"duvarları yıkarız"
"O duvar O duvarınız Vııızz gelir Bize Vııızzzz." Nâzım Hîkmet Ran (NHR)
"duyan da okur; duymak için kör olmak mı lâzım?" "kör olmada gör beni"
"Robin hood bugün yaşasaydı medyadaki tekelleşmeyi bir numaralı düşman olarak görürdü" 15 05 2010 cannes film festivali Russel Crowe
"aslında robin hood yok cesur yürek var Robin Hood does not actually have a brave heart" Mel Gibson 07 01 2011 cuma
azsonra.blogspot.com
7 Kasım 2014 Cuma
Mescidi Aksa Ulu Cami'nin kardeşidir Başbakan Ahmet Davutoğlu 07 Kasım 2014 BURSA
Mescidi Aksa Ulu Cami'nin kardeşidir
07 Kasım 2014 BURSA
Başbakan
Davutoğlu, "Mescidi Aksa'nın bugün karşı karşıya kaldığı zulmü en iyi
Bursalılar anlar. Çünkü Mescidi Aksa Ulu Cami'nin kardeşidir" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Mescidi Aksa'nın bugün karşı karşıya kaldığı zulmü en
iyi Bursalılar anlar. Çünkü Mescidi Aksa, Ulu Cami'nin kardeşidir. Ulu
Cami, Mescidi Aksa ruhunu barındırır. Bir insanın Ulu Cami'ye girdikten
sonra bir şey hissetmemesi için ruhunda estetikten ve derinlikten hiçbir
eserin olmaması lazım" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Bursa Ticaret ve Sanayi Odasının düzenlediği "Ekonomiye
Değer Katanlar Ödül Töreni"nde yaptığı konuşmada, Bursa'nın tarihi ve
kültürel zenginliğine vurgu yaparak, kentin birçok zengin kültürü bir
arada uyum içinde barındırdığını söyledi.
Bursa'nın kültürel ve
medeniyet zenginliklerini anlatan Davutoğlu, "Bu ulu mekan Uludağ'ın
eteklerinde tesadüf değildir. Bütün şehirlerimizde olduğu gibi ulu bir
cami oraya konar ve hala Anadolu'da bazı camilerin diğer camileri bir
anlamda kardeş edinmesi gibi ki Diyarbakır'ın Ulu Cami'si de böyledir,
milli ve tarihi birliğimizi yansıtır. İki camide de Mescid-i Aksa'nın
kokusunu bulursunuz. Anadolu'da çok az camide Bursa Ulu
Camisiyle atmosferiyle bir deruni izini aynen yansıttığına şahit
olabilirsiniz" dedi.
"Mescid-i Aksa'nın bugün karşı karşıya kaldığı zulmü en iyi Bursalılar
anlar çünkü Mescid-i Aksa, Ulu Cami'nin kardeşidir. Ulu Cami, Mescid-i
Aksa ruhunu barındırır. Bir insanın Ulu Cami'ye girdikten sonra bir şey
hissetmemesi için ruhunda estetikten ve derinlikten hiçbir eserin
olmaması lazım. Ulu Cami bu çerçevesiyle anlamıyla mimari olarak farklı
olsa da aynen Bursa'nın, Edirne'nin ve İstanbul'un atası olması gibi Ulu
Cami de Selimiye ve Süleymaniye'nin atasıdır. İstanbul ve Edirne, Bursa
modeli üzerine inşa edildi. Bursa'da bütün o kadim birikim bir şehir
halinde tecessüm etti.
