın iradesiyle seçilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi 3 Temmuz 2013'te deviren darbe
rejiminin, kendisini düşman olarak gördüğünü, suçlamaların öncesinde
Mısır'daki bütün para ve mülkiyetine hiçbir yasal
dayanak göstermeksizin el koyulduğunu anlatan Mansur, tek
suçunun televizyon programları ve yazılarında darbeye karşı çıkmak
olduğunu ifade etti.
Mansur, El Cezire'de yaptığı programlar ve
yazılarında Mısır'daki şiddet eylemlerini kışkırtmaktan başlayarak,
silahlı kuvvetlere zarar vermek, teröristlere yardım etmek, asılsız
haber yapmak, halkı yanlış yönlendirmek, devletin önde gelen kişilerinin
itibarını zedelemeye varan hakkında 177 ayrı iddianın soruşturulduğuna
ve vatandaşlıktan çıkarılmasının istendiği birçok davanın bulunduğuna
işaret etti.
Gazeteci Mansur, kendisine isnat edilen
suçlamaları reddederek bu iddiaların, devrik lider Hüsnü Mübarek'e karşı
yapılan 25 Ocak Devrimi'nde rejimin düşmesine katkı sağlayan herkesten
intikam almak amaçlı olduğunu, Rabia ve Nahda meydanlarında darbeye
karşı olan binlerce kişinin ölümüne yol açan ve 50 bin kişiye işkence
eden asıl suçluların ise hala özgürce istediklerini yaptıklarını
söyledi.
"Darbe rejimine meydan okuyorum"
Rejimin bu asılsız suçlamalarla kendisine karşı güttüğü kinin
boyutlarını, yapmaya çalıştığı "karakter cinayetini" ve zulümle
kendisini tahrip etme girişiminde bulunduğunu ortaya koyduğunu
vurgulayan Mansur, şunları kaydetti:
"Bu sahte davada
gerçekleştiği iddia edilen olayın yer aldığı yerin yakınlarında bir
yerde olduğumu gösterecek ufacık bir kanıtla gelmesi için Mısır darbe rejimine meydan okuyorum. Darbe
rejimi, karşıtlarını ahlaki ve kamu davaları açarak suçlu konumuna
getiren bir strateji güdüyor. Şunu iyi biliyorlar ki; yönelttikleri
siyasi suçlamalar, beni ülkemdeki insanların gözünde kahramana
dönüştürecek."
Mısır Ceza Kanunu'na göre gıyabında
yargılamalarda azami ceza verildiğine ilişkin bir soru üzerine
Mansur, rejimi protesto etmek için hala sokağa çıkıp gösteriler
düzenleyen yüz binlerce kadın ve çocuk ile yüzlerce tutuklu bulunduğunu
belirterek "Bu rejim çocukları korkutamıyor, beni nasıl korkutabilir? "
dedi.
"Gelecek, Mısırlı devrimcilerin elinde"
Mansur, darbe
liderlerinin dünyadaki diğer örnekleri gibi er ya da geç başarısız
olacağına inandığını ve Mısır'ın geleceğinin, özgür ve onurlu
devrimcilerin ellerinde olduğunun altını çizdi.
Yazılarında ve
her yerde darbenin karşısında olmaya devam edeceğini
söyleyen Mansur, "Bir gazeteci olarak bu durumda tarafsız olmamalıyım.
Ben doğrunun ve onu destekleyenlerin yanında olmalı ve yanlışların,
haksızlıkların, ihlallerin ortaya çıkmasını sağlamalıyım. Aksi takdirde,
yalancı bir tanık olacağım. Yüz kere ölüm cezası verseler de korkmam.
Doğrunun yanında olmazsam, yaşamamın bir anlamı yok" ifadesini
kullandı.
Mansur ayrıca kendisiyle hapis cezası alan Muhammed el-Biltaci'nin Mısır devriminin kahramanlarından olduğunu ve insanların zulümden kurtulması için kendini feda ettiğini belirterek Mısır halkının Biltaci'ye büyük minnet borçlu olduğunu sözlerine ekledi.