10 Aralık 2014 Çarşamba
Türkiye insanlığın vicdanı olmaya devam edecek
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Türkiye'nin, zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı çıkmaya,
mazlumların sesi, insanlığın vicdanı olmaya devam edeceğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan, "Türkiye olarak, dünyanın neresinde olursa olsun,
zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı çıkmaya, mazlumların sesi,
insanlığın vicdanı olmaya devam edeceğiz. Bizi susturmaya çalışanlara,
aleyhimize kampanya yapanlara aldırmadan, dünyadaki adaletsizlikleri
açık yüreklilikle ifade etmeyi sürdüreceğiz" değerlendirmesinde
bulundu.
Erdoğan, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla
yayımladığı mesajda, 2014'ün, temel insan haklarının korunmasına dair
birçok uluslararası sözleşmenin kaynağını teşkil eden, insanlık
tarihinin önemli kilometre taşlarından biri olan Birleşmiş Milletler
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabul edilişinin 66. yılı
olduğunu hatırlattı.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin,
ortaya koyduğu temel değerler, özgürlükler ve haklar ile uluslararası
topluma yükümlülüklerini hatırlatan tarihi bir belge olma özelliğini
koruduğunu kaydeden Erdoğan, mesajında "Günümüzde, ilanından 66 yıl
sonra bile, dünyanın muhtelif yerlerinde en temel insan haklarının ihlal
edildiğine, milyonlarca insanın bu haklardan mahrum bırakıldığına şahit
oluyoruz. Kendi vatandaşlarının yaşam hakkını hiçe sayan, kendi
insanına zulmeden rejimler, başta Suriye ve Mısır olmak üzere dünyanın
birçok bölgesinde hiçbir yaptırıma maruz kalmadan eylemlerine rahatça
devam edebiliyor" değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, İsrail'in, Gazze'de 52 gün boyunca en ağır silahları
kullanarak, sivil asker ayrımı yapmadan, okulları, ibadethaneleri,
hastaneleri, ambulansları, sivil yerleşim yerlerini ve BM binalarını
bombalayarak kadınları, çocukları, gazetecileri ve yüzlerce masum sivili
acımasızca katlettiğini belirterek, mesajını şöyle sürdürdü:
"Zulüm
cezasız kalırken mazlum ve mağdurların çığlıklarına maalesef kulak
tıkanıyor. Ekonomik ve sosyal kriz ortamlarından istifade eden grupların
ve bazı siyasi partilerin ırkçılığı, yabancı düşmanlığını, İslamofobi
ve antisemitizmi körüklediğine şahit oluyoruz. Bugün Avrupa dahil
dünyanın çoğu gelişmiş ülkesinde dili, dini, rengi ve kültürü faklı
olanlar ötekileştirilmekte ve ayrımcılığın kurbanı olmaktadır."
-"Türkiye, barış ve huzurun hakim olması için üzerine düşeni yapıyor"
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Türkiye'nin, hem uluslararası platformlarda hem de bölgesel
işbirliği projeleriyle barış ve huzurun hakim olması için üzerine düşen
vazifeyi yerine getirdiğine, yapıcı tüm girişimlere destek verdiğine
dikkati çekerek, Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı girişimi
ve Finlandiya ile Eylül 2010'da BM bünyesinde başlatılan "Barış için
Arabuluculuk" girişimlerinin bu iradeyi gösterdiğini vurguladı.
Suriye
ve Irak'taki saldırılardan kaçarak Türkiye'ye sığınan 1 milyon 800 bin
kişiye etnik kökenine, diline ve dinine bakmadan ev sahipliği
yapılmasını "mazlumlarla dayanışmanın en müşahhas örneği" olarak
niteleyen Erdoğan, mesajına şöyle devam etti:
"Türkiye olarak,
dünyanın neresinde olursa olsun, zulme, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı
çıkmaya, mazlumların sesi, insanlığın vicdanı olmaya devam edeceğiz.
Bizi susturmaya çalışanlara, aleyhimize kampanya yapanlara aldırmadan,
dünyadaki adaletsizlikleri açık yüreklilikle ifade etmeyi sürdüreceğiz.
Bu
düşüncelerle İnsan Hakları Günü'nün Filistin, Suriye, Irak, Mısır,
Myanmar ve Afrika'daki mazlumlar ve mağdurlar başta olmak üzere tüm
insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyor, aziz milletimizin ve
tüm dünya toplumlarının 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nü tebrik
ediyorum."