Sizler büyük bir hazinenin üzerindesiniz,
en büyük hazineniz Bursa şehrinin ta kendisidir. Onları korumak da
sizin için ulvi bir görevdir. Konya Hazreti Mevlana, Bursa Emir Sultan,
Ankara Hacı Bayramı Veli... Onlar arasındaki ruhu irtibatın, daha sonra
Aziz Mahmud Hüdayi ve Ufdade Hazretleri arasındaki ruhi irtibatın köşe
taşlarını koyun 4 büyük başkentimizin birbirine nasıl ruhen
irtibatlandığını, 13. yüzyıldan irtibatlandığını görürsünüz. Biz şimdi
bu başkentleri otoyollarla, hızlı trenlerle, en seri ulaşım araçlarıyla
sadece ruhen değil, bedenen de fiziken de birbiriyle
irtibatlandırıyoruz. Bu anlamda Bursa'nın o derin kültürüne sahip çıkmak
hepimiz için önemli bir vecibe. Sadece bu mu? Bununla yetmez, kadim
kültürün iktisadiyattaki yansıması İpek Yolu'dur. Bursa, ipek ile
anılır, şehir olmanın bir başka özelliği sadece mekan ve o şehre ruh
veren gelenek değil, ekonominin de o şehirde yaşanır olmasıdır. Bursa bu
anlamıyla adı üzerinde ipeğin de merkezi olması hasebiyle İpek Yolu'nun
en önemli durağıdır."
"Bir kez başkent olan şehir hep başkenttir"
Başbakan
Davutoğlu, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "bir kez başkent olan şehir hep
başkenttir" sözünü anımsatarak, bu anlamda Bursa'nın her zaman başkent
olarak bilineceğini belirtti.
Bursa'nın büyük ticaret yolları
üzerinde olması sebebiyle ekonomik olarak da değer kazanmış bir şehir
olduğunu, kısa dönemli iniş-çıkışlar yaşasa bile hep ekonominin merkezi
olma özelliğini koruduğunu ifade eden Başbakan
Davutoğlu, şehrin denize olan makul uzaklığı, kavşak durumda olması,
tarıma uygun toprakları ve son derece evsaflı insan kapasitesi ile
ekonominin gelişmesi için gerekli her faktöre sahip olduğunu anlattı.
"Bugün sadece kültürümüzün değil, siyasetimizin de aslında merkezi karakteristiği Bursa etrafında dokunmuştur" diyen Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Osman Gazi bir büyük cihan devletinin tohumlarını bu topraklarda attı
ve burada fetihi beklerken vefat etti, aynen bir büyük müjdeyi bekleyen
ulu bir yolcu gibi. Burada bir cihan devleti kendi tohumu etrafında
büyüdü büyüdü bir çınar halini aldı. Sonra İstiklal Harbimizde
sıkıntılarla karşılaştığımız da Bursa bizim için istilacılara karşı
onların Osman Gazi'nin türbesinde yaptığı o saldırgan tutuma karşı
istiklalimizin de tetikleyici şehirlerinden birisi oldu. Aslında bugün
'Bursa'yı anlayan Türkiye'nin bütününü anlayabilir' dersek yanılmayız.
Bugün hizmete açtığımız, Tarihi Göç Müzesi, Bursa tarihinin ve Bursa
insan dokusunun da hülasasını veriyor. Bu müzede Bursa'ya son 200
yıldır, imparatorluğun geri çekilme döneminde yapılan göçler anlatılır.
Kırım'dan, Girit'ten, Kafkasya'nın her köşesinden ve Balkanların her
köşesinden o topraklara Bursa'dan aldıkları ilhamla gidenler, geri
döndüklerinde Bursa'ya sığındılar. Bursa bir imparatorluğun çınar ağacı
gibi nasıl yükselirken etrafa kol kanat germişse düşüş esnasında da o
kolların ve kanatların sığındığı büyük bir gölgelik olmuştur. Biz,
Bursalıya minnettarız, Bursa'ya minnettarız ki o çınarın altına kendi
yurtlarından kopup gelen o muhacirleri aldı ve yepyeni bir şehrin
dokusunu hep beraber ortaya koydu. Onun için şimdi bizim takip ettiğimiz
bütün mazlumlara açık dış politikayı ve o mazlumları kabul etme
siyasetimizi de en iyi Bursalılar anlar çünkü bu Anadolu çınarının
altına sığınmaya gelen hiç kimse kapının önünde bırakılmaz, hiç kimse
bırakılmaz."
"Allah kimseyi Bursa'dan uzak eylemesin"
Başbakan
Davutoğlu, Bursa'da yaşayanların şanslı olduğunu, dışarıdan gelenlerin
de en az bir kez istifade etmeleri gereken bir şehir olduğunu
vurgulayarak, "Allah kimseyi Bursa'dan uzak eylemesin ve herkese bir
şekilde Bursa'ya gelip onun irfanından nasiplenmeyi mümkün kılsın.
Bursamızın siyasetimizdeki merkezi konumu, tarihimizdeki merkezi konumu
ekonomimizde de ona merkezi bir nitelik kazandırıyor. Nasıl tarih
boyunca bütün o kadim ekonomik havzaların bitiş noktası, bazen de bir
sonraki noktaya gidiş istasyonu Bursa olmuşsa bugün de ve yarın da Bursa
inşallah bütün bu ekonomik havzaların kesişim hatları üzerinde olacak"
diye konuştu.
Büyükşehir belediye başkanları istişare
toplantısını Bursa'da gerçekleştirmelerinin bir tesadüf olmadığını,
"kadim, modernite, küreselleşme evrelerinden güzel bir örnek görsünler
diye" belediye başkanlarını Bursa'ya getirdiklerini anlatan Davutoğlu,
değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
"Her bir şehrimiz,
büyükşehrimiz bulundukları yerde aynı kadim geleneği barındırırlar
burada zikr olan bütün büyükşehirlerimiz başta İstanbul olmak üzere,
Kayseri, Konya, Malatya, Kahramanmaraş, Erzurum, Trabzon hepsi bunu
barındırırlar. Hepsi de benzer bir şekilde modernleşmeyle çağdaşlaşma,
çağdaş bir şehir hayatıyla o kadim kültürü meczetme, kaynaştırma
sorunuyla karşı karşıyadırlar. Burada bugün biz, yaklaşık 4 saat
büyükşehir belediye başkanlarımızla bu temel konuları ele aldık.
Bursa'yı da değerlendirerek, bütün diğer tecrübeleri de değerlendirerek,
yeni 21. yüzyılda kendisine özgün ve bütün dünyaya örnek olacak bir
şehir geleneğinin temellerini atmaya çalıştık.
İmarlardan
başlamak üzere tarihi dokunun muhafaza edilmesi, yeni etik ve mimarı
kurallarla şehirlerimizin bir şekilde koruma altına alınması, ama aynı
güçte de yeni küresel havzalar haline dönüşebilmesi için ekonominin,
kültürün, sanatın ve siyasetin, yerel yönetimlerin bir entegre, bütünlük
içinde değerlendirilmesi konusunda son derece faydalı oturumda ve son
büyükşehir yasası etrafındaki meseleleri de ele alarak önemli kararları
birlikte aldık. İnşallah bunları hep beraber değerlendireceğiz. Bütün
hedefimiz şehirlerimizin köklü geleneğimiz ile çok parlak geleceğimiz
arasındaki temel istasyonlar, ara duraklar olmasını sağlamak. O parlak
gelecekte aynen burada olduğu gibi 'Bursa büyürse Türkiye büyür', bu
ilke bütün şehirlerimiz tarafından da benimsenmelidir. Şehirlerimiz,
ülkemizle birlikte büyüyecek ve gelişecek."
Türkiye'nin 2002'de toplam ihracatının 36 milyar dolar; geçen sene
Bursa'nın tek başına yaptığı ihracatın ise Türkiye'nin bir bütün olarak
2002'de yaptığı ihracatın üçte biri olduğunu belirten Davutoğlu, ''Bir
şehir, bütün bir Türkiye'nin 10 sene önce yaptığı ihracatın üçte birini
yapıyor şu anda. Bu, Bursa'nın dinamizmini, Bursa'nın dinamizmiyle
Türkiye'nin dinamizmi arasındaki ilişkiyi gösteriyor. Bursa
dinamikse Türkiye dinamiktir, Bursa hareketliyse Türkiye
hareketlidir, Bursa büyürse Türkiye büyür'' diye konuştu.
Teknoloji alanlarında ticarileştirme programı ile kamu alımları yoluyla
teknoloji geliştirme ve üretim programında da Ar-Ge ve inovasyon
çalışmalarının teşvik edildiğini aktaran Davutoğlu, şu
değerlendirmelerde bulundu:
''Peki Bursa'ya yansıması ne?
Türkiye'de 165 Ar-Ge merkezi var, bunun 23'ü Bursa'da. Bunun 19'u da
otomotiv sanayinde. Bütün Bursalılar'dan ve özellikle de ekonomiye değer
katan o kıymetli işadamlarımızdan ricamız şu; bu yeni hamle döneminde
otomotiv sanayindeki bu Ar-Ge çalışmalarını bütün sektörlere yayın.
Otomotiv sanayisi daha da gelişsin ama diğer sektörlere de yayılsın.
Türkiye'nin önümüzdeki dönemde fark oluşturacak, ekonomik performansının
arkasında Ar-Ge çalışmaları olacak.''
Son 12 yılda Gayri Safi
Milli Hasıla'nın dört misli büyüdüğünü, küresel ekonomik krize rağmen
büyümeye de devam ettiğini vurgulayan Davutoğlu, ''Şimdi bir yere
geldik. Artık bundan sonra atıl kapasite kullanımıyla büyüme ve sadece
belli sektörel yoğunlaşmayla büyümenin dönemi bitiyor, limitlerine
yaklaştık. Şimdi büyümemizin odağını, Ar-Ge çalışmaları ve insan odaklı
büyüme oluşturmak durumunda'' dedi.
Türkiye'nin 1 kilogram mal
ihraç ettiğinde 1.6 dolar kazandığını, Almanya'nın ise 1 kilogram mal
ihraç ettiğinde 4.5 dolar kazandığını belirten Davutoğlu, Bursa Ticaret
ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay'a teşekkür ederek, ''Bizim
emeğimizin takriben üç misli verimlilik var Almanya'da, bu o demek.
Neden? Çünkü, teknoloji yoğun. Sayın Burkay'a buradan, bu anlamda onun
şahsında bütün işadamlarımıza da şunu vurgulamak istiyorum; Haklı olarak
dediler ki Bursa gelişmiş bir şehir olarak bu teşvik paketlerinden
diğer yerlere göre çok fazla istifade etmeyebilir, Bursa'nın
gelişmişliği dolayısıyla daha önce açıkladığımız ama çalışmaları
yürüterek teknoloji yoğunluklu ve Ar-Ge ağırlıklı sektörlere ek
teşvikler vermeye hazırız. Yeter ki herkes, Ar-Ge ve inovasyona
yönelsin'' diye konuştu.
Yerli kaynaklara dayalı enerji
üretimi programı ve enerji verimliliğinin geliştirilmesi programına da
değinen Davutoğlu, sanayinin geliştiği yerde en önemli girdinin enerji
olduğunu belirtti.
Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Eğer
enerji verimliyse enerji maliyetleri düşer ve rekabet gücünüz artar.
Türkiye'nin de en büyük zaafı veya zayıf tarafı, enerji üreten ülke
olmaması. Doğal enerjide zaaf. Dış ticaret açığımızın büyük ölçüde
enerjiden neşet ediyor olması. Onun için enerjiyi öylesine verimli
kullanmalı ve yerli kaynaklara dayalı enerji üretimi öylesine
artırmalıyız, Bursalı sanayicinin ihtiyaç hissettiği enerji en ucuza
Bursa'ya gelebilsin veya Bursa'da üretilebilsin. Dolayısıyla bu yapısal
dönüşüm programlarında da doğrudan Bursa'ya hitap eden bir yön var.
Bütün sanayicilerimizi enerjide verimliliğin artırılması yönündeki
çabalarımıza katkıda bulunmaya davet ediyorum. Enerji tasarrufu yanında
Türkiye'de enerji üretimi alanında faaliyet göstermek ve transit ülke
olarak Türkiye'nin ve coğrafyasından geçen enerjiyi mümkün olduğu kadar
Türkiye'nin çıkarları yönünde değerlendirmek bizim için en temel
hedeflerden birdir.''
Altıncı öncelikli değişim programının da "Tarımda su kullanımının etkinleştirilmesi programı" olduğunu hatırlatan Başbakan
Davutoğlu, Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde Bursa'yı uzun uzun
anlattıktan sonra, "Velhasıl, Bursa sudan ibarettir, Bursa su ile
anılır" dediğini aktardı.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Gerçekten Bursa o güzel çeşmeleriyle suyun bolluğuyla anılır. Onun için
büyük bir tarım havzasıdır aslında. Bu tarım havzasını, organik tarımda
dahil olmak üzere en etkin şekilde kullanabilecek nadir
vilayetlerimizden biridir. Tarım havzasında sanayileşmenin, bir anlamda
başka alanlara kaydırılarak mutlaka Bursa'da o geleneksel tarım
kültürünün en güzel örneklerinin olduğu Bursa'da, yepyeni bir tarımsal
atılıma ihtiyaç var. Tarım artık geride kalan bir toplumun, öyleydi
eskiden 'sanayileşmiyoruz, tarım toplumu olmak geride kalmak' gibi.
Hayır. Önümüzdeki yüzyılın ve yüzyılların en stratejik sektörü, tarım
sektörü olacak çünkü gıda güvenliği olmayan ülkelerin sanayi güvenliği
de olmaz çünkü, kendisini besleyecek, kendisini gelecek nesillere
taşıyabilecek imkanları kaybeder. Onun için tarımda su kullanımının
etkinleştirilmesi anlamında da Bursa'da, su gibi aziz olan Bursa'da yeni
projelerin devreye sokulması önemli."
"Bursa şifa şehridir"
"Sağlık endüstrilerinde yapısal dönüşüm ve sağlık turizminin geliştirilmesi programı"na da değinen Başbakan Davutoğlu, Ortadoğu'da ne zaman birini görse İstanbul'dan sonra en fazla kendisine Bursa'yı sorduklarını anlattı.
İstanbul'un kültür turizmiyle hatırlanırken, şifa bulmak isteyenlerin
Bursa'ya geldiğini belirten Davutoğlu, "Bursa şifa şehridir"
dedi. Bursa'nın önemli bir sağlık turizmi potansiyeline sahip olduğunu
bildiren Başbakan Davutoğlu, bu nedenle sağlık turizminin geliştirilmesi programından en fazla Bursa'nın istifade edeceğini söyledi.
Son olarak da "Taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm programı"na atıfta
bulunan Davutoğlu, kentin ana arterler üzerindeki konumuna değindi.
Davutoğlu, "Tek boyutlu taşımacılıktan çıkıp, çok boyutlu lojistik
anlayışa geçişin örnek, öncü şehri Bursa olmalıdır. Bu anlamda şehrin
potansiyeli çok yüksek. Bütün bunlara baktığımızda Bursa'nın geçmişi
parlaktı, geleceği de parlak, geçmişi azizdi, geleceği de
aziz. Bursa'nın geçmişi irfan ve erdem doluydu, geleceği de inşallah hem
irfan, hem erdem, hem örnek bir şehir kültürüyle yoğrulacak. Yeter ki
Bursamıza sahip çıkalım, değerlerine sahip çıkalım" diye konuştu.
Başbakan
Davutoğlu, Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen
"Ekonomiye Değer Katanlar" adlı ödül töreninin ardından, AK Parti İl
Başkanlığına geçti.
Parti binası önünde kendisini bekleyen
vatandaşları selamlayan Davutoğlu, burada Ganime Albayrak isimli bir
kadınla sohbet etti.
"Sizin geleceğinizi duyunca koşa koşa
buraya geldim" diyen Albayrak, "Rabbim sizi korusun. Çok mutluyum.
Sizleri görmek bizi çok mutlu ediyor" diye konuştu. Davutoğlu da "Siz de
bizi mutlu ettiniz. Allah razı olsun" dedi. Davutoğlu, Albayrak'ın, "Her zaman isimsiz kahraman olarak dualarımızla sizin yanınızdayız" şeklindeki sözlerine, "Sizin duanız da yeter" şeklinde karşılık verdi.
Davutoğlu, basın önünde konuşmak istemediği sıkıntısı olduğunu söyleyen
bir kadından da yazılı not aldıktan sonra, AK Parti İl Başkanlığı'na
geçerek partililerle bir araya geldi